Pazar, 11 Zilkâde 1445 | 2024/05/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu

No: RK–BA–2022–MB–TR–08 H. 3 Safer 1444
M. Salı, 30 Ağustos 2022

Siyasi Tıkanıklıktan Bilinmezliğe

Geçen yıl Ekim seçimlerinden bu yana Irak, siyasi açmaza girdi. Çünkü Sadr Hareketi ile Koordinasyon Çerçevesi arasında hükümet kurma konusunda Şii-Şii anlaşmazlığı yaşanıyor. Koordinasyon Çerçevesi’nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanın seçimini ve hükümetin oluşumunu engelleyen üçüncü seçeneği etkinleştirmesiyle sahne daha da karmaşık hale geldi.

Bunun üzerine Mukteda es-Sadr, mevcut milletvekillerine siyasi süreçten çekilmeleri talimatı verdi. Ardından göstericiler sokağa indi, Irak parlamentosunu bastılar ve es Sadr, “Yozlaşmışlarla diyalog olmayacak.” sloganıyla diyalog çağrılarını reddetti Bu nedenle Irak’ın durumu çıkmaza girdi.

29 Ağustos 2022 Pazartesi günü Şii merci Kazım El Hairi, sağlık sorunlarını ve ilerleyen yaşını gerekçe göstererek mercilikten çekildiğini ve İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in merciliğine uyulması gerektiği tavsiyesinde bulundu. Açıklamasında El Hairi, şunları söyledi: Bütün müminlerin İslam İnkılabı’nın yüce lideri büyük Ayetullah Seyyid Ali Hamaney’e) itaat etmesi gerekir. Zira kâfir ve şer güçlerinin asil İslam ümmeti üzerine köpekler gibi üşüştüğü bu koşullarda, Ali Hamaney Hazretleri ümmete önderlik etmeye, zulüm ve kibir güçleriyle mücadeleyi yönetmek en layık olandır.

Bu açıklama, İran’ın Mukteda es-Sadr’ın merciliğini terk etmesi için El Hairi’ye baskı yaptığını açıkça gösteriyor. El Hairi, yaptığı açıklamada bunu açıkça dile getirdi: “Şehit iki es Sadrın çocukları -Allah sırlarını kutsasın- bilsinler ki, iman Salih amelle birleşmedikçe ve canlarını uğrunda feda ettikleri hedeflerine uyulmadıkça iki şehidin sevgisi yeterli değildir. Sadece iddia veya aidiyet yeterli değildir. Kim iki şehit es-Sadr (Allah onlardan razı olsun) adına halkın çocuklarını ve mezhebi bölmeye çalışır veya içtihattan ya da şeri liderlik için gerekli şartlardan yoksun olduğu halde iki şehit adına liderliğe meydan okursa, es Sadr üyesi olduğunu iddia etse de aslında Es Sadırlı değildir.

Buna karşılık es Sadr, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda siyasetten çekildiğini açıkladı. Twitter’dan yazılı bir açıklama paylaşan es- Sadr, “"Ayetullah El Hairi de dâhil olmak üzere birçok kişi, Allah’ın lütfu ve babamızın lütfuyla elde ettiğimiz bu liderliğin, onların lütfu veya emriyle elde edildiğini düşünüyor. Necef El-Eşref, her zaman olduğu gibi dini otoritenin ana merkezidir.” dedi ve El Hairi’nin kararının kendi iradesiyle olmadığını vurgulayan es Sadr, İran baskısına açıkça atıfta bulundu.

Bu açıklamaların ardından ülke kaosa sürüklendi. Göstericiler Cumhuriyet Sarayı’nı bastı ve diğer illerde binlerce gösterici sokağa çıktı. Ülke genelinde bir sonraki duyuruya kadar akşam saat yediden sonra sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Al-Sharqiya TV, “El-Kazimi’nin, Yeşil Bölge’ye giren Sadr Hareketi yanlısı protestocularına karşı yapılacak müdahaleyi denetlediğini.” bildirdi.

Tırmanan bu olaylar, ülkeyi içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklüyor. Savaşa evirilmesi olasılıklar arasında. Amerika’nın da istediği şey tam budur. Böylece ABD, bölgedeki çıkarlarına ve projelerine hizmet eden çözümler dayatmak için kurtarıcı rolünü üstlenecektir.

Ey Irak Müslümanları! İşgalci yabancı güçlerin, kuklaları bölge ülkelerinin ve sizi yöneten siyasi blokların sizi umursamadıklarını, sorunlarınız veya acılarınızı önemsemediklerini defalarca söyledik ve açıkladık. Tek endişeleri, çıkarlarıdır. Bugün gördüğünüz ölü ve yaralılar, hangi vadide yok olacağınızla ilgilenmediklerinin en iyi kanıtıdır. Irak siyaset sahnesi spontane gelişmiş değildir, proaktif bir eylemdir. Sömürgeci güç, bu sayede çıkarlarına ulaşmayı ve planlarını uygulamayı arzuluyor.

Ey Müslümanlar! Sorun ve çarenin ne olduğunu anlamadıkça diğerleri gibi bu fedakârlıklar da boşa gidecektir. Sorun, işgalci Amerika tarafından dayatılan siyasal sistem ve anayasadır. Bu anayasa, ülkedeki mezhepçiliğin ve etnisitenin köküdür. Bu trajik sahne, bu yozlaşmış demokratik sistem devam ettiği sürece ülkede hüküm sürecektir. Demokrasi, Allah’ı değil insanı yasa koyucu yapar, halkların kaderine hükmeder.

Sorunun çaresi ise, ümmetin bu sistemdeki kusurun farkına varması, isyana kalkışması ve yerine egemenliğin yalnızca Yaradan’a ait olduğu adil bir insanlık sistemi getirmesidir. O sistemde Arap’ın Arap olmayana, beyazın siyaha takva dışında bir üstünlüğü olmayacaktır. Ümmet lehine ve aleyhine olanı, yönetici de Allah’ın yükümlü kıldığı Şeriatını uygulamayı bilecektir. Yönetici, Allah’ın yükümlü kıldığı bir çobandır ve güttüklerinden hesaba çekecektir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ؛ فَالْأَمِيرُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ عَلَيْهِمْ وَهُوَ مَسْؤُولٌ عَنْهُمْ Hepiniz çobansınız ve her biriniz kendi güttüklerinden sorumludur. Emir insanların çobanıdır ve güttüklerinden sorumludur.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
E-Mail: huti53@yahoo.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER