Hizb-ut Tahrir’li kadınlar da dâhil Tunuslu kadınlar, ülke ve halkın yağmalanmış servetlerini talep etmek üzere sokaklara döküldüler. Servetlerin insanlara dağıtılmasını istediler. Çarçur edilmesini ya da devletleştirme veya sözleşmeleri gözden geçirme ve şeffaflık gibi kapalı ve bulanık sloganlar adı altında yozlaşmış yöneticilere ihale edilmesini reddettiler.

Böylece ümmetin özgür kadınları, yüksek derecede siyasi uyanıklık içinde sömürgecilik ve yabancı bağımlılığı reddeden sloganlar attılar. Böylelikle kadınlar, kadın haklarını savunduklarını iddia eden, kadının davasını eşitlik için mücadele etmek olarak kısıtlayan, ihanet, ajanlık, ümmetin servet ve devriminin çarçur edilmesinde bile kadının erkek ile eşit olduğunu düşünen kadın ve diğer modernite kuruluşların kadını ana davasından oyalamak için çalıştıklarını gördüler. Kadının temel davası, ülkeyi sömürgecilikten kurtarmak, planlarını deşifre etmek ve sömürgeciliğe bağımlılığa meydan okumaktır. Daha da kötüsü, bu kuruluşların bu sömürgeciliği yerinde buldukları ve onu destekledikleri görülüyor.

Feminist hareketler, bilinçli ya da bilinçsiz, Batı ve onun çıkarcı ajanlarının gözetimi ve himayesinde, kültürel ve düşünsel bağımsızlık, yönetim ve siyasal Raşidi liderlik gibi birçok önemli davayı zayi etmek için erkekleri düşman addettiler. Dolayısıyla yüzeysel sloganlar dehlizlerinde hayırda yarış yok olup gitti. Ama bu tür bozuk çözümler, bizi doğru çözümden asla alıkoyamaz.

Bugün mücadelemiz, servetimizi yağmalayan sömürgecilik iledir. Biz, sömürgeciliğin köklerini ülkemizden kazımaya azimliyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ bizleri İslam Devletinin kurulmasına ortak olma onuruna nail eylesin. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin gölgesi altında servetlerimizi geri alacağız ve devrimimiz tamamlanacaktır ey değerli, onurlu lider bacılarımız! Bu, Allah’a zor değildir.

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ
“Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar.” ^{[Tevbe 71]}