Çarşamba, 29 Şevval 1445 | 2024/05/08
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2024-MB-TR-04 H. 12 Raceb 1445
M. Çarşamba, 24 Ocak 2024

Mücahitlerin El Megazi Mülteci Kampı Operasyonunda Zafer Elde Etmesi ve Onlarca İşgal Askerini Öldürmesi Mutant Yahudi Varlığına İndirilmiş Acı Verici Bir Darbedir, Vurdumduymaz Köle Yöneticilerin Yüzüne Atılmış Bir Tokattır

Yahudi varlığının ordusu, Mücahitlerin Gazze'de Megazi kampı yakınlarında bir tankı havaya uçurduktan ve bubi tuzağı kurdukları binaları yıktıktan sonra gerçekleştirdikleri ve Yahudi işgal askerlerinin enkaz altında kaldığı tek bir operasyonda 24 askerinin öldürüldüğünü ve belki de bu sayının çok daha fazla olduğunu itiraf etti. Ölü sayısı çok daha fazla olabilir. Yahudi liderleri, bunu bir felaket ve savaşın başlangıcından bu yana verilen en büyük kayıp olarak nitelendirdiler. Allah’ın lütfuyla bu operasyon, sebat ve cihatta elde edilmiş bir zaferdir.

قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ “Onlarla savaşın ki Allah sizin elleriniz ile onları cezalandırsın, rezil rüsva etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Müminlerin kalplerine şifa versin.” [Tevbe 14]

Şehit ve yaralı sayısının sürekli arttığı, yaşamsal tüm ihtiyaçların yok edildiği Gazze savaşının 109. gününde mücahitler, hâlâ tüm cesaretle savaşmaya, düşmanı her cephede mağlup etmeye, Yahudileri öldürmeye, yok etmeye, Gazze topraklarında rahat yüzü göstermemeye devam ediyorlar.

Bu cesur operasyon, Allah’ın mücahitlere verdiği zafer ve sabırlı Gazze halkının kararlılığı karşısında biz şunları vurguluyoruz:

1- Bu saldırı, Arap ve Müslüman ülkelerdeki egemen rejimlerin ateşkes sağlamak, zor duruma düşmelerini önlemek, savaşın uzamasıyla kurumları üzerinde artan baskıyı gidermek için uluslararası toplum katında yoğun çaba sarf ettikleri bir dönemde onların yüzlerine atılmış bir tokattır. Filistin ve Gazze halkına yardım etmek için çabaladıkları algısını ortadan kaldırmaktadır.

2- Şüphesiz ki Yahudi ordusu ve varlığı, Allah’ın en korkak yaratıklarıdır.

ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ أَيْنَ مَا ثُقِفُوا إِلا بِحَبْلٍ مِنَ اللهِ وَحَبْلٍ مِنَ النَّاسِ وَبَاءُوا بِغَضَبٍ مِنَ اللهِ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الْمَسْكَنَةُ“Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ahdine ve insanların himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah’ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir.” [Ali İmran 112] Ümmet, Yahudilerin korkak olduklarına somut olarak tanıklık etmiştir. Yöneticilerin, askeri çözüm ve Yahudilerle savaştan geri durmalarına bahane oluşturmak için ümmeti bu hayali ordunun gücüyle korkutma düşüncesi, artık resmen çökmüştür, dönüşü olmayan bir yola girmiştir.

3- Bu operasyon, sınırlı sayı ve teçhizata rağmen mücahitlerin bireysel zaferlerine tanıklık eden güç ehli ve orduların, ileride bu fırsatı kaçırdıklarından dolayı pişmanlık duymamak için kendilerini gözden geçirmeleri ve Gazzeli Müslüman kardeşlerinin yardımına koşmaları için bir fırsattır. Nitekim Yahudi varlığıyla tanık olmadıkları yapay savaşlarda da pişmanlıklar yaşanmıştır.

4- Onca yıkım ve şehitlere rağmen ümmet, ateşkesten ziyade Müslüman orduların arkasında denizden nehre kadar tüm Filistin’i kurtarmak ve zaferin yolunda duranları yenmek için Yahudilerle savaşmak istiyor. Yahudi varlığı ise savaşın birkaç ay daha süreceğini, ateşkes istemediğini duyurdu. O halde ümmetin orduları, Yahudilere şeytanın fısıltısını unutturmak ve bunlar ile arkalarında bulunan kimseleri dağıtmak için daha neyi bekliyor?

5- Mücahitlerin, sebatla, sabırla, savaş becerisiyle ve Yüce Allah’ın başarısıyla gerçekleştirdiği kahramanlıklar, ümmetin özgüvenini ve muazzam yeteneklerini güçlendirmiştir. Ümmet, bir asırdan fazla bir süredir düşmanlarına karşı cihat etmemiş, gerçek bir savaşa tanıklık etmemiştir.

6- Uluslararası toplumun, sömürgeci kafir Batı’nın, arkasındaki Amerika ve Avrupa’nın, Arap ve Arap olmayan yöneticilerin, sözde iki devletli çözüm çabaları, havanda su dövmekten ve kuru gürültüden başka bir şey değildir. Zira küstah Yahudi varlığı, iki devletli çözümü şiddetle reddettiği gibi pratikte de hiçbir gerçekliği yoktur. Ayrıca Allah’a, Rasûlüne ve Filistin halkına ihanettir.

7- İslam ümmetinin akidesi hala kalbinin derinliklerinde dip diridir. Aksa Tufanı operasyonu, cihat ve şehadet özlemini pratiğe dönüştürmüştür. Ümmet, Allah’a yardım ederse O’nun da kendisine yardım edeceğine inanıyor.

كَم مِّن فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللهِ“Sayıca az nice topluluklar var ki; Allah’ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir.” [Bakara 249] Ümmetin karşısında duranlar ise sömürgeci ajanı yöneticilerdir. Bu yöneticilerin maskeleri düşmüş hem onların hem de siyasi çevreler içindeki yandaşlarının yalancı olduğu açığa çıkmıştır.

8- İstisnasız Müslüman ülkeler arasındaki tüm sınırlar, ümmet düşmanı sömürgeci kâfirin bir eseridir. Bu yapay sınırlar, Müslümanların Filistin, Gazze ve diğer İslam ülkelerinde zafer elde etmelerinin önünde en büyük engel teşkil etmekte, utanmaz arlanmaz uydu yöneticiler de bu sınırların bekçiliğini yapmaktadır. Müslüman orduları, teçhizat ve yağmalanan mallarını bir araya toplamış olsalar, dünyanın en büyük gücünü oluşturmuş olacaklar, Allah’ın yeryüzündeki tüm düşmanlarını korkutacaklardır.

9- Yüce Allah’ın İslam ümmeti için arzuladığı zafer, İslam dinini üstün kılmaktır.

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ“O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasûlünü hidayet ve hak din ile gönderendir.” [Saff 9] Bu zafer, ümmeti sömürgeciler ve ajan yöneticilerinin pençesinden kurtaracak, Yahudi varlığını kökünden temizleyecek, Amerika ve Avrupa’yı Müslüman ülkelerden kovacaktır. Bu, pratik olarak aynı düşmanların 103 yıl önce yıktıkları Raşidi Hilafet Devletinin varlığıyla ve Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulmasıyla mümkündür. Hilafet, varlık yokluk meseledir, Müslümanların bütün savaşlarda zafer elde etmelerini güvencesidir. Hilafet Devleti ve siyasi entelektüel liderliğinin yokluğunda dünyanın kaybettiği rahmet ve adalet geri gelecektir.

Bir grup Batılı ajanın güdümü altında İslam ümmetinin, yüz yıldan fazla bir süredir diğer milletlerin peşinden gitmesi artık kabul edilemez. İslam ümmeti, kendisinden bir sistemin fışkırdığı ilahi bir akideye sahip. Bu sistem uygulandığında, ümmet eski şan ve şerefine yeniden kavuşacaktır. Hiçbir düşman, tebaasına zarar veremeyecek, büyük ya da küçük hiçbir devlet, topraklarına saldırmaya cesaret edemeyecektir. Öyleyse Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de kurduğu devlet gibi dinini uygulayarak ve İslam’ı dünyaya yayarak yeniden hayırlı ümmet olmasının zamanı gelmiştir.

كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız.” [Ali İmran 110]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER