Cuma, 24 Şevval 1445 | 2024/05/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ey Cihat ve Şahadet Şarkısı Söyleyenler! Yöneticiler ve Avaneleri, Sizleri ve Sloganlarınızı Gözetliyor Onlardan Sakının

Yahudi varlığının kuruluşunun 63. yıldönümü münasebetiyle Filistin ve Filistin dışında yapılan etkinlikleri ve hazırlıkları takip eden bir kimse, İslam ümmetinin bir vadide ve Filistin otoritesi de dahil yöneticilerin başka bir vadide yürüdüğünü somut bir şekilde görür. "Seferberlik Cuması" adı verilen 13.05.2011 Cuma günü yaşananlar buna örnek teşkil etmektedir. Zira etkinliklere katılanlar, milyonluk sabah salahını kılarak etkinliklerine Allah'ı zikirlerle, tesbihlerle, tekbirlerle ve tehlillerle başladılar. Ardından milyonluk kalabalık altında kurtuluş, cihat ve şahadet şarkıları söylediler.

Yöneticiler, yönetici kılıklılar ve saptırıcı medya organları ise her türlü yöntemle bu ümmetin evlatlarının samimi duygularının ve sebatkar azimlerinin önüne geçmek için ittifak kurdular. Bu duyguları ve azimleri, doğru ve verimli yolundan saptırmak için uğraştılar. Zira yöneticiler ve medya organları, bu etkinlikleri ve şehitlik özlemiyle yanan bu kişileri, gerçek kurtuluştan uzaklaştırmak amacıyla devletlerarası kararlara, tazminatlara ve Birleşmiş Milletlere yönlendirmek için aynı telden dem vurdular. İntifadaya gelince; Otoritenin Başkanı Mahmud Abbas, 20.04.2011 günü, "Filistin Otoritesi Başkanı olduğum sürece her ne şekilde olursa olsun yeni bir intifadanın patlak vermesine asla izin vermeyeceğim" diyerek bunu engelleyeceği sözünü verdi.

Ey İslam Beldelerindeki Müslümanlar! Ey Filistin Halkı! Ey İntifadacılar! Ey Ayaklananlar!

Yöneticiler ve medya organları sizleri aldatmasın ve dininizin herhangi bir hükmünden çevirmesin. Haykırışlarınız ve sloganlarınız, hem onları hem de sömürgeci efendilerini korkuttu. Bu nedenle saptırıcı medyalarıyla birlikte sizleri bundan saptırmaya ve istikametinizin hakikatini çarpıtmaya çalışıyorlar.

Haykırışlarınız, Allah'ı anmaktan daha çok hala Yahudilerle barış yapmaktan ve müzakere etmekten söz eden yöneticilerin suratlarına indirilmiş bir tokat gibiydi. Haykırışlarınız, Filistin meselesinde Rabbinizin hükmünü, gerçek çözümünün cihat ve Yahudi varlığının kökünü kazıyacak dev ordularla olacağını fark ettiğinizi ve Filistin'i kurtaracak ordunun içinde birer asker olarak Allah yolunda şehit olmayı özlediğinizi gösterdi. Sizler, kalabalık bir halde kalplerinizin derinliklerinden "Milyonlarca Kişi Kudüs İçin Şehit Olacaktır" diye haykırdığınızda kafirler ve yöneticilerden olan avaneleri, sizlerin müzakere masalarında ve Birleşmiş Milletlerin müdahale etmesini ve mültecilere tazminat ödenmesini talep eder bir haldeyken şehit olmayı kastetmediğinizi bilmektedirler. Bilakis bununla, savaş meydanlarında, cihat, şeref ve izzet meydanlarında şehit olmayı kastettiğinizi bilmektedirler. Keza yöneticiler ve arkalarındaki sömürgeci kafirler, -sizin haykırdığınız gibi- kalpten samimi bir şekilde "Hepimiz Salahaddiniz Seni Kurtaracağız Ey Filistin" diyerek haykıran bir kimsenin Allah yolunda mücahit ve Allah'ın güçlü ve kuvvetli muttaki kullarından bir kul olmayı kastettiğini bilmektedirler. Zira Allah ona rahmet eylesin Salahaddin, Mescid-i Aksa'yı kafirlerin pisliğinden temizleyene kadar gülmemeye yemin etmiş ve Allah da onu bu büyük şerefle şereflendirmişti.

Haykırışlarınız, Filistin'in Filistinlilerin meselesi olduğunu iddia eden FKÖ ve Filistin otoritesinin suratına indirilmiş güçlü bir tokat gibiydi. Keza Filistin meselesinin, 1,5 milyar Müslümanın meselesi olduğunu somut bir şekilde gösterdiniz. Arap ve Acem beldelerindeki Müslümanlar, Yahudilerin Filistin'de fesat saçması ve mukaddes arzın mülkiyet tapusunun Yahudilere verilmesi için bu meseleyi devletlerarası gizli anlaşmalarla kaçıran FKÖ ve Filistin otoritesinin elinden kurtarmalıdırlar. Bizler bu bağlamda Hamas Hareketi'ni, siyasî çizgide FKÖ ve Filistin otoritesi ile birlikte hareket etmenin tehlikesine karşı tekrar uyarıyoruz. Çünkü bu, FKÖ ve Filistin otoritesinin Yahudilerle olan anlaşmalarına "devletlerarası meşruiyet" kazandırır ve Hamas'ı, Filistin'in genelinin satılmasında "İslamî" bir mühür yapar. Hamas, bunu kastetsin yada etmesin fark etmez. Dolayısıyla onlara düşen, FKÖ'yü restore etmek ve ona katılmak değil onu yıkmaktır. Zira yasal anlamda temsilcilik, kurtuluşu değil Yahudilerle müzakere yapmayı gerektirir.

Ey Müslümanlar! Ey Filistin Halkı! Ey İntifadacılar! Ey Ayaklananlar!

Filistin meselesinde uluslararası hukukun tahkimini talep etmekten sakının. Zira uluslararası hukuk, tagutların hükmünden ibaret değil midir? Tazminat talebinde bulunmaktan da sakının. Zira tazminat, açık seçik bir aldatma altında Filistin'i satmaktan ibaret değil midir? Filistin'e ilişkin devletlerarası kararların uygulanmasını da talep etmekten sakının. Zira yöneticilerden sonra Filistin'i heba eden bu kararlar değil midir? Yahudi varlığı (İsrail'i), ümmetin bağrına bir hançer gibi saplayan bizzat bu kararlar değil midir? Mukaddes arz hakkında bizimle Yahudiler arasında hüküm vermesi için bu tagutları hakem yapmamız helal olur mu? Yoksa dalalete düşenlerden oluruz.

وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِي كُلِّ أُمَّةٍ رَسُولا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَ فَمِنْهُمْ مَنْ هَدَى اللَّهُ وَمِنْهُمْ مَنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ الضَّلالَةُ فَسِيرُوا فِي الأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ "Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve taguttan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkar edenlerin sonu nasıl olmuştur!" [en-Nahl 36]

Ümmete Filistin hususunda aslî görevinin onu tamamen kurtarmak olduğunu hatırlatmaya dönük yürüyüşleriniz ve seslerinizi yükseltmeniz, Allah'ın izniyle O'nun sizleri mükafatlandıracağı azme değer bir iştir. Ancak silahsız insanların haykırmak veya hududu geçmek için sınırlarına doğru sürünmesinin Filistin'i kurtarmayacağını bilakis var güçleriyle Allah'ın ve sizin düşmanınızı korkutacak bir kuvvet hazırlayacak olan müminlerin ordularının sürünmesinin kurtaracağını bilmelisiniz. Bugün ümmetin içerisinde yayılan cihat ve şahadet ruhu ise bunu, geçmişe oranla gerçekleşmeye daha yakın hale getirmektedir. Nitekim 1973 Ramazan Savaşı, Allah'a halis niyet besler ve yöneticilerimiz de düşmanlarımızla ittifak etmezlerse Yahudi varlığını söküp atmanın bir veya birkaç günlük bir mesele olduğunu göstermiştir.

Bundan dolayı orduların kışlalarına, karargahlarına, her nerede olurlarsa olsunlar ordu mensuplarına ve subaylarına yönelerek onlara hitapta bulunmalı ve Allah'ın resulünün Mesrası karşısındaki büyük görevlerini hatırlatmalısınız. Onlara üzerleri pas tutmuş savaş araçlarını ve uçaklarını harekete geçirmelerini söyleyin. Çünkü onlar, yöneticileri korumak ve Müslümanları bastırmak için değil Filistin'i kurtarmak için vardır ve icat edilmiştir. Onlara Allah'ın kendilerine iki güzellikten birini vaat ettiğini hatırlatın. Genişliği yer ve gök kadar olan muttakiler için hazırlanmış cennete koşun deyin.

Yöneticileriniz ve Filistin otoritesi, Filistin kurtarmayı değil Yahudilerle barış yapmayı istiyorlar. Zira bu, her münasebette dile getirdikleri gibi stratejik tercihleridir. Barış, kurtuluşun zıddıdır. Zira kurtuluş, Yahudi varlığını Filistin arzının üzerinden kaldırmak demektir. Barış ise Yahudi varlığının baki kalması demektir. Aksi takdirde kiminle barış yapılacak?

Bu nedenle Filistin meselesinde etkinliklerinize ve sloganlarınıza bu şeri anlayışın egemen olması için çalışın. Başta ordular olmak üzere ümmetin kitlelerine bu şekilde hitapta bulunun. Alemlerin Rabbini razı edecek köklü çözüme alternatif olacak bir şeyi kabul etmeyin. Simaları değişmiş olsa da mevcut yöneticilerin Filistin'i asla kurtaramayacakları hususunda yakin üzere olduğumuzu biliniz. Bu nedenle sizlere düşen, onları ve beldelerinizi yönettikleri sistemleri değiştirmek ve yöneticisi bütün Müslümanların Halifesi olan bir varlık altında İslam'ı eksiksiz mütekamil bir şekilde tatbik etmek için çalışmanızdır. Ki o Halife, onları Allah'ın dini üzere bir araya toplayacak, onları Allah'ın hükümleriyle gözetecek ve SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in buyurduğu gibi onlara hami olacak, onları ve onlarla birlikte Filistin'i ve işgal altındaki tüm İslam beldelerini kurtaracaktır: إنّما الإمام جنة يقاتل من ورائه ويتقى به "İmam [Halife] bir kalkandır onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur."

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ (4) بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ "İşte o gün, müminler de Allah'ın nusretiyle, zaferiyle ferahlayacaklardır. Allah dilediğine nusret, zafer verir. O, Azîz'dir, Rahîm'dir." [er-Rûm 4-5]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)


H. 11 Cumâde’s Sânî 1432
M.  Cumartesi, 14 May 2011

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER