Cuma, 24 Şevval 1445 | 2024/05/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ey Müslümanlar! Azgın Suriye Tâğutu Müslümanların Nezih Kanlarını Vahşice Akıtırken, Bu Sessizlik Neden?

Katil babasının izinden giden Suriye Tâğutu, sınırları kapatıyor, kentlere tanklarını sokuyor, kuşatılan kentlerin elektriğini, suyunu, telefonunu kesiyor, dünyayla tüm bağlarını kopardıktan sonra yüzü maskeli askerleriyle operasyonlar düzenliyor, sokak ortasında insanlara rastgele her taraftan mermiler yağdırıyor, keskin nişancıları bilgisayar oyunu oynar gibi insanları birer birer katlediyor, bu vahşet işlenirken tüm insani kıymetler ayaklar altına alınıyor, kadın-erkek, yaşlı-çocuk demeden menzile giren herkes hedef alınıyor, insanlar korkudan evlerinden çıkamıyor, ev ev arama yapılıyor, sokaklar cesetlerle dolu ve cenazeler ateş altından alınamıyor, yollar kan gölü!

Kim o katledilen, kanları sokaklara dökülen, evleri işgal edilen, gözaltına alınan insanlar? Onlar bizim Müslüman kardeşlerimiz ve bacılarımız! Hiçbir şey değilse masum insanlar! Birazcık imanı olan, birazcık insanlıktan nasibi olan hiç kimse, dünyanın başka bir köşesindeki kafir bir insana bile böyle bir zulme rıza gösteremezken, yanı başımızda olan, din kardeşimizden öte, çoğu özbeöz akrabalarımız olan o masum insanların böylesine pervasızca, acımasızca, kudurmuşçasına saldırıya uğramasına nasıl rıza gösterebilir, nasıl susabilir, nasıl görmezden gelebilir?

Fakat İslâm Âlemi ile sıcak ilişkiler kurma çabasındaki yöneticiler, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere, bu katliamı seyretmekten başka bir şey yapmıyorlar! Biri ölü toprağı atılmışçasına susuyor, biri Obama'yla görüştükten sonra dostu olan Suriye tâğutunu arayıp rahatsızlığını iletmekle yetiniyor, öteki sözde sıfır sorun politikasının örnek ülkesi Suriye ile diplomatik ilişkilerini incitmemek için geveliyor! CIA Başkanı Türkiye'ye gizlice gelip 5 gün boyunca Suriye konulu gizli görüşmeler yürütüyor, akabinde MİT Başkanı koşa koşa Suriye'ye gidip katillerle görüşmeler yapıyor! Diğer siyasi partiler ve liderler, seçim sarhoşluğunda yanı başımızdaki bu katliama kör gözlerle bakıyor! Tek kelime olsun, Suriye'deki vahşetten bahseden yok! Medya Batılı kaynaklarına göbekten bağlanmış, onların gözlüğünden olayları ekranlarımıza yansıtıyor! Sivil toplum kuruluşları, masalarına gömülmüş teorik çalışmalarıyla meşgul! Sözde İslâmî kesimler, cılız tepkilerle yetinip gözlerini diktikleri İran tâğutunun desteğini, Lübnan mücahidinin (!) tâğuta verdiği desteği nasıl yorumlayacaklarının ezikliği içinde, Filistin'deki dostlarının taklitçiliği içinde ölüm sessizliğine bürünüyorlar! Düne kadar Hama katliamını ağızlarına pelesenk edenler, bugün Hama'dan daha vahşice süregelen katliamı timsah gözyaşlarıyla izliyorlar! Siyasi yorumcular olayları analiz etmekten, değişik toplum kesimlerinin çelişkili tepkilerini kavramaktan, muhtemel akıbeti kestirmekten âciz! Tam bir travma, tam bir trajedi! İçler acısı, zavallı bir fasit vakıa!

 

Ey Müslümanlar!

Müslümanların başındaki yöneticiler, onların güdümündeki siyasi çevreler, kitle iletişim araçları ve sivil toplum kuruluşları, İslâmî, insanî, ahlâkî ve manevi değerlerini kaybetmişlerdir! Öylesine kaybetmişlerdir ki sanki hiç sahip değil gibidirler! Bağlı ve yâren oldukları, Batılı sömürgeci kâfir odakların dış politikaları, onların hem dünyalarını hem Âhiretlerini heder etmiştir! Hizmetçilik köleliğe dönüşmüş âdeta! SubhânAllah, olacak şey değil!

Olan şey şu; Suriye devleti Amerika'nın ajanı olan kukla bir yönetimdir. Amerika'ya ve bölgedeki Amerikan ajanlarına ağzı açık bön bön gözlerini dikenler, Allah'tan korkularına, akıllarına, merhametlerine, insaflarına, insanlıklarına göre değil, Amerika'nın dış politikasının gereklerine göre hareket edip ona göre ölçülü ve ince ayarlı tepkiler vermektedirler. İngiliz ajanı Kaddafi'ye, Bin Ali'ye, Ali Abdullah Salih'e, Amerika'nın gözden çıkardığı Mübarek'e ise çatabilmenin rahatlığını yaşamaktadırlar, bugün sessizliğe gömülenler, yarın Amerika Esed tâğutunu çizdiği zaman göreceksiniz ki ona karşı salvolarını sallamaya başlayacaklar.

وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ * مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ*...* وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ  "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak Allah, onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (O gün) zihinleri bomboş olarak, kendilerine bile dönüp bakamaz durumda ve gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar... Hakikatte, onlar (peygamberlere karşı) bir takım tuzaklar kurmuşlardı. Halbuki onların tuzaklarından dağlar yerinden oynayıp gitmiş olsa bile Allah katında onlara ait (nice nice) cezalar vardır." [İbrâhîm 42-43-46]

Ey Müslümanlar!

Suriye tâğutunun ömrü kısalmıştır artık, halkına düşman kesilip kuduz psikolojisiyle Müslümanların kanını böylesine pervasızca akıtan hiçbir tâğut, uğruna masum canlara kıydığı o koltukta çok fazla kalmamıştır. Bütün bunlar yaşanırken her şeyi gören ve her şeyden haberdar olan Allah Subhânehu insanları ve insan gruplarını bir imtihandan geçirmekte, kimin hakkı ve adâleti savunduğunu, kimin zulme rıza gösterip susan dilsiz şeytanlar olduğunu açığa çıkarmakta ve siz Müslümanlara onları tanımanız için göstermektedir. İşte Allah'ın hakikatlerini ifşa ettiği bu kişi ve toplulukları tanıyın, Ey Müslümanlar! Bilin ki sizi dîniyle şereflendiren, hidâyetiyle yol gösteren, vaadiyle sevindiren, Râsulü  [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in müjdesiyle müjdeleyen Allah Subhânehu, Nübüvvet Minhâcı üzere Râşidî Hilâfet liderliğinde İslâmî hayatın yakın gelecekte yeniden kurulmasını sağlayıp size mutlaka üstünlük verecek, sizi muzaffer kılacak, dînini hâkim kılacak ve yeniden sizi insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet konumuna yükseltecektir.

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ

"Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizi, size hayat veren şeye davet ettiğinde ona icabet ediniz." [el-Enfâl 24]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti


H. 29 Cumâde’l Ûlâ 1432
M.  Pazartesi, 02 May 2011

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER