Pazartesi, 12 Zilkâde 1445 | 2024/05/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Sizin İnsanlığınız Tel Örgülerin Ötesine Geçemiyor mu?

Türkiye sınırının sıfır noktasında bulunan ve muhalifler tarafından geçtiğimiz günlerde ele geçirilen Rasulayn kasabası, iki gündür katil Esed'in uçakları tarafından acımasızca bombalanıyor. Gerçek olduğu kadar acı olan ise Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinin bir mahallesi gibi olan bu topraklarda yaşanan zulmün, Türkiye topraklarından kolayca görülmesi ve Rasulayn sokaklarındaki çığlıkların Türkiye'den çok rahat bir şekilde duyulmasıdır. Bu nedenle bütün televizyon kanalları komşu ülkede yaşanan katliamı görüntüleyebilmek için kameralarını sınırın diğer tarafına çevirmişler ve sadece birkaç yüz metre ötede patlayan bombaları görüntüleme yarışına girmişlerdir.

Suriye'de zalim Esed yönetimine karşı kıyam hareketi başlamadan önce bu bölgede yine kameralar olur ve bayram günlerinde iki ülkede bulunan akrabaların bayramlaşmak için sınırı geçmeleri haber yapılırdı. Ailelerin bir kısmının sınırın diğer tarafında olduğu, her iki tarafın birbirlerinden kız alıp verdiği bu topraklarda görüldüğü üzere Ceylanpınar ile Rasulayn bir bütündür. Dil, din ve akrabalık bağı ile birbirlerine bağlı olan bu insanları birbirlerinden ayıran tek unsur, Lozan Antlaşması gereği aralarına çekilen tel örgüler, masa başlarında çizilen suni sınırlardır. Kâfirler tarafından çizilen sınırları korumak için çekilen bu tel örgüler, bölge halkı tarafından kolayca aşılırken, Türkiyeli yöneticiler nezdinde aşılamaz kabul edilmiştir. Çünkü onlar efendileri tarafından konulan sınırları aşmamayı şiar edinmiş ve iktidar koltuğunda bu sınırlara bağlı kaldıkları sürece oturacaklarını kabullenmişlerdir. İşte bunun için de sahih ve güçlü bir irade sergilemekten mahrumdurlar. O bakımdan devletlerarası sularda uçtuğu ve hasmane bir tutum içerisinde bulunmadığı belirtilen Türk savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesinden sonra, "Türk ordusunun 'angajman kuralları' değişmiştir. Suriye rejimine ait, sınırlarımıza yaklaşan her askeri unsur, tehdit olarak algılanacaktır" diyen Erdoğan, neredeyse sınırın üzerinde uçan ve bazen de sınır ihlali yaparak Müslümanları bombalayan Suriye uçaklarını görmezden gelmektedir. Savunma Bakanı da "eğer sınır ihlal edilirse harekete geçilecek" diyerek yeni bir aldatmacaya girişmektedir. Konuştukları ile yaptıkları birbirinden tamamen farklı olan Başbakana sesleniyoruz:

Ey Başbakan! Ortaya atmış olduğunuz 2071 vizyonunu gerçekleştirmek için tüm gücünüzle Rabbinizi razı etmeniz gerektiğini bilmiyor musunuz? Onu razı etmenin şer'i hükümlere tabi olmaktan geçtiğinin bilincinde değil misiniz? Tarih boyunca Müslümanlar, Sultan Alparslan gibi ölümü göze alarak cihad eden yöneticilerin peşinden gitmiş, onun arkasında ve onun ordusunda ölmeyi şeref saymışlardır. O ki Müslümanların duasını alarak kâfirlerle mücadele ederken, siz kâfirlerin desteğini alarak Müslümanların enerjisini tüketen bir paratoner vazifesi gördüğünüzü bizzat kendi ağzınızla itiraf etmiyor musunuz? Atalarınız davet ve cihad ile Kâfirlere İslam'ı taşırken, siz model ortak rolüne bürünüp Müslümanlara laiklik ve demokrasi pazarlama cüretinde bulunmuyor musunuz? Ecdadınız zalimin elini kırıp mazlumun yanında olmayı izzet addederken, siz bombalar altında inleyen mazlumların yanında olmaktansa Suriye Ulusal Konseyi ve yeni türetilen Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu denilen kukla yapılanmaların yanında durarak sömürgecilerin planına alet olmuyor musunuz?

Ey Başbakan! Allah'ın sizi mükellef kıldığı sorumlulukların sınırın diğer tarafındaki Müslüman kardeşlerinizi kapsamadığını mı düşünüyorsunuz? Rabbimizin, en başta iktidar sahibi olarak sizi hedef alan şu ayetini hatırlamıyor musunuz? وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا "Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?" [Nisa 75] Elinizde bulunan imkânları, bu zulmün ortadan kaldırılması için kullanmadığınız takdirde yarın Hesap Günü size büyük bir sorumluluk ve vebal getirmeyeceğini mi zannediyorsunuz? Vallahi işte bu var ya, korkunç bir yanılgı ve sizden önceki tüm yöneticileri ateşe götüren feci bir gaflettir. Umulur ki akledersiniz.الدِّينُ النَّصِيحَةُ ، قُلْنَا : لِمَنْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ : لِلَّهِ ، وَلِكِتَابِهِ ، وَلِرَسُولِهِ ، وَلأَئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur: "Din nasihattir." Dedik ki: "Kimin için Yâ RasulAllah?" Buyurdu ki: "Allah için, Kitâbı için ve Rasulü için, Müslümanların liderlerine ve genelinedir."

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti


H. 29 Zilhicce 1433
M.  Perşembe, 15 Kasım 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER