Çarşamba, 15 Şevval 1445 | 2024/04/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Erdoğan, Efendilerinin Ajandasını Gerçekleştirmek için İstanbul’da Yapılacak Zirveyi Açıkladı

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Erdoğan, Efendilerinin Ajandasını Gerçekleştirmek için İstanbul’da Yapılacak Zirveyi Açıkladı

Haber:

Erdoğan, Suriye çatışmasını görüşmek üzere Fransa, Almanya ve Rusya’nın katılımıyla İstanbul’da bir zirve düzenleneceğini açıkladı ve Türkiye basınının aktardığına göre Erdoğan, “Rusya, Almanya ve Fransa ile 7 Eylül’de İstanbul’da ayrı ayrı bir zirve düzenleyeceğiz” dedi. Moskova, Paris veya Berlin’den ise hiçbir onay gelmedi. 

Bu zirvede, Suriye’de yedi yıl devam eden çatışmanın gündeme gelmesi bekleniyor. Bu sırada Rusya, Türkiye ve İran, çatışmanın azaltılmasına yol açan Astana görüşmelerine sponsor oldular ancak siyasi olarak somut bir ilerleme gerçekleşmedi. 

2017 yılının başlarında Astana'da Suriye ile ilgili görüşmelerin başlamasından bu yana genellikle Rusya ve İran tarafından desteklenen Suriye Ordusu Güçleri ile muhalif gruplar arasındaki çatışmanın şiddetini azaltacak girişimler üzerinde yoğunlaşıldı.

Türkiye Cumhurbaşkanı, Rus mevkidaşı ve aynı zamanda İran mevkidaşı Hasan Ruhani ile geçen Nisan ayında Ankara’da bir araya geldi. Burada Erdoğan; “Hürriyet” Gazetesi’nin haberine göre herhangi bir tarih belirtmeksizin üç Cumhurbaşkanı’nın yakında Tahran’da bir araya geleceklerini söyledi. Ayrıca Pazartesi ve Salı günlerinde Rusya’nın Soçi kentinde Suriye’deki çatışmanın çözümü ile ilgili Teknik görüşmelerin yapılması planlanıyor. 

Yorum:

Erdoğan’ın sırtlanlarına ve ona diyoruz ki:

Suriye meselesi, kiminle yapılan bir çatışma ki çatışmanın çözümüne müdahale etmesi için kafir ülkelere çağrıda bulunuyorsunuz? Yöneticilerini muhasebe etmek, üzerlerine açıkça küfür hükümlerini tatbik ettiklerini gördüğünde onların indirilmesini ve onların yerine yaratıcısından gelen hükümlerin tatbik edilmesini talep etmesi  bu ümmetin bir hakkı değil midir? Bunun da ötesinde fiilen savaşan ülkeler, ümmetin üzerindeki düşmanlarının hegemonyasını pekiştirmek, dahası kafir ülkelerin ajandasını dayatmak ve uygulamak için bir konferansın düzenlenmesini talep ediyorlar. Erdoğan ve sırtlanlarına soruyoruz; dünya ülkelerinden herhangi birisiyle yapılan çatışmayı, bir çatışma olarak kabul ediyor musunuz!!?   

O zaman bu, bir şeye işaret ediyor; Erdoğan’ın, Suriye’deki Müslümanların çatışmasının kafir ülkelerle birlikte ajan ve kafir olan küfür sistemleriyle olduğunu bildiğini gösteriyor. Dolayısıyla kendisi, Müslümanlarla olan çatışmada efendisinin temsilcisi ve ümmetin otoritesini gasp eden kuyruğu ve ajanı olmasından dolayı konferansa yönelik çağrılarında Amerika’nın adını gizli tutuyor.      

Ey en hayırlı ümmet! Size düşkün gibi görünen ancak en büyük düşmanınız olan efendilerinin işlerini yapmaktan dolayı mutlu olan bu kişilerden büyülenmeniz artık yetmez mi? Milliyetçiliği ve sosyalizmi savunan Abdulnasır da, daha önce gözlerinizin önünde Filistin ve Sina’nın terkedilmesine, dahası Mısır-Kenane’nin bir ilinin nüfusunu bile geçmeyen bir avuç gruba teslim edilmesi için komplo kurulmasına dair sloganları ve ateşli konuşmalarıyla sizleri büyülemedi mi!?

Siz de biliyorsunuz ki Türkiye topraklarında gece gündüz Şam’daki halkınızı ve kardeşlerinizi vuran Amerika’nın askeri üsleri bulunmakta olup Erdoğan bu işlenen katliamlar karşısında kılını dahi kıpırdatmamaktadır. Dahası onun, Yahudi varlığı ile askeri ve sivil anlaşmalar yaptığını görmüyor musunuz!?

Yine onun öncesinde Baas sahibi Saddam Hüseyin’in, mesajını size iletmek ve fasit Baas mesajından etkilenmeniz için Yahudiliğinden vaz geçen Michel Eflak’ın mesajını taşımasından dolayı da büyülenmediniz mi!?  

Düşman ve dostun kim olduğunu görmeniz için sizin kıyamet gününe kadar varlığını koruyacak olan bir mesajınız yok mu!? Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcüsü kardeşiniz, Raşidi Hilafet’in yeniden kurulmasına davet ettiği için 15 yıl hapse mahkum olmadı mı!? Ancak Subhanehu’nun şu kavlinden dolayı Allah’ın hikmeti tecelli edecektir:   

مَّا كَانَ اللّهُ لِيَذَرَ الْمُؤْمِنِينَ عَلَى مَآ أَنتُمْ عَلَيْهِ حَتَّىَ يَمِيزَ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ “Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır.” [Âl-i İmran 179]

Yine Allahu Teala, şöyle buyurmuştur:

وَلِيُمَحِّصَ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ وَيَمْحَقَ الْكَافِرِينَ “Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kafirleri de helak etmek ister.” [Âl- İmran 141]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdullah Abdurrahman

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Yayın ve Arşiv Dairesi Müdürü

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER