Salı, 28 Şevval 1445 | 2024/05/07
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yılmaz ÇELİK Kirli Türkiye Yargısının Mahkûmudur!

بسم الله الرحمن الرحيم

Yılmaz ÇELİK Kirli Türkiye Yargısının Mahkûmudur!

Haber:

23 Haziran 2017 Cuma günü Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 20’ye yakın polis ile Hizb ut-Tahrir şebabı yiğit dava adamı Yılmaz ÇELİK’i iftar sofrasında gözaltına aldılar. Yılmaz ÇELİK, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin onayı ile hükme bağlanan 15 yıllık cezanın infazı için Ramazan Bayramı öncesinde cezaevine konuldu. Yılmaz ÇELİK biri 2007 diğeri 2009’da hakkında açılan iki ayrı mahkeme dosyasında yargılanmış ve Hizb ut-Tahrir’e üyelik suçlaması ile 7,5+7,5, toplam 15 yıl cezaya mahkûm edilmişti.

Yorum:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bugüne çoğu zaman kâfir İngilizler ile işbirliği yaptı. Bu dönemlerdeki yöneticiler ise her daim kraliçenin sadık birer kölesi oldular. Bazen de Amerika ile işbirliği yapan iktidarların yöneticileri Amerikan başkanları ile çok samimi dostluklar oluşturdular. Ancak kurulduğu günden bugüne Türkiye Cumhuriyeti İslam ve Müslümanlar ile mücadelesinde her daim istikrarlı oldu. Hem İngilizlerle çalışan iktidarlar hem de Amerika ile çalışan iktidarlar samimi Müslümanlara yönelik zulümlerinde istikrardan hiç taviz vermediler.

İngilizci Kemalistler tarafından yönetilen Türkiye iktidarları döneminde Müslümanlar darağaçlarında sallandırıldı ve değerlerimiz çiğnendi. Başörtüsü ve Kur’an’a açıkça savaş açıldı. O yılların bilançosu Türkiye’deki tüm kesimler tarafından çok iyi biliniyor. Zira daha unutamadığımız ve zulmünden kurtulamadığımız 28 Şubat süreci bu Laik Kemalistlerin Müslümanlara tattırdığı acılarla doludur. Şimdi iktidarda olanlar ise Amerikancı muhafazakâr demokratlar… Onlar da laiklerden farksız bir şekilde yine Müslümanlara zulmediyorlar. Hem bu Amerikancı muhafazakârlar her dönem zulümlerini uygulayıcı ortaklar ve cellatlar bulmak konusunda da çok mahirler.

Ak Parti İktidarının şu an “FETÖ” olarak isimlendirdiği Gülen grubu ile 2013 yılına kadar sürdürdüğü ortaklığı gizli değildir, zira kendileri de bu ortaklığı kabul ediyorlar. Afganistan ve Irak işgallerinin gerçekleştirildiği oğul Bush döneminde kâfirlerin işgal politikalarını ve işbirlikçi yönetimlerin ihanetlerini ifşa edip açıklayan, Müslümanları bu konularda aydınlatan, uyaran ve en önemlisi de uyandıran Hizb-ut Tahrir’e karşı Ak Parti iktidarı çok ağır bir mücadele stratejisi başlattı. İslami hayatın başlaması ve Raşidi Hilafet’in ikamesi için çalışan Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik Türkiye’nin her şehrinde neredeyse her yıl operasyonlar düzenlendi, tutuklamalar ve hukuk dışı yargılamalar yapıldı ve yüzlerce kişi cezaevine mahkûm edildi.   Amerikan çıkarları ve Gülen grubunun adına “hizmet” ismini verdiği küresel şer politikası örtüştü, bu dönemde Hilafet isteyenler hedef tahtasına konuldu.

Hizb-ut Tahrir’in çalışmalarını durdurmak için denemedikleri yöntem kalmadı, iftira attılar, yalan haber yaptılar, kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya çalıştılar, basite aldılar, küçük göstermeye çalıştılar ve hatta hiç olmayacak bir şeyi yapmaya kalkıştılar. Hizb-ut Tahrir’i silahlı bir örgüt gibi gösterip diğer şiddete başvuran örgütler gibi yargılamak için kumpas ve tuzaklar kurdular. İslam ve Hilafet düşmanı laik Ergenekon tayfası ile Hizb-ut Tahrir arasında ilişki kurmaya kalkıştılar. Çok hesap yaptılar ama bir hesabı unuttular. O hesap Allah’ın hesabıydı. Allah hem bu dünyada hem de öbür dünyada hesabını görendir. Gün oldu devir döndü, çıkarları çatışan iktidar ile “FETÖ” kavgaya tutuştu. Ve bu kavga işledikleri tüm zulümleri, hukuksuzlukları, kumpasları, tuzakları güneşin aydınlığı gibi açığa çıkardı. Ancak gördük ki açığa çıkan hukuksuzlukların mazlumu sadece Ergenekon ve Balyoz davalarından yargılanan laik Kemalistlermiş. 2002-2013 Ak Parti iktidarı döneminde Gülen grubunun (“FETÖ” nün) hukuk dışı yargılamalarından mağdur olmuş Ergenekon ve Balyoz sanıkları tek tek aklandı, haklarında berat kararları verildi ve milyonlarca lira tazminat ile de ödüllendirildiler.

Hizb-ut Tahrir üyeleri ve sempatizanları hakkında verilen ağır cezalar hakkında ise tek kalem oynatılmadı. Yıllardır devam eden ve yüzlerce Müslümanı mağdur ve mahkûm eden bu trajikomik yargılamaların düzeltilmesi için küçük bir adım dahi atılmadı. “Hizb-ut Tahrir’e Yönelik Yargı Zulmü” dedik ve tek tek bu hukuksuzlukları kamuoyu ile paylaştık. Yargı zulmünü duymayan kalmadı. Hukuk yolu denendi, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurular yapıldı ama üzerinden 2,5 yıl geçmiş olmasına rağmen daha hala başvurular işleme bile alınmadı. Mahkemelere yeniden yargılama dilekçeleri verildi ama hiç biri kabul edilmedi. Hizb-ut Tahrir yargılamalarını yürüten savcı, hâkim, kolluk kuvveti ve yüksek yargı hâkimlerinin tamamına yakınının şu an  “FETÖ”ye üyelik iddiası ile cezaevinde olduğunu söyledik, tek tek bu yargıçların isimleri yayınlandı ama buna rağmen bir yetkili çıkıp bu dosyalarda hukuk dışı yargılamalar yapılmış, zulmedilmiş haksızlık yapılmış diye bir tek kelime etmedi. Üstüne üstlük Yargıtay 9. Ceza Dairesinin “FETÖ”cü yargıçlarının Hizb-ut Tahrir hakkında aldığı hukuk tarihine geçecek gülünç içtihat kararına dayanarak 2014 ve 2016 da Hizb-ut Tahrir üyeleri hakkında yeni yargılama süreçlerini başlattılar.

Ey iktidar sahipleri, Hizb-ut Tahrir yargılamalarında dayandığınız delillerin, temellendirdiğiniz yasa ve kanunların neresinden tutsanız elinizde kalıyor bunu siz çok iyi biliyorsunuz. Zira tüm bu haksızlıkların, hukuksuzlukların, kanunsuzlukların ve zalimliklerin ortağısınız. Dün Gülenciler ile işbirliği yaptınız bugün kendinize hükmü uygulatacak daha zalim ortaklar buldunuz.

İşte mübarek Ramazan ayında iftar sofrasından kaldırdığınız ve hiçbir suçu olmadığı halde sevdiklerinden, ailesinden, dostlarından, dava arkadaşlarından ve en önemlisi İslam davasından ayırarak cezaevine gönderdiğiniz Yılmaz ÇELİK’in dosyası bu durumunuzun apaçık delilidir. Yılmaz ÇELİK Gülenci grup olarak bilinen “FETÖ” nün iftira ve yalanlarına, kumpaslarına cevap verdiği için cezaya mahkûm edildi. Yanlış duymadınız bir kez daha söylüyorum: Yılmaz ÇELİK Samanyolu Haber, Zaman Gazetesi, Aksiyon Dergisi gibi yayın organlarının Hizb-ut Tahrir’e attıkları iftiralara cevap vermek için kameralar karşısına çıktığından dolayı cezalandırıldı ve bayrama bir gün kala 7,5 yıllık ceza için hapse mahkûm edildi. Ey İktidar sahipleri yaptığınız hesap ne kadar da kötü hesap! Hiç mi daha önceki ortaklarınızın halinden ibret almıyorsunuz?

Gelgelelim Yılmaz ÇELİK’in 15 yılı tamamlayan diğer 7,5 yıl ceza suçunun ne olduğuna? 20007’de Ramazan Bayramında resmi ve sivil bazı kurum ve kuruluşlara bayram tebriği gönderdiği için dönemin ATO Başkanı Sinan AYGÜN’ün şikâyeti üzerine yargılanan Yılmaz ÇELİK sadece Bayramınız mübarek olsun dediği için 7,5 yıl ceza aldı ve hapse atıldı. Ne diyeyim, bu da size utanç olarak yeter de artar.

Son söz; Yılmaz ÇELİK’e bu cezaları verenler de onu iftar sofrasından kaldırıp hapse mahkûm edenler de aynı mihrakın adamlarıdır. İster yargıç olsun ister kolluk kuvveti olsun isterse de iktidar yetkilileri olsun hepsinin mihrakı aynıdır. O mihrak içerde değil dışardadır. Sizin siyasetiniz nasıl dış mihraklı ise yargınızda işte öyle dış mihraklıdır.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Mahmut Kar

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER