Salı, 07 Şevval 1445 | 2024/04/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
GÜZEL DAVRANIŞLARINIZDAN ASLA TAVİZ VERMEYİN!

بسم الله الرحمن الرحيم

GÜZEL DAVRANIŞLARINIZDAN ASLA TAVİZ VERMEYİN!

Müslümanlar ve dava taşıyıcıları olarak, İslami mesajları yaymak için, düzenli olarak başkalarıyla iletişim kuruyoruz. İslami öğretiler, günlük hayatımızda insanlarla nasıl bir iletişim kurmamız gerektiğine dair bizlere çok fazla öneri sunmaktadır. Bu öğretiler, başkaları ile olan iletişimde sıkıntılarla karşılaşıldığında, bunların giderilmesinde yardımcı olmaktadır. Genellikle kendi davranışlarımızı başkalarına göre odaklıyor, onlara ve en önemlisi de Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya kendimizi hoşnut edecek şekilde düzenliyoruz. Bu öğretiler ise, işte tam bu noktada, bunlarla baş etmemizde bizlere yardımcı olacaktır. Bu davranışlarımızı düzenlemeye ilişkin, İslami tavsiyelerden birkaç güzel örnek sunmak gerekirse bunlar:

*Müminlere karşı mütevazı olmak:

﴿وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ﴾

“..müminlere karşı da alçakgönüllü ol.” [Hicr:88]

﴿فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنْ اللَّهِ لِنْتَ لَهُمْ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لاَنْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ﴾

“Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.” [Âli İmrān:159]

*Başkaları hakkında olumlu düşünmek:

Ömer (ra)’dan rivayet edilmiştir, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Vessellem şöyle buyurdu: “Kardeşinizin söylediği söz hakkında kötü düşünmeyin, şayet iyi bir yorum bulursanız.”

*Başkalarının kusurlarını örtmek:

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Vessellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: أَقِيلُوا ذَوِي الْهَيْئَاتِ عَثَرَاتِهِمْ “Saygı duyulan insanların kusurlarını görmezden gelin”[Ebu Davud, Ebu Hureyre’den rivayet edilmiştir. (Allah ondan razı olsun)]

*Müminlere karşı affedici olmak:

«ارحَموا مَن في الأرضِ يَرحَمْكُم مَن في السَّماءِ» “Merhamet edenlere, Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 58; Tirmizî, Birr, 16)

*Kin gütmemek:

İbn Hazm ve AbdurRezzak’dan Ömer bin Hattab (ra)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 “Kim birinin suç işlediğine şahit olduğu halde onun cezasını vermez ise, kini ile şahit olmuştur”

Yukarıdaki noktalar, müminlere birbirleriyle iyi ilişkiler kurmada büyük rol oynamaktadır. Aynı şekilde, ilişkilerimizi en üst seviyeye getirmede yardımcı olmakta ve bu şekilde de Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya daha yakın bir bağımızın olmasını sağlamaktadır.

Bunları söylerken başkaları ile olan ilişkilerimizin sağlıklı olabilmesi adına, kendimizi bu tür İslami mefhumlar ile kuşatmalıyız. Dava taşıyıcıları olarak, İslam dışı toplumlarda yetişmenin, insanların kişilik gelişimi üzerinde büyük etkileri olduğunu derinlemesine anlamalıyız. Batıdaki ya da doğudaki tüm toplumların, inançsızlık, bencillik, egosantrizm, milliyetçilik, ahlaksızlık gibi, İslam'a zıt pek çok kavramlara maruz kaldıklarını kabul etmeliyiz. Bu kavramlar, toplumum her bireyini İslam’a bağlı kalmak için var gücü ile çalışan bireyler olsa dahi etkilemektedir. Genç yaştan itibaren güçlü ilişkiler kurmamız adına yardımcı olabilecek İslami kavramlarla yoğrulmadığımızda, sahip olduğumuz olumsuz mefhumlardan kurtulmak zorlaşır. Affetme, alçakgönüllülük, karşılıklı saygı, iyi düşünme gibi kavramların hepsi iyi bir ilişkinin temelinde bulunmaktadır.

Peki uzun bir süre iyi davranışlar sergilemek adına, elimizden geleni yapmış olmamıza rağmen, sorunlu ilişkilerimizde olumlu etki etmemesi durumunda ne yapmalıyız? Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın çaba ve fiillerimizden razı ve memnun olacağı şekilde, muhatabımız ile ilişkiler kurmayı nasıl başarabiliriz? İşte bu sorunların üstesinden gelebileceğimiz birkaç noktaya değinelim:

Bütün sorunlarda olduğu gibi, Allah Subhânehu ve Teâlâ bize sabır ve duayla yardım aramamızı emretti.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Vessellem’in her bir işte, duaya başvurduğu bilinen bir gerçek. Dua, müminin tesellisidir/silahıdır. Onunla birlikte Yüce Rabbine sığınır, yüreğini ve kalbini sükûnet ile doldurur. Her zorlu dönemde Allah’a sığınmalı, islerini ve ilişkilerini hayra çıkarması için O’ndan yardım istenmelidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın da bu çağrıya, karşılık olarak yardım ettiğini göreceksiniz.

Davranışınızı, İslam aracılığıyla bize verilmiş görgü kurallarıyla şekillendirmek her zamankinden çok daha önemlidir. Buna örnek verecek olursak; Batı’da büyüyenler, ‘intikam alma’ fikrine epey aşinadırlar. Bu durumda, görgü kurallarımızı unuttuğumuz, duygusal ve öfkeyle tepki verme potansiyeline sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Ve bu düşünce tarzına düşmemek için elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız. Kendimize ve Allah'a olan bağlılığımıza her zaman sadık kalmalıyız. Dolayısıyla, Allah'ı hoşnut eden davranışlarda mükemmel olmaya gayret etmeliyiz.

Tek hedefimiz Allah Subhânehu ve Teâlâ'yı razı etmek olduğu zaman, bir başkasının tepkisi çok da mühim olmuyor.

Emeklerinizin karşılığını beklediğiniz veya hak ettiğiniz gibi almadığınız takdirde, umutsuzluğa kapılmayın. Allah Subhânehu ve Teâlâ emeklerinizi ve niyetlerinizi biliyor ve görüyor. Bu, Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan başka hiçbir kimsenin size veremeyeceği kadar güçlü ve olumlu bir histir.

Yapılan ve yaptığınız hatalar için Allah Subhânehu ve Teâlâ'dan bolca af dileyin.

Müminler olarak, bütün sorunları, lehimize çevirebiliriz. Bu bizler için bir nimettir. Her sıkıntı, aslında dikkatimizi Allah Subhânehu ve Teâlâ'ya ve Onunla olan ilişkimize odaklamamıza yardımcı olacaktır.

Ve son olarak, şu hadisi hatırlayın:

«مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلاَ وَصَبٍ وَلاَ هَمٍّ وَلاَ حُزْنٍ وَلاَ أَذًى وَلاَ غَمٍّ حَتَّى الشَّوْكَةِ يُشَاكُهَا، إِلاَّ كَفَّرَ اللَّهُ بِهَا مِنْ خَطَايَاهُ»

‏‏‏‏“Allah yolundaki mümine isabet eden her yorgunluk, hastalık, sıkıntı, üzüntü, keder, hatta ayağına batan diken, günahlarına kefaret olur.”[Buhari, 5641]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Media Ofisi İçin Yazan

Yasmin Malik

Hizb-ut Tahrir Merkezi Media Ofisi Üyesi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER