Çarşamba, 29 Şevval 1445 | 2024/05/08
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yardımlar, Batı’ya Bağımlılık ve Ümmetin Yoksullaşmasıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yardımlar, Batı’ya Bağımlılık ve Ümmetin Yoksullaşmasıdır!

Haber:

Avrupa Birliği, Ukrayna’da devam eden savaşın ortasında artan gıda fiyatlarına olan tepkisini desteklemek için Ürdün’e 25 milyon Avro sağlayacağını açıkladı.

Yeni finansman, “Gıda Tesisi ve Dayanıklılık Girişimi’nin” bir parçasıdır.

Yeni fon, temel emtia kıtlığıyla ilgili acil durumlara çözüm bulmayı, kısa vadede sosyal koruma ağını sürdürmeyi ve gelecekte sürdürülebilir tarımı desteklemeyi amaçlıyor. Dolayısıyla fon, "krizden en çok zarar gören en savunmasız insanlara ve/veya ortaklara" tahsis edilecektir.

Ayrıca Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki ülkelere de yardım sağlanacak. (El-Gad, 9/4/2022)

Yorum:

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ürdün’ün buğday ithalatının çoğunun, Ukrayna ile ortak sınırı olan Romanya’dan geldiğini ve bunun da, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Medya Sözcüsü Yenal el-Bermavi’nin stratejik buğday stokunun güvenli ve 15 ay için yeterli olduğunu vurgulamasına rağmen krallığın ithalatının bu temel gıdadan etkilenme olasılığını artırdığını açıkladı.

Ürdün’de ve dünyada petrol fiyatlarının artmasıyla birlikte mesele sadece gıda maddeleri için değil nakliye maliyetlerine de yansıyacağı gibi dahası bu, tüm kaynaklara yönelik nakliye fiyatlarındaki artışı da etkileyecektir.

Ürdün hükümeti daha önce ekmek fiyatlarının geçiştirilmesi imkânsız olan bir kırmızı çizgi olduğunu açıklamıştı.

Diğer gıda maddelerine gelince; Ürdün, Ürdün Vadisi’ndeki sebze ve meyvelerden oluşan gıda sepetinin tüm Ürdünlüler için olduğunu kabul etmekte, dahası Körfez ülkelerine domates, salatalık, marul ve benzerleri gibi sebzeler ihraç edilmektedir.

Ürdün, Şam beldesi ülkelerinde meşhur olan temel ve temel olmayan gıda maddeleri, hatta yağlar ve zeytinler açısından zengindir. Zira Allah’ın arzının nimetleri çok ve boldur.

Ürdün hükümeti, çiftçilerin kuyu kazmasına izin vermek, toprakların dağıtımını düzenlemek ve bunları buğday, mısır, tahıl ve ağaçların ekiminde iyi kullanmak gibi ülkedeki tarım işlerini iyi bir şekilde organize etmiş olsaydı, tarımsal üretimin miktarı iki katına çıkardı. Zira Ürdün, verimli topraklara ve bol sulara sahip olan Şam beldesinin bir parçasıdır.

Ürdün’deki tarımın gerçeği işte budur. Peki o halde neden Avrupa tarım için finansman sağlıyor?

Bu milyonlar ve bu destek, Ürdün’de gıdaya mı gidecek?

Bu destekten yararlanacak olan, gıda sepetinin arazisine yoksulluğu, açlığı ve kuraklığı empoze eden hükümetlerdir.

Allahu Teala yöneticiye, tebaasının işlerini, siyasetlerini, korunmalarını ve gözetimlerini İslam’a göre idare etmesini emretmiştir. Dolayısıyla yöneticinin, tebaasına adil davranması ve din ve dünya işlerindeki maslahatlarını ifrat ve tefrite kaçmadan yerine getirmesi gerekir. Nitekim Abdullah İbn Ömer Radıyallahu Anh’dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: كُلُّكُمْ رَاعٍ فَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، فَالْأَمِيرُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْهُمْHepiniz çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz. İnsanların yöneticisi onların çobanıdır ve onlardan sorumludur.” 

İhmal eden ve kusur gösteren kişiyi uyarmıştır. Zira Ebu Yale Ma’kıl İbn Yesâr şöyle dedi: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini işittim: مَا مِنْ عَبْدٍ يَسْتَرْعِيهِ اللَّهُ رَعِيَّةً يَمُوتُ يَوْمَ يَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لِرَعِيَّتِهِ إِلَّا حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَAllah’ın, tebaasına yönetici yaptığı bir kul, yönettiği tebaasını aldatarak ölürse, Allah ona cenneti haram kılar.

Müslümanların başlarına musallat olanların onları temsil etmediklerini ve onları İslam ile gözetmediklerini öğrenmiş olduk. Zira onların halleri sıkıntı ve hayatları da zulüm ve zillettir. Bu yüzden tebaanın üzerine, ülkelerinin ve topraklarının servetlerinden yararlanmaları, para ve zenginliklerini geri almaları ve İslam’ın gölgesi altında güvenli ve emniyetli bir hayat yaşamaları için onları değiştirmek ve tahtlarını ortadan kaldırmak için çalışması vacip olmuştur.

Siz ey Müslümanlar! Daha önce İsrailoğullarının başına gelenler sizin de başınıza gelmemesi için zalimin karşısında hak sözü söyleyerek Allahu Teala’nın emirlerine bağlı kalmalısınız. 

Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّ أَوَّلَ مَا دخَلَ النَّقْصُ عَلَى بَنِي إِسْرائيلَ أَنَّه كَانَ الرَّجُلُ يَلْقَى الرَّجُلَ فَيَقُولُ: يَا هَذَا، اتَّقِ اللَّه وَدَعْ مَا تَصْنَعُ، فَإِنَّهُ لا يَحِلُّ لَكَ، ثُم يَلْقَاهُ مِن الْغَدِ وَهُو عَلَى حالِهِ، فَلا يَمْنَعُه ذلِك أَنْ يكُونَ أَكِيلَهُ وشَرِيبَهُ وَقَعِيدَهُ، فَلَمَّا فَعَلُوا ذَلِكَ ضَرَبَ اللَّهُ قُلُوبَ بَعْضِهِمْ بِبَعْضٍ»، ثُمَّ قَالَ: ﴿لُعِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ بَنِي إِسْرائيلَ عَلَى لِسَانِ دَاوُدَ وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ ذَلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ * كَانُوا لا يَتَنَاهَوْنَ عَنْ مُنْكَرٍ فَعَلُوهُ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ * تَرَى كَثِيراً مِنْهُمْ يَتَوَلَّوْنَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَبِئْسَ مَا قَدَّمَتْ لَهُمْ أَنْفُسُهُمْ﴾ إِلَى قوله: ﴿فَاسِقُونَ﴾ [المائدة: 78-81]. ثُمَّ قَالَ: «كَلَّا، وَاللَّه لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ، وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ، ولتَأْخُذُنَّ عَلَى يَدِ الظَّالِمِ، ولَتَأْطرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْراً، ولَتَقْصُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ قَصْراً، أَوْ لَيَضْرِبَنَّ اللَّه بقُلُوبِ بَعْضِكُمْ عَلَى بَعْضٍ، ثُمَّ ليَلْعَنكُمْ كَمَا لَعَنَهُمْİsrailoğulları arasında dinden sapma, ilk defa şöyle başladı:Bir adam bir başka adama rastlar ve:Bana baksana! Allah’tan kork ve yapmakta olduğun şeyi terk et. Çünkü bu sana helal değildir, derdi. Ertesi gün, aynı işi yaparken o adamla tekrar karşılaşır ve kendisini yaptığı kötü işten nehyetmediği gibi, onunla yiyip içmekten ve birlikte olmaktan da çekinmezdi. Onlar böyle yapınca Allah kalplerini birbirine benzetti. Sonra (Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu ayeti) okudu: “İsrailoğullarından kâfir olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır.Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazab etmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!Eğer onlar Allah’a, Peygambere ve ona indirilene iman etmiş olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi; fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardır.” [Maide-78-81] Sonra şöyle dedi: “Hayır, Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zalimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allahu Teala kalplerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrailoğullarına lanet ettiği gibi size de lanet eder.” [Ebu Davud ve Tirmizi rivayet ettiler.]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Fatıma Mahmud

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER