Cuma, 24 Şevval 1445 | 2024/05/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Han’ın İktidardan Uzaklaştırılması Liderlikte Krizi Hızlandırıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Han’ın İktidardan Uzaklaştırılması Liderlikte Krizi Hızlandırıyor!

Haber:

Pakistan Başbakanı İmran Han, günlerdir benzer bir girişimi engellemeye çalışmasının ardından parlamentoda yapılan güvensizlik oylaması sonucu görevden alındı. (El-Cezire)

Yorum:

İmran Han’a yönelik başarılı güvensizlik oylamasının ardından ordunun lütfuyla otoritenin dizginlerini yozlaşmış hükümet figürlerinden oluşan yeni bir hükümet üstlenecektir. Nitekim Han defalarca ABD’nin kendisini iktidardan uzaklaştırmaya çalıştığını iddia etmişti. Dolayısıyla Han’ın tamamen iktidardan uzaklaştırılması ve ordunun ABD ile iş birliği sayesinde kolaylaştırdığı itibarsız politikacıların geri dönüşü, Pakistan’daki liderlikte sistematik bir krizin oluşmasına yol açmıştır.

Liderlik krizini körükleyenlerin tek suçluları yozlaşmış politikacılar değildir, aynı zamanda üst düzey askeri subaylar, önde gelen bürokratlar, sanayiciler ve sivil liderler de eşit derecede suçludurlar. Başka bir ifadeyle onların tamamı ya sorumluluklarından vazgeçmişler ya da kafalarını kuma gömmüşlerdir. Ama bu liderlerin hepsinin ortak noktası ise dış güçlerle iş birliği yapmalarıdır.

Amerikalı ve İngiliz yetkililerle flört etmekten hiç çekinmeyen politikacılar, en küçük meselelerde bile Dubai, Londra ve Washington’a gidiyorlar. Zira onların büyük bir kısmı, hiç utanmadan açık bir şekilde Batılı güçlere köle olmayı arzu ediyorlar. Bir de sözde “İslamcı” politikacılar var ki onların da şu ana kadar siyaset sahnesine daha fazla yozlaşmışlık eklemekten, yöneticilerin nefret dolu davranışlarını meşrulaştırmaktan ve insanların siyasal İslam’a olan güvenlerini sarsmaktan başka hiçbir katkıları olmamıştır. 

Kıdemli subayların davranışları da aynı derecede acımasızdır. Zira aldatıcı selefleri gibi Bajwa da Pakistan’daki Amerikan çıkarlarını güvence altına almak için uzun ve geniş dağları yerinden oynatmış olup Pakistan hava üslerinden kana susamış Amerikan insansız hava araçlarından fırlatılan robotlar tarafından Pakistanlıların ayrım gözetmeksizin katledilmesi, onun kayda değer başarılarından bazılarıdır.

İş ve sanayi sektörü de bu eleştiriden muaf değildir. Zira tarih, vergi faturaları minimum düzeyde tutulduğu ve kredi temerrütünden de muaf oldukları sürece -ister sivil ister asker olsun- onların da herhangi bir hükümete ortak olmaktan hoşnut olduklarına tanıklık edecektir. Ayrıca iş adamlarının başarıları, teknoloji transferi ve ümmetin kendi kendine yeterliliğine katkı açısından ölçüldüğünde, hiçbir sonuç elde edememiştir. Kısacası 1947’deki kuruluşundan bu yana Pakistan liderliği, Pakistan’ı fikri gerilikten ve sömürgeci güçlere siyasi ve ekonomik olarak bağlılıktan kurtarma noktasında defalarca başarısız olmuştur.

Pakistan liderliğinin çıkmaza girmesinin temel nedeni tek bir faktöre bağlıdır ki o da; İngilizlerin arkalarında bıraktığı ve ABD’nin de daha sonra değiştirdiği ekonomik ve siyasi sistemdir. Dolayısıyla bu rejim, titiz bir şekilde çok sayıda yenilmiş, yozlaşmış ve Batı’ya meftun sivil ve askeri liderler yetiştirmiştir. Böylece Batılı güçlere hizmet etme hevesiyle, acımasızca Batılı çözümler ödünç alınmış ve Pakistan’daki yaşamın tüm alanlarına uygulanmıştır. Dolayısıyla kes yapıştır zihniyetinin başarısız olması kaçınılmazdır. Çünkü benimsenen çözümler, Pakistan’ın sorunlarından kopuk olduğu gibi insanların arzuladığı inançlara ve kültürel değerlere de aykırıdır. Bunun sonucunda Pakistan, yıllarca bugün doruk noktasına ulaşmış olan kargaşa ve kutuplaşmalara tanık olmuştur.  

Pakistan için tek kurtuluş, otoritenin dizginlerini dinamik yeni bir İslami liderliğin devralması ve Pakistan’ın düşüşünü tersine çevirmesidir. Bu liderlik ise geçmişten tamamen farklı olmalı ve yozlaşmış devlet sistemlerinin ve kurumlarının bir oyuncusu olmamalıdır. Ayrıca Pakistan’ın sorunları hakkında keskin bir ihsasa ve insanların inançlarını ve değerlerini yansıtan ideolojik bir vizyona sahip olmalıdır. Dahası mevcut Laik düzene karşı kapsamlı bir devrimde halka liderlik edecek ve Batı hegemonyasının tüm kalıntılarını ortadan kaldıracak kadar da cesur olmalıdır. Zaten Batı bu siyasi eğilimi, Hilafet Nizamının yeniden kurulması olarak tanımlamıştır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdulmecid Bahati – Pakistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER