Pazar, 11 Zilkâde 1445 | 2024/05/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Seçimlerde Kimin Kazanıp Kaybettiğine Bakılmaksızın İslam ve Müslümanlar Acılar Altında Kalmaya Devem Edecektir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Seçimlerde Kimin Kazanıp Kaybettiğine Bakılmaksızın

İslam ve Müslümanlar Acılar Altında Kalmaya Devem Edecektir

Haber:

Kenyalılar, bir sonraki Cumhurbaşkanlarının kim olabileceği hakkında karışık sinyalleri anlamaya çalışan sosyal medya ve ana akım medyayı incelemeye devam ediyorlar. Zira Başkan Yardımcısı William Ruto ve muhalefet lideri Raila Odinga ile bir araya geldi. (Star, 13/08/2022).

 

Yorum:

Şu anda bir sömürge çiftliği olarak Kenya, Cumhurbaşkanlığının kazananını açıklamadaki gecikme nedeniyle siyasi gerilimlerin içine batmış durumdadır. Rakip siyasi koalisyonları temsil eden siyasi ajanlar, karşılıklı seçim sahtekarlığı suçlamalarında bulunuyorlar. Kenya liderliğinin vakıası, yani siyasi ve askeri yapıları, sömürgeci efendisi İngilizlere bağlıdır. Bundan dolayı iç ve dış politikaları Londra’da formüle ediliyor ve Nairobi’de uygulanıyor. Bu nedenle seçimler, sömürgecinin, çiftliğinin idarecilerini desteklemek için kullandığı siyasi maskaralıktan başka bir şey değildir.

Bu nedenle Müslümanların, özellikle Cumhurbaşkanlığı düzeyinde olmak üzere belirli bir adayın zaferini veya kaybını kutlaması mantıksızdır. Çünkü bu demokratik seçimler, biz Müslümanların tüm şekilleriyle ona katılması temelden haram kılınmıştır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا للهِHüküm sadece Allah’a aittir.” [Yusuf 40] Dolayısıyla haramlılık, bizim seçmemiz, yani İslam şeriatının emirlerine aykırı kanun ve hükümlerin çıkarılmasında bizi temsil edecek kişileri seçmemiz gerçeğine dayanmaktadır.

Daha da kötüsü ajan yöneticiler, İslam’ın ve Müslümanların azılı düşmanlarıdırlar. Düşmanlıkları sadece sözleriyle değil, bilakis davranışlarıyla da teyit edilmektedir. Zira aşırıcılık ve terörle mücadele bahanesiyle İslam’ı ve Müslümanları hedef alan sömürge yasalarını ve politikalarının benimseyip uygulamaktadırlar. Bunun en iyi örneği 2008 yılında, dönemin Başbakanı Raila Odinga ve Tarım Bakanı ve daha sonra da Eğitim Bakanı olan William Ruto’nun, eski Devlet Başkanı Mwai Kibaki liderliğindeki koalisyon hükümetinin bir parçası olmalarıdır. Yani Terörle Mücadele Yasası onların liderliğinde çıkarıldı ve sonraki yıllarda onların gözetiminde daha da güçlendirildi.

Son raporlar, tacize uğrayan ve yasadışı cinayetlerle karşı karşıya kalan Müslümanların sayısının giderek arttığını teyit etmektedir. Ayrıca başkaları da, mali hesaplarını kapatan ve servetlerine el koyan devlet güvenlik aygıtı tarafından ekonomik yıkıma uğramaktadırlar! Ayrıca Müslümanlar için işleri daha da kötüleştirmek amacıyla 20 Temmuz 2022’de Mombasa’da Terörle Mücadele Polis Birimi’nin bir karargâhı açılmıştır. 81 milyon şilinlik ultramodern Terörle Mücadele Polis Birimi kompleksi, sömürgeci İngiliz hükümeti tarafından finanse edilmiştir. Ayrıca Kenya’daki İngiliz Yüksek Komiseri Jane Marriott, Kenya’nın Birleşik Krallık'ın Doğu Afrika’daki bir numaralı güvenlik ortağı olduğunu söyledi. Aynı şekilde terörizmin Kenya ve Birleşik Krallık’ın karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri olduğunu ve bu nedenle bu tehdide karşı koymak için Birleşik Krallık’ın Kenya’daki terörle mücadele çabalarını yılda bir milyar şilinle finanse etmeye devam edeceğini de söyledi! (Star, 20/7/2022).

Müslümanların, hayatlarının sefaletine neden olan demokrat politikacıları kutlamak adı altında kendilerini yutması için kurtlara yaklaşan koyunlar gibi davrandıklarını görmemiz sinir bozucu bir şeydir. Diğer taraftan İslam şeriatına sıkı bir şekilde bağlanmaya ve kafirlerin yönettiği küfür hükmüne rıza göstermemeye çağıran İslam’ın hükümlerini de görmezden gelmeleri de sinir bozucudur. Aslında demokratik rejimlerin altında yaşayan Müslümanlar, statükoyu ortadan kaldırıp onun yerine Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurarak İslami yönetim nizamını getirmek için gece gündüz çalışmadıkça kör insanlardır.

Tek umudumuz, kalkanımız ve İslam’ın, Müslümanların, malımızın, kanımızın ve haysiyetimizin koruyucusu Hilafettir. Zira Hilafetin yokluğu bizi yetimler kıldı ve her ahmak bizi hafife almaya başladı! Bu yüzden bu fani dünyada güvenli ve müreffeh bir hayat için umudumuzun Hilafet olduğunu hatırlamalıyız. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmalı ve tek bir Halifenin liderliğinde tek bir devlete davet eden tek bir ümmet olarak çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız. Zira Hilafet, topraklarımızın kutsallığını yeniden elde edecek, İslam’ın ve Müslümanların düşmanlarıyla savaşacak ve Müslümanların akıtılan kanlarının intikamını alacaktır inşaAllah. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّ اللهَ لَا يُخْلِفُ الْمِيعَادَAllah asla sözünden dönmez.” [Al-i İmran 9]

Tüm dünya bir çıkmazın içindedir. Hatta süper bir güç ve sözde demokrasinin meşalesi olan Amerika bile çökmek üzeredir. O halde gelmekte olan Hilafet için çalışmak amacıyla bu altın fırsatı değerlendirmekten geri durmayın.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ali Nasuru Ali

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER