Çarşamba, 29 Şevval 1445 | 2024/05/08
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gazze Savaşı: Unutulmaz Bir Derstir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Gazze Savaşı: Unutulmaz Bir Derstir!

Haber:

Gazze’deki savaş 47 gündür sürüyor ve bu süreçte pek çok şey ortaya çıktı.

Yorum:

Belki de Gazze’deki savaşta ortaya çıkan en önemli şey, İslam akidesinin nefislere yerleştiğindeki gücü ve böylece insanların doğaları gereği yapamadıkları şeyleri yapmasıdır. Zira evlatlarını Allahu Teala’ya emanet eden ve mükâfatını sadece Allah’tan umarak sabreden anneleri ve babalarının izinden giderek şehit olmayı dileyen evlatları ve daha birçok şey gördük… Arap yöneticilerin, özellikle Yahudi varlığının yenilmez bir güç olduğunu ve onunla karşı karşıya gelemeyeceklerini iddia eden çevre ülkelerin yalanları ortaya çıktı; zira çok az teçhizat ve silaha sahip olan ve mükâfatını sadece Allah’tan umarak sabreden küçük bir grup Yahudilere saldırarak düşmanı şaşkına çevirdi, onun ayıbını ortaya çıkardı ve kırılganlığını ifşa etti.

Aynı şekilde Filistin ve diğer Müslüman ülkelerdeki Müslümanların gerçek düşmanın sadece Yahudi varlığı olmadığını, aksine onun arkasında mücahitlerin öncülerine karşı savaşa pratik olarak katılmak için hiç gecikmeden hızla koşan Amerika, İngiltere, Fransa ve Avrupa’nın olduğunu ortaya çıkardı, Yahudi varlığının onların küresel sistemlerinin bir parçası olduğunu ve Müslümanlara karşı çatışmalarda onları temsil ettiğini teyit etti ve bu varlığın ilk günden itibaren kurulmasının temel amacının, Müslümanların cihat bayrağını yeniden taşıyacak siyasi varlıklarını yeniden inşa etmelerini engellemek amacıyla kendileri için süngü başı olsun diye İslam dünyasının kalbinde İslam’dan nefret eden Batı’nın varlığını korumak için olduğunu hatırlattı. Nitekim varlığın başkanı bunu gizlemedi, bilakis Fransa’ya yaptığı son ziyaretinde bunu açıkladı ve bu varlığın, karanlığın derinliklerinde boğulan Avrupa’ya nur meşalesini taşımak için Müslümanların geri dönmeleri engellemek amacıyla savaştığını vurguladı.

Aynı şekilde dünyanın çeşitli yerlerindeki Müslümanların enerji potansiyelini ve onların, Allah’ın kelimesini yüceltmek ve varlığı çöküşün eşiğine gelmiş olan vahşi düşmana karşı cihat etmek için yanıp tutuştuklarını ve özlemlerini ortaya çıkardı. Aynı zamanda Müslümanların, gerek açık bir zafer için atılacak adımlar silsilesinde gerekse tüm enerjisiyle, askeriyle ve medyasıyla bu varlığın arkasında duran en büyük düşmanla yüzleşmede dakik bir bilince ihtiyaçları olduğunu, daha ziyade kendisi için bir kalkan ve koruma olması, arkasında savaşılması ve kendisini zalimlerin ve onlara destek verenlerin şerlerinden koruması için ümmetin sevinçte ve kederde işitmek ve itaat etmek için biat ettiği bir Halifenin varlığı dışında tek bir düzeyde toplanması imkansız olan İslam ümmetinin gücüne, enerjisine, kaynaklarına, gençlerine, alimlerine ve tüm güç kaynaklarına ihtiyaç olduğunu da ortaya çıkardı.

Müslümanların imajının gerçek şekliyle net olmaması nedeniyle insanlar, Yahudilerin hastanelere, okullara, camilere, bebeklere, yaşlılara ve kadınlara yönelik saldırılarının durdurulması için Birleşmiş Milletlere çağrıda bulunmak için seferber oldular ve bu örgütün, Müslümanların ve tüm insanların düşmanlarının arkasına saklandığı bir kalkan olması için ortaya çıkarıldığını anlayamadılar. Böylece düşmanı Uluslararası Mahkemeye sevk etmenin bir başlangıcı olarak, uluslararası hukuku ihlal ettikleri gerekçesiyle düşmanın suçlarını kanıtlamaya koşuştular! Oysa bu mahkemenin başlangıçta, halkları sömürgeleştirebilmek, ülkelerini işgal edebilmek ve zalim rejimlerine karşı çıkmaya çalışan herkesi bastırabilmek düşüncesiyle inşa ettikleri dünya düzenini baltalamaya çalışanları bastırmak için kurulduğunu anlayamadılar.

Müslümanların bir yandan bu kötü koşulları, diğer yandan da elverişli koşulları değerlendirip köklü bir değişimi gerçekleştirmeleri daha doğru ve daha yerinde olur; bu da Müslümanların, Müslümanları zincire vurmak, orduların ellerini kısıtlamak ve orduları, kendi halklarına baskı yapmak ve İngiltere, Amerika ve Fransa’nın ajanlarının tahtlarını korumak amacıyla boyun büker bir hale getirmek için oluşturulan yöneticiler ve rejimler de dahil olmak üzere sömürgeci kâfirlerin kalıntılarından kurtulmak için çalışmalarıyla olacaktır…

Evet, tüm samimiyet ve içtenlikle söylemek isteriz ki sömürgeci kâfir, Filistin’de Yahudi varlığını, kendisi için ileri bir cephe olsun diye kurmuş ve onu Müslüman halklardan muhafaza edip korumak, istikrarını ve gücünü garanti altına almak için Yahudi varlığını kurdukları aynı dönemde inşa ettikleri rejimlerle çevrelemek yoluyla onun devamlılığını ve ayakta kalmasını sağlamıştır; dolayısıyla şayet bu rejimler olmasaydı, Yahudiler başlangıçta hiçbir karar sahibi olmayan bir varlık için göç etmeyi kabul etmezlerdi.

Bugün artık bir Müslümanın cehalet ve zayıflık bahanesi kalmamıştır; zira kartlar, özellikle İslam ve Arap dünyasındaki ülkeleri bir araya getiren ve dağın fare doğurduğu zirve konferansında herkesin gözü önünde açılmıştır! Dolayısıyla onların önünde, Filistin’deki suni varlığın kırılganlığının boyutu ortaya çıktığı gibi onlar için iman ettikleri akidenin gücünün boyutu da ortaya çıkmıştır; o halde Gazze’nin çocuklarında, kadınlarında, yaşlılarında ve mücahitlerinde gördükleri ve şahit olduklarından asla unutamayacakları bir ders alsınlar.

وَلاَ يَحْزُنكَ الَّذِينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ إِنَّهُمْ لَن يَضُرُّواْ اللهَ شَيْئاً يُرِيدُ اللهُ أَلاَّ يَجْعَلَ لَهُمْ حَظّاً فِي الآخِرَةِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ * إِنَّ الَّذِينَ اشْتَرَوُاْ الْكُفْرَ بِالإِيمَانِ لَن يَضُرُّواْ اللهَ شَيْئاً وَلهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ * وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِّأَنفُسِهِمْ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُواْ إِثْماً وَلَهْمُ عَذَابٌ مُّهِينٌ(Rasulüm) İnkârda yarışanlar sana kaygı vermesin. Çünkü onlar, Allah’a hiçbir zarar veremezler. Allah onlara, ahiretten yana bir nasip vermemek istiyor. Onlar için çok büyük bir azap vardır.İmanı küfürle değiştirenler, şüphesiz Allah’a bir zarar veremeyeceklerdir. Onlar için elem verici bir azap vardır.İnkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz fırsatın sakın onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Onlara verdiğimiz fırsat ancak günahlarını arttırmaya yarıyor. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.” [Al-i İmran 176-178]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed Ceylani

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER