Cumartesi, 25 Şevval 1445 | 2024/05/04
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türkiye’nin, Cezayir’in Arka Bahçesine Yakınlaşması Kimin Çıkarı İçindir?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Türkiye’nin, Cezayir’in Arka Bahçesine Yakınlaşması Kimin Çıkarı İçindir?!

Haber:

Türkiye, ülkedeki mevcut askeri otoritenin liderliğinin terörizme karşı savaş ve silahlı grupların takip edilmesi –ki bu, İslam ve Müslümanları Destekleme örgütü de dahil olmak üzere ülkenin kuzeyindeki silahlı Azavad gruplarına işaret ediyor- olarak adlandırdığı şey için Mali askeri kuvvetlerine yaklaşık 20 tane Bayraktar İHA’sı temin etti; bu ise Türkiye’nin, Cezayir’in güney komşusunda oynağı rolünü ihlal etmesi, 2015’ten bu yana sponsorluğunu yaptığı Mali barış ve uzlaşı anlaşmasının nihai olarak iptal edilmesi ve Türkleri, Rusları ve Çinlileri memnuniyetle karşılayan ve Cezayir’i tamamen görmezden gelen iktidardaki askeri cuntanın konumunun güçlendirilmesi olarak değerlendiriliyor.

Mali’de iktidardaki askeri cuntanın başı ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Albay Assimi Goita,aralarında Türk yapımı “Bayraktar TB2” insansız hava araçlarının da bulunduğu yirmiye yakın insansız hava aracını, Modibo Keita Uluslararası Havalimanı’ndaki başkanlık dairesinde teslim aldı. Başbakan, Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı, Savunma Bakanı, gaziler, hükümet üyeleri ve Türkiye’nin Bamako Büyükelçisi Efe Ceylan’ın katıldığı askeri uçağın resmi devir teslim törenine Goita başkanlık etti.(El-Arab, 07/01/2023)

Yorum:

Mali İslami bir ülke olup nüfusunun çoğunluğu yani %90’dan fazlası Müslümandır; nitekim burası Fransa tarafından işgal edilmiş ve 1904 yılından bu yana ilhak edildiğini duyurmuş ve 1960 yılında da resmen bağımsızlığını kazanmıştır. Ayrıca Fransa’nın bir dönem kontrol ettiği altın, fosfat, kaolin, boksit, demir, uranyum ve daha birçok maden kaynağı açısından zengin bir ülkedir. Yine onun Batı Afrika'daki konumu, Sahel ülkeleriyle tek bir bölge oluşturması ve kendisini kontrol edenlere Batı ve Orta Afrika’yı kontrol etme gücü vermesi nedeniyle ona stratejik bir önem kazandırmaktadır. Nitekim Cezayir’in acısını çektiği gibi onun da Fransa’nın despotluğunun acısını çekmesinden dolayı aslında onlar, düşmanlarına karşı tek bir el olmuşlardı.

Ancak Mali, Burkina Faso ve ardından Nijer’de Amerika’nın desteklediği askeri darbelerden sonra bir yandan Fransa’nın hayalleri buharlaşıp gitmiş bir yandan da Avrupa ve özellikle de İngiltere’ye sadık olan Cezayir stratejik derinliğini kaybetmiştir; böylece Afrika Sahel Bölgesi, Amerika’nın Afrika kıtasındaki politikalarının başlangıç ​​noktası ve Amerikan canavarının avladığı avların leşinden arta kalanları yemeye alışkın olan Türkiye, Rusya ve Çin için bir otlak haline gelmiştir. Aynı zamanda Cezayir, İngilizlere olan sadakatini korumuştur.

Türkiye rejimi bizleri, Erdoğancı versiyonuyla Osmanlı mirasını restore etme ve mazlumları savunma rolünü oynama melodisine alıştırırken ama bizler, Amerikalı ustanın ritimlerini ayarlaması ve hareketlerini ve duraklarını belirlemesi dışında bu kötü enstrümanının melodilerini işitmiyoruz…

Cezayir’i politik ve medya olarak utandırmakta ısrar eden, bazen insan haklarını ihlal ettiğini bazen de dini özgürlükleri ihlal ettiğini söyleyen yeni Amerikan raporlarıyla bağlantılı olarak Türkiye, beklenmedik bir şekilde Cezayir’den atlayarak onun arka bahçesine hücum etti ve 20 Bayraktar İHA’sı ile Mali’deki askeri rejimle flört etti;böylece uzun müzakereler ve Cezayir’in arabuluculuğunun yoğun çabaları sonucu ortaya çıkan barış ve uzlaşma anlaşması iptal edilmiş oldu; bu da Cezayir’in, Amerika’ya kapı aralaması ve ona kesinlikle İslam’ın ve Müslümanların çıkarına olmayacak fırsatlar vermesi gibi bölgede uzun yıllardır oynadığı rolün iptal edilmesi anlamına gelmektedir.

Türkiye rejimi, İslam olduğu iddia edilen ancak sadece İslam düşmanlarına hizmet eden saptırıcı başlıklar altında orada burada bu şüpheli yayılmacı rolleri oynamaya daha ne zamana kadar devam edecek?! Sömürgeci kâfirlere hizmet etmek için safları bölmek, saldırıları yönlendirmek ve Müslümanların arasının bölünmesine çivi çakmak yerine halkları ve orduları tevhit bayrağı altında birleştirmek daha iyi değil midir? Ülkeyi ve insanları kurtaracak Raşidi Hilafeti ne zaman ilan edeceğiz? Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعاً وَلَا تَفَرَّقُواHep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın.” [Al-i İmran 103]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Visam Atraş – Tunus

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER