- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Hilâfet, Kadınların Siyasi Haklarını Güvence Altına Alacaktır
- İslam kadına yaşadığı toplumun siyasetinde aktif rol almayı farz kılmıştır. Yani Ümmetin meseleleriyle ilgilenmeyi, zulme ve yozlaşmaya karşı çıkmayı, iyiliği (ma'rufu) emretmeyi ve kötülüğü (münkeri) nehyetmeyi ve yöneticileri muhasebe etmeyi farz kılmıştır. Müslümanlara siyasi görevlerini yerine getirmeyi emreden İslami deliller hem kadını hem erkeği aynı şekilde muhatap almaktadır. ﴿وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ﴾ “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir. ”[Tevbe 71]
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdular: «كَلاَّ وَاللَّهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ وَلَتَأْخُذُنَّ عَلَى يَدَىِ الظَّالِمِ وَلَتَأْطُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْرًا وَلَتَقْصُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ قَصْرًا»“Hayır Allah’a yemin ederim ki ya iyiliği emreder kötülüklerden sakındırır, zâlimin elini tutup zulmünden el çektirir, hakka döndürüp hak üzerinde tutarsınız, ya da Allah kalplerinizi birbirine benzetir de İsrâiloğullarına lânet ettiği gibi size de lânet eder.”[Ebu Davud]
- Hilafette kadınlar da erkekler gibi aynı siyasi haklara sahiptirler.
“Devletin, [...] tebaanın fertleri arasında herhangi bir ayrım yapması caiz değildir. Bilakis ırk, din, renk ve benzeri özelliklere bakmadan herkese tek bir bakışla bakmalıdır."(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 6)
- Muhasebe ve şeffaflık İslami yönetimin olmazsa olmaz sütunlarıdır. Dolayısıyla Hilafet devlet veya yöneticiden doğabilecek mağduriyetleri dile getirmek için farklı yollar sunarak halkın siyasi fikirlerini açıklamalarını kolaylaştıracak ve teşvik edecektir.
Yöneticileri muhasebe etmek, Müslümanların haklarındandır ve üzerlerine farz-ı kifayedir.”(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 20)
- İslami nizamda kadının temsilcilerini ve Halifesini seçme hakkı vardır. Hatta İslam; dünyada kadına yöneticisini seçme hakkını veren ilk sistemdir.
İkinci Akabe Biatı'nda Yesrib'den gelen Müslüman heyetin içinde iki kadın da vardı. Bunlar Nuseybe b. Kâb Umm-i Amâra (ranha) ve Esmâ bint-i Amr b. Adiyy (ranha) idiler. Bu Biat, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i devletin başı olarak kabul edip ona siyasi destek ve askeri koruma biatıdır.
Amr bin El-As Radıyallahu anh; Halife Ömer bin Hattab Radıyallahu anh'ın vefatından sonra Halife seçiminde halkın görüşünü alırken erkeklere sorduğu gibi kadınlara da görüşlerini sormuştur.
“Kadının devlet görevlerine tayin edilmesi, Ümmet Meclisi üyelerini seçmesi, Ümmet Meclisine üye olması, halifenin seçilmesine ve halifeye biat verilmesine iştirak etmesi caizdir.”(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 115)
- Hilâfette kadınlar siyasi partilere üye olabilir, bağımsız bir medyada görüşlerini ifade edebilir, gazeteci olabilir veya ruhsata tabi olmadan medya aracı kurabilir.
- Kadının valilere veya Halifeye devletin tüm işlerinde istişare etmek ve görüş belirtmek üzere Vilayet Meclisine veya Ümmet Meclisine seçilme hakkı vardır.
“Hilafet Devleti'nin tabiiyetini taşıyan herkes, ister erkek ister kadın olsun ister Müslüman ister gayrimüslim olsun âkil ve baliğ ise Ümmet Meclisine ve Vilayet Meclisine üye olma hakkına sahiptir.”(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 107)
- İslam kadının siyasi görüşüne değer verir.
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem; Hudeybiye'de eşi Ümmü Seleme Radıyallahu anha'ya danışmış ve onun nasihatine uymuştur.
İslam'ın ikinci Halifesi Ömer bin Hattab Radıyallahu anh erkekleri de kadınları da mescitte toplar farklı meselelerde görüşlerini alırdı. Şifa binti Abdullah Radıyallahu anha'ya zekası ve basiretinden dolayı farklı siyasi meselelerde danışır, çoğu kez onun görüşünü başkalarının görüşüne tercih ederdi.
Halife Ömer bin Hattab Radıyallahu anh bir keresinde insanlara mehirleri çok yükseltmemelerini emredip sınır koyduğunu ilan ederken cemaat içinden Kureyşli bir kadın lafını bölerek, "Ey Ömer! Biz, Allah Teâlâ’nın kitabında senin söylediğinin aksini buluyoruz!" diyerek muhalefet ediyor ve Nisa Suresi'nin 20. Ayetini delil gösteriyor. Bunun üzerine Halife, "Bir kadın isabet etti ve Ömer yanıldı" demiş ve koyduğu hükmü kaldırdığını ilan etmiştir.
Nefise binti Hasan 9. yüzyılda Abbasi Hilafeti döneminde ünlü bir âlimeydi. Ayrıca toplumun siyasi meseleleriyle de ilgilenirdi. Hatta Mısır valisiyle arasında anlaşmazlıklar çıktığında halk, Nefise binti Hasan'a gelir sorunun giderilmesi ve haklarının iade edilmesi için yardım isterdi.
- Hilafette kadınlar yöneticilerini veya devlet görevlilerini Mezalim Mahkemesine şikâyet edebilirler. Mezalim Mahkemesi, yönetimde ihmalkârlıkları ve adaletsizlikleri araştıran özel bir mahkemedir. Bu mahkemede kadınlar korkmadan yöneticilerini muhasebe edebilirler.
“Mezâlim kâdısı; [...] her tür zulmü -ki bu zulüm ister bizzat halife tarafından isterse halifenin altındaki yöneticiler ve memurlar tarafından yapılsın- kaldırmak için nasbedilen kâdıdır.” ((Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 87)
Abbasi Halifesi Me'mun bin Harun er-Reşid özellikle pazar günlerini şikayetlerini dinlemek için halka açık gün ilan etmiştir. Sabahın erken saatlerinden itibaren kadın erkek herkes Halife'ye bizzat şikayetini bildirebilir ve sorun derhal giderilirdi. Bir gün yaşlı bir kadın gelir ve zalim birisinin mülküne el koyduğunu söyler. "Kimmiş bu zalim?" diye sorar Halife. "Tam yanında oturuyor" der kadın ve Halife'nin oğlu Abbas'ı işaret eder. Abbas'ın sesi kendini savunurken gittikçe kısılırken yaşlı kadının sesi tartışma esnasında gittikçe artar. Halife ise kadına bu cesareti verenin, davada haklı olmasıydı der ve kadının lehine karar verir.
- İslami kaynaklar kadının Hilafette yönetici olmasına izin vermez. Ancak bu kadının toplumda her türlü siyasi faaliyette bulunmasına engel teşkil etmez. Hatta İslam; yönetici olmayı bir hak veya bir ayrıcalık olarak görmez aksine Ahirette büyük hesabı olan büyük bir sorumluluk olarak görür. Ama bir kadın yöneticilik dışında devletin herhangi bir kurumunda herhangi bir maslahata, daireye veya idareye müdür veya temsilci olabilir. لَمَّا هَلَكَ كِسْرَى سَأَلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: «مَنِ اسْتَخْلَفُوا؟» قَالُوا: بِنْتَهُ. قَالَ: «لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمُ امْرَأَةً» Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Fars halkının, Kisrâ'nın kızını kendilerin kralice yaptıkları haberini alınca şöyle buyurdu: “Emirlerini bir kadına tevdî eden bir toplum asla iflah olmayacaktır.”
“İster erkek ister kadın olsun ister Müslüman ister gayrimüslim olsun, tabiiyet taşıyan ve kifayeti olan herkesin; bir maslahata veya bir daireye veya bir idareye müdür olarak tayin edilme hakkı bulunduğu gibi buralarda memur olma hakkı da vardır.”(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 98)
“Bir kadın kamu hizmeti ve haksızlıklara Mahkemesi dışında yargıda pozisyonlarda atanacak etmesi izin verilir.”(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 115)
- Bu nedenle Hilâfet kadınların siyasi hakları için gerçek bir model teşkil etmektedir. Kadını toplumda tam anlamıyla siyaseten aktif olmaya teşvik edecektir ki İslam dünyasındaki mevcut diktatörlükler ve diğer beşeri sistemler kadını bu haklardan çok uzun süredir mahrum etmektedirler
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına
Dr. Nesrin Nevaz