Perşembe, 01 Zilkâde 1445 | 2024/05/09
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Fe Harfinin Manası Hakkında

بسم الله الرحمن الرحيم

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Sizin, değerli "Teysir'ul Vusûl İla İlmu'l Usûl" adlı kitabınızda "İlletin Delili" bahsinde Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ملكت أمرك فاختاري "Nefsine sahip oldun, seç artık" sözündeki Fe harfinin, hem süreklilik hem de müteaddi [Asılla sınırlı kalmayan] olduğundan dolayı illet ifade ettiği geçmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın فاجلدوا "Sopa vurun" sözündeki Fe harfi ise, müteaddi ifade etmediği için sebebiyet bildirir deniliyor. İkisinde de derin düşünüldüğünde, aralarında hangi bir farkın olduğunu göremiyorum. Açıklamanızı rica ediyorum. Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi yeryüzünde dinini ikame eylemeye muvaffak eylesin.

Ve's Selamu Aleykum

Cevap:

Aleykum'us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Burada dilde öyle harfler vardır ki dilsel durumu yani mantuk açısından illet ifade ederler. Örneğin [اللام] "Lam" ve [كي] "Key" harfleri gibi. [اللام] "Lam" harfine gelince, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözü gibi: لِئَلاَّ يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى اللَّهِ حُجَّةٌ بَعْدَ الرُّسُلِ "Rasullerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın." [Nisa 165] [كي] "Key" harfi ise, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözü gibi: كَيْ لا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الأَغْنِيَاءِ مِنْكُمْ "O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet hâline gelmesin diye." [Haşr 7] Yine burada öyle harfler vardır ki dilsel durum açısından yani mantuk yönünden illet ifade etmezler. Aksine mefhumu yani medlulü gereği illet ifade ederler. Bu harflerden biri de Fe harfidir. Bu Fe harfi, mantuk yani dilsel durumu açısından illet ifade etmez. Araplar onu illet için koymadılar. Fe harfi, ancak cemi atıf olarak, tertip, fevrilik, mefhumu ile illet ifade eden veya mefhumu ile sebep ifade eden dilsel sebebiyet içindir.

Cemi atıf, tertip veya fevrilik için oluşunda, hiçbir karışıklık yoktur. Ancak sorun, sebebiyet ve takip oluşundan, yani kendinden sonraki şeyin kendinden önceki şeye bir müsebbip olmasından kaynaklanıyor. Diğer bir deyişle kendinden önceki şeyi takip eder, sıra bildirir. Sebebiyet için mi olduğu yoksa illet için mi olduğunu belirleme karışıklığı buradan kaynaklanmaktadır. Doğal olarak usulü fıkıhtaki terminolojik anlamında da durum böyledir.

İkisi arasını ayırt etmek için illet ve sebebe ait bir takım özellikler vardır. Dolayısıyla Fe harfinin kullanımından kaynaklanan mefhuma, yani medlulün lazımına [Mana ile beraber bulunmasına] bakılır. Eğer bu mefhuma illetin özellikleri uygun düşerse, illet ifade eder. Yok, eğer sebebin özellikleri uygun düşerse, sadece sebep ifade eder.

İllet ve sebebin özelliklerine, aralarındaki farka girmemek için -çünkü bu, ayrıntılı bir konudur- incelenebilir kolay bir fark ile yetineceğiz. Bu fark yardımıyla Fe harfi mefhumu ile illet mi yoksa sebep mi ifade eder anlaşılabilir. Bu fark, hükmün mesele ile aynı anda olmasıdır, beraberliğidir. Eğer hüküm ile mesele aynı anda oluyorsa, o zaman Fe harfi, illet ifade eder. Yok, eğer mesele hükümden önce ise, yani hüküm ile aynı anda değilse, o zaman Fe harfi sebep ifade eder.

Şimdi bu açıklama ışığında ملكت أمرك فاختاري "Nefsine sahip oldun, seç artık" ile الزَّانِيَةُ وَالزَّانِي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا مِائَةَ جَلْدَةٍ "Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun." [Nur 2] arasındaki fark nedir sorunuza bir göz atalım. Açıklamaya geçmeden önce ملكت أمرك فاختاري "Nefsine sahip oldun, seç artık" hadisi üzerinde biraz duralım. Bu kelime, Âmidi'nin el-İhkam Fi Usulu'l Ehkam ve İbnu'l Hemmam olarak bilinen Kemal ibn Muhammed'in Fethu'l Kadir kitapları gibi, bir kaç usul kitaplarında geçmektedir. Usul âlimleri, bu kelime ile Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Berira'yı serbest bıraktığı hadise işaret ederler. Berira bir köle ile evliydi. Azat edilip özgür olunca, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem onu kocasının nikâhı altında kalmak ile ayrılmak arasında serbest bıraktı. Çünkü artık Berira hür olmuş ve seçim hakkına sahip olmuştu. Bu hadisi el-Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir.

el-Buhârî, Âişe RadiyAllahu Anha'dan rivayet ettiğine göre اشْتَرَيْتُ بَرِيرَةَ... فَأَعْتَقْتُهَا، فَدَعَاهَا النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَخَيَّرَهَا مِنْ زَوْجِهَا، فَقَالَتْ: لَوْ أَعْطَانِي كَذَا وَكَذَا مَا ثَبَتُّ عِنْدَهُ، فَاخْتَارَتْ نَفْسَهَا "Ben Berira'yı satın alıp azat ettim. Ardından Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem onu çağırdı ve kocasının nikâhı altında kalıp kalmamakta onu serbest bıraktı. Berira: "Bana şu kadar verse de onun yanında kalmam" dedi ve ayrılmayı tercih etti." Müslim, Âişe RadiyAllahu Anha'dan rivayet ettiğine göre اشْتَرَتْ بَرِيرَةَ مِنْ أُنَاسٍ مِنَ الْأَنْصَارِ... وَخَيَّرَهَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَكَانَ زَوْجُهَا عَبْدًا "Berira'yı Ensar'dan satın aldım. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem onu serbest bıraktı. Kocası bir köle idi." Şimdi ilk örneğin anlamı açığa çıkınca, doğal olarak ikinci örneğin anlamı kendiliğinden açığa çıkar. Öyleyse şimdi iki örneğe de bir göz atalım:

1- İlk örneğe bakınız, seçim hür olmaya bağlandı. Sadece hür olması ile seçim hakkına sahip oldu. Dolayısıyla seçim ile hüküm aynı andadır. Hür olunca, hemen seçim hakkına sahip oldu. Bu nedenle buradaki Fe harfinin, hüküm ile mesele aynı anda olduğu için illet bildirdiğini söylüyoruz. Hükmün mesele ile aynı anda olması, illetin özelliklerinden biridir.

2- İkinci örneğe gelince, zina ile kırbaçlama aynı anda değildir, aksine zina kırbaçtan öncedir. Bu yüzden ayetteki Fe harfinin sebep bildirdiğini söylüyoruz. Çünkü mesele hükümden öncedir. Zina, kırbaçtan önce gelir. Tüm sebepler böyledir. Örneğin, el-Beyhaki, Sünen'ul Kubra'da Habbab ibnu'l Eret'ten rivayet ettiğine göre شَكَوْنَا إِلَى رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الرَّمْضَاءَ فَمَا أَشْكَانَا وَقَالَ: إِذَا زَالَتِ الشَّمْسُ فَصَلُّوا "Biz Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e aşırı sıcaktan dolayı şikâyette bulunduk. Şikâyetimiz üzerine SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Güneş eğildiği zaman namaz kılın." Buradaki Fe harfi, sebep ifade eder, yani güneşin eğilmesi namazın sebebidir. Güneşin eğilmesinin, namazdan önce olduğu açıktır. Buna göre Fe harfi, mefhumu gereği illet mi bildirir yoksa sebep mi bildirir diye kişi Fe harfinin delaletini anlamakta zorlanırsa, hükmün mesele ile aynı anda olup olmadığına baksın. Eğer hüküm ile mesele aynı anda olursa, illettir. Hüküm meseleden sonra gelmiş ise, sebeptir. Tabii ki bu durum, diğer illet türleri ile ilgili değil, sadece Fe harfinin delaleti ile ilgilidir.

Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta

Facebook sayfasının linki:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=220629058105179

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER