Pazar, 26 Şevval 1445 | 2024/05/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Andrew Tate… İslam En Üstündür, Hiçbiri Ondan Daha Üstün Olamaz

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Andrew Tate… İslam En Üstündür, Hiçbiri Ondan Daha Üstün Olamaz

Haber:

İngiliz “New Statesman” dergisi, makalenin başında kendisini Müslüman bir feminist olarak tanıtan Aişe Ali Han’ın şu başlıklı bir makalesini yayınladı: “Müslüman kadınlar, Andrew Tate’in İslam’da yeri olmadığını biliyorlar.” Makale, eski boksör ve ünlü medya şahsiyetinin İslam’ı kabul ettiğini açıklamasının ve namaz kılarken bir klibini yayınlamasının yankıları bağlamında yayınlandı.Makale, Tate’in Müslüman toplulukta kabul edilmemesi gerektiğini ifade etti. Makale, Tate’in kadınlara ilişkin önceki görüşlerinin reddedilmesinin ve feminist düşünceyle uyumlu bir konumun benimsenmesinin gerekliliğini dile getirdi.Makale, Tate’in İslam’a girdiğini açıklamasından bu yana geçen hafta içinde alternatif medyanın vızıldayıp durduğu binlerce tweet ve yorumu ifade etti. Kadının en bariz düşmanı olarak, daha önce kadına yönelik şiddeti kışkırtan konuşmaları gerekçe gösterilerek ve bazı kadınların davranışlarını taciz vakalarıyla ilişkilendirmekle suçlanarak dört büyük küresel platformda yayınlanmasının yasaklandığını belirtmekte de fayda vardır. Nitekim kadın karşıtı görüşleri ve şok edici açıklamaları, milyonlarca takipçinin akın etmesinin yanı sıra Batı’daki erkek hakları aktivistleri ile erilliğin dayatılmasını ve feminizmle mücadelenin propagandasının yapılmasını arzulayan etkili aşırı sağcılar arasında popülerlik kazanmasıyla sonuçlandı.

Yorum:

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Tate’in kadına yönelik şiddeti teşvik eden, tecavüz mağdurlarını ve diğer saçmalıkları suç sayan görüşleri, onun İslam’a girmeden önce, ateizme ve zındıklığa teşvik ettiği ve Allah Azze ve Celle’nin varlığını inkar ettiği sırada gelmiştir. Nitekim İslam’a girmeden önce kendi adına paylaştığı videoların sayısı 13 milyardan fazla izlenmeye ulaşmıştır. Dolayısıyla İslam’a girmeden önceki bu kliplerin içeriği ne olursa olsun, bunların İslam’dan önce olan şeyler olduğunu ve İslam’a girdikten sonra bir Müslüman hakkında sadece nefsi terbiye eden ve her hak sahibine hakkını veren İslam’ın değer ve mefhumlarıyla uyumlu şeylerin yayınlanması gerektiğini söylemeliyiz.

Eski kick boksçu Andrew Tate, YouTube platformu üzerinden yaptığı bir röportajda uzun bir arayıştan sonra aradığını İslam’da bulduğunu, Allah’ın kalbini İslam’a açtığını, aklını ikna eden ve nefsini tatmin eden bir nizam bulduğunu söylemiştir. Nitekim ömrünün dinsizlik ve saçmalıkla geçmesinin ardından (hazcılık ilkesi ve elem ve acıların dışlanması) olan Hedonizm’i inkar ettiğini, bu tür düşüncelerin insanın yükselmesine veya psikolojik istikrara yol açmadığını, içgüdülerin doyumunda aşırıya gitmenin gerçek bir doyumu sağlamadığını ve sadece arzuların peşinde koşmaya yol açtığını açıklamıştır.

Tate’in inkar ettiği Hedonizm’e göre doğru davranış, en fazla sayıdaki insana, mutluluğu en yüksek düzeyde sağlayan davranıştır. Dolayısıyla bu meselenin iki yönü vardır; birincisi, -ne olursa olsun- eylemin en büyük mutluluğu elde etmek için motive edilmesidir. İkincisi,bu mutluluğu olabildiğince geniş bir alana yaymak için çalışmaktır. Bu bağlamda, bu zevkin gerçekleşmesiyle ilgili bakış açılarıyla adalet sağlanmaktadır. Yani zevk, onların bakış açısına göre insan için en yüksek bir amaç ve değerdir. Aslında bu zevkin ilahlaştırılması, orman yasasının, güçlünün zayıf üzerindeki galibiyetinin ve toplumların dengesinin kaybolmasının kabul edilmesinden başka bir şey değildir.

Yukarıdaki makaleye geri dönecek olursak, şüphesiz İslam’da feminist veya eril bir düşünceye yer yoktur. Her bir Müslümanın en büyük değeri Rabbinin hükümlerine uymaktır. Oysa bugün sahnede görünen ve bize empoze edilmeye çalışılan şey, şamatacı azınlığın benimsediği kutsanmış ve yüceltilmiş olan kısmi fikirleri, başlı başına bir din haline getirmektir! Böylece arzuyu putlaştırıyorlar, her düşünceyi kendi arzularına göre ölçüyorlar ve bu esasa göre kabul edip reddediyorlar.Bizler ise her kim olursa olsun insanı ve düşüncelerini kutsallaştırmıyoruz, sadece kâinatın ve insanların Rabbi kahhar olan Allah’a ibadet ediyoruz ve populer platformları ve itibar sahiplerini umursamıyoruz.

Son olarak diyoruz ki; tehlike ama tüm tehlike, kim olursa olsun bireylerde değildir. Bilakis tehlike, fıtrata aykırı olan, onu çarpıtan ve İslam’a, hükümlerine ve onun saf ve temiz fikirlerine aykırı olan saptırıcı fikirlerin yayılmasındadır. Allah’tan, Müslüman olan herkese İslam’ı güzel göstermesini, bizi doğru yola iletmesini, kalplerimizi dini üzere sabit kılmasını, bizi iman üzere yaşatmasını ve İslam üzere canımızı almasını niyaz ediyoruz. Yine Allah’tan, bizleri değişen, fitneye düşen ve fitneye düşürenlerden eylememesini, bizi hizmetkârı kılmasını ve bizi değiştirmemesini niyaz ediyoruz. Allah’ım, bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme.

ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلاً رَّجُلاً فِيهِ شُرَكَاءُ مُتَشَاكِسُونَ وَرَجُلاً سَلَماً لِّرَجُلٍ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلاً الْحَمْدُ لِلَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Allah, çekişip duran birçok ortakların sahip olduğu bir adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir? Hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu bilmezler.” [Zümer 29]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Hüda (Ümmü Yahya)

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER