Pazar, 11 Zilkâde 1445 | 2024/05/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Amerika, Yahudi Varlığına Yönelik Silah Sevkiyatını Askıya Aldı!

  • Kategori Makaleler
  •   |  

El-Raye Gazetesi

Amerika, Yahudi Varlığına Yönelik Silah Sevkiyatını Askıya Aldı!

Üstad Esad Mansur’un Kaleminden

Amerika, Yahudi varlığıyla olan ilişkilerinde nasıl da çelişkilere düştü; zira Amerika, Yahudilerin Gazze’ye yönelik saldırılarını ve çoğu çocuk ve kadın olmak üzere on binlerce halkını öldürmelerini, evlerini, hastanelerini ve okullarını başlarının üzerinden yıkmalarını, yüzlercesini buldozerlerle diri diri gömmelerini desteklediği halde şimdi de gelmiş çocuk, kadın ve insan haklarını koruduğunu mu iddia ediyor?! Yahudi varlığından bu dikkat çekici cinayeti durdurmalarını istiyor ve bir benzerini Irak ve Afganistan'da da işlediğinden dolayı bunu bir soykırım olarak kabul etmiyor! Yani şayet dikkat çekici olmasaydı hiç umurunda bile olmazdı; çünkü onun için önemli olan iç ve küresel kamuoyunun kendisine karşı kışkırtılmamasıdır. Bu yüzden Yahudilerden defalarca ateşkes ve esir değişimi anlaşmasını imzalamalarını talep etti ama onlar reddettiler; böylece efendileri Amerika’yı çaresiz ve zayıf bir duruma soktular; ancak Amerika onları terk edemez veya onlara ciddi zarar veremez; çünkü onlar Amerika’nın bölgedeki sömürgeci projelerine hizmet etmek için Filistin'de mevcutturlar.

Amerika, son zamanlarda tüm ağırlığını bir anlaşmaya varmaya verdi ve bu yüzden Dışişleri Bakanını ve istihbarat şefini gönderdi, başkanı anlaşmayı uygulama sözü verdi, Hamas’ı ikna etti ve Yahudi varlığını memnun edecek bir anlaşma imzalaması için Mısır ve Katar aracılığıyla baskı yaptı ancak Yahudiler razı olmadılar; aksine başkalarının taviz verdiklerini, Mısır, Katar ve diğer İslam ülkelerindeki rejimlerin Hamas’a baskı yaptıklarını, öldürmeye devam ettikleri halde Filistin halkına yardım etmediklerini görünce kibirlendiler. Bunun üzerine Amerika, 8 /5/2024’te Savunma Bakanı Austin aracılığıyla Kongre önünde şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı: “”İsrail’den”, Refah’taki çatışmanın çevresindeki sivilleri dikkate almadan ve onları korumadan büyük bir saldırı yapılmamasını talep ettik ve yeniden bir durum değerlendirmemizin ardından yüksek patlayıcı mühimmat sevkiyatını askıya aldık… Bu sevkiyatla ilgili nasıl ilerleyeceğimiz konusunda nihai bir karar vermedik.” Aslında Amerika, Yahudilerin Refah’a saldırı başlatmasını onayladı ancak Gazze Şeridi’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi sivillerin öldürüldüğünü göstermemeleri şartıyla sevkiyatı iptal etmedi, aksine daha sonra yeniden başlatmak üzere sevkiyatı askıya aldı!

Amerikan Başkanı Biden bunu şu sözlerle vurguladı: “İsrail” Gazze’de sivilleri öldürmek için 2000 kiloluk bombalar da dahil olmak üzere Amerika'dan temin ettiği silahları kullandı...Açıkça söyledim, eğer Refah’a girerlerse ki bu şu ana kadar olmadı, daha önce kullanılan silahları teslim etmeyeceğim.” Bu ise Amerika’nın Gazze’deki soykırıma katıldığını, Gazze halkını öldürmek ve evlerini onların başlarına yıkmak için Yahudi varlığına temin edilen bu silahların kendi bilgisi dahilinde olduğunu ve hatta onun ateşkesi reddettiğini onaylamasıdır.

Üst düzey Amerikalı yetkililerin şu sözleri aktarıldı: “Şu anda Refah'ta yürütülen “İsrail” askeri operasyonunun genişlemesi veya operasyonun kontrolden çıkıp güçlerin Refah şehrine girmesi, Amerika-“İsrail” ilişkileri açısından bir kırılma noktası olacaktır.Beyaz Saray, Refah operasyonunun şu ana kadar hâlâ sınırlı olduğuna inanıyor ve “İsrail’in”, ABD Başkanı Biden’ın Refah’a yönelik büyük bir kara saldırısı konusunda belirlediği kırmızı çizgiyi aştığına ve bunun Amerika’nın Gazze’deki savaşa yönelik politikasında bir değişikliğe yol açabileceğine inanmıyor.” Yani Yahudi varlığı her gün onlarca kişiyi öldürüyor ama bunun kontrol altında olduğunu kabul ediyor!

Yahudi varlığı 6/5/2024 günü, Refah’a yönelik saldırının başladığını duyurdu ve Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki yardım girişini sağlayan geçiş kapısını işgal etti. Dolayısıyla 11/5/2024’te saldırının genişlediğini duyurdu; dolayısıyla da Yahudi varlığı, Amerika’nın durdurması için sert mi yoksa devam etmesi için yumuşak mı şeklinde Amerika’nın tepkisinin boyutunu mülahaza etmek için Refah’taki yıkıcı operasyonuna ve orada on binlerce insanın öldürülmesine doğru adım adım ilerliyor.

Amerika’nın on binlerce Gazzelinin ölümüne yol açan mühimmat göndermeyi durdurma kararı, Netanyahu ve hükümetinin inatçılığı, Hamas’ın imzaladığı anlaşmayı reddetmesi ve efendisi Amerika’ya karşı çıkarak Refah’a saldırının başladığını duyurmasının ardından geldi. Dolayısıyla Yahudiler Amerika’nın şımarık çocukları gibi davranıyorlar, bu yüzden de inatçılık ve kibirlilik gösteriyorlar; Amerika’yı halkının ve dünyanın önünde utandıran şey işte budur. Amerika ise, bütün silah sevkiyatlarını durdurabilecek, onların teçhizatlarını bozabilecek, çoğunluğu kendisine ait olan silahları savaşta kullanmamaya zorlayabilecek, Yahudilerin soykırım işlediklerini ilan edebilecek, onların hareketlerini felç edebilecek, kafalarını karıştırabilecek bir güce sahipken ve bunlara katıldığına şahitlik yapacak olanlar da varken bu onu aciz ve zayıfmış gibi gösteriyor… Ancak Amerika bunu istemiyor; çünkü savaş İslam ümmetini aşağılamak ve evlatlarını öldürmek için ona karşı yapılan bir savaştır; bu yüzden onlar, Amerika’nın İslam ümmeti üzerindeki sıkı kontrolünün devam etmesini ve ayaklanıp ajan rejimleri devirmesinler, onları bölgeden kovmasınlar ve Raşidi Hilafetlerini kurmasınlar diye Yahudi varlığının onları korkutmasını izliyorlar.

Es-Sisi ve rejiminden, Mısır’ı savaştan uzaklaştıran ve halkının düşmanın yaptığı katliamları izlemelerini ve harekete geçmemelerini sağlayan bu anlaşmaya dokunulmasını reddeden Amerika ile olan bağlantıları nedeniyle düşmanla yapılan hain barış anlaşmasını iptal etmesi veya buna yönelik ciddi bir eylemde bulunması beklenmiyor!Görünen o ki Mısır rejiminin yapabileceği en fazla şey kınamak veya Amerikan Wall Street Journal’ın 9/5/2024’te Mısırlı yetkililerden aktardığı gibi şunu söylemektir: “Kahire öfkeli; çünkü “İsrail”, 7/5/2024 tarihinde Refah sınır kapısının Filistin tarafının kontrolünü ele geçirmeden önce kendisine kısa bir süre tanıdı ve onu müzakerelerde arabuluculuk yapmasını durdurmakla tehdit etti!” Bu da es-Sisi ve rejiminin, alçaklığının ve zilletinin boyutunu göstermekte ve Mısır’da yapılan müzakerelerin, karşı taraf taviz verdiğinde kibirlenen ve Filistin halkına karşı azgınlıklarına ve suçlarına devam ederek onların topraklarını el koyan Yahudi varlığı lehine olduğunu kanıtlamaktadır; hatta Filistin konusuna son verseler bile amaçlarının “Nil’den Fırat’a kadar” olduğunu ilan ettikleri gibi Mısır’ı kontrol altına almak için onunla savaşmaya yöneleceklerdir.

Görünen o ki Amerika, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Netanyahu’yu ve hükümetindeki yetkilileri aleyhine karar vererek tehdit etmesi talimatını vermiş ve Netanyahu da ABD Başkanı’ndan mahkemenin böyle bir karar vermemesi için baskı yapmasını istemiştir. Yine görünen o ki Yahudi varlığı, Refah’a yönelik kampanyasını durdurana ve Hamas’la bir anlaşma imzalamayı kabul edene kadar mahkemenin üzerindeki baskıyı artırma hamlesinin arkasında Biden yönetiminin olduğunu anlamıştır. Ancak 8/5/2024'te ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Michael McCaul tehdit ederek şöyle demiştir: “Konseyin Cumhuriyetçi üyeleri, “İsrailli” yetkililerin tutuklanması yönünde emir vermeleri halinde Ceza Mahkemesi görevlilerine ihtiyati yaptırımlar uygulayacak bir yasa hazırlıyorlar.” Dolayısıyla Cumhuriyetçi parti, ülkeyi yöneten Demokrat Parti’ye olan kininden dolayı ülkesinin dış politikasını engellemeye çalışıyor; zira iki parti arasında kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. Bu da demokrasinin ne kadar çürümüş olduğunu kanıtladığı gibi uluslararası mahkemelerin siyasallaştığını, kararlarının büyük sömürgeci güçler tarafından kontrol edildiğini veya onların tehdidi altında olduğunu da kanıtlamaktadır.

Bir Müslümanın bu siyasi saçmalıkları ve kanlı katliamları izlerken sessiz kalması ve bütün bunları durdurmak ve ümmeti kurtuluşa götürecek bilinçli ve muhlis bir liderliği getirmek için ciddi bir şekilde çalışanlar birlikte çalışmaması için hiçbir mazereti kalmamıştır.

Kaynak: El-Raye Gazetesi - 495. Sayı - 15/05/2024

Devamını oku...

Bahreyn’deki Arap Birliği Zirvesi, Kayıtsızlık Kararlarıdır, Yenilenen Bir İhanettir

16 Mayıs 2024 Perşembe günü Bahreyn’de düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nin sonunda yayımlanan sonuç bildirisinde, iki devletli çözüm hayata geçirilene kadar “Filistin topraklarında” uluslararası Birleşmiş Milletler (BM) koruma ve barış gücü konuşlandırılması çağrısında bulunuldu. Bildiride, Filistin meselesinin iki devletli çözüm temelinde, “İsrail” ile birlikte güvenlik ve barış içinde yaşamak üzere uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak BM himayesinde uluslararası bir konferans düzenlenmesi için ortak bir çağrıda bulunuldu. Bildiride ülkeleri savaşı derhal durdurmaya, (İsrail) ordusunu Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerinden çekilmeye ve insani yardım sağlamaya çağrıldı. Bildiride, tüm Filistinli gruplara, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak gördüğü Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altında birleşme çağrısı yapıldı.

Arap yöneticiler, zillet, küçüklük, Amerika ve sömürgeci ülkelere köklü ajanlığı yansıtan kötü niyetli ve utanç verici kararlarla, Filistin davasına, halkına ve mücahitlerine karşı kayıtsızlık ve ihanet yürüyüşünü sürdürüyorlar. Filistin’in Yahudilerin, Amerika’nın, İngiltere’nin ve tüm suçlu ve kötü niyetli sömürgeci ülkelerin pençesi altında kalması için uluslararası güçler ve barış gücü adı altında Filistin’e ek uluslararası işgal gücü konuşlandırılması çağrısında bulunuyorlar. Böylece şer güçleri, sömürgecilik, yozlaşma ve ahlaksızlık planları Filistin’e ve halkına karşı toplanacaktır.

Satılık bu kukla ajanlar, Gazze’ye yardım etmek, bir saat içinde Mescid-i Aksa ve tüm Filistin’i kurtarmak, Filistin halkının acılarına son vermek ve onlara saldıranlardan ve kutsal mekanlarına saygısızlık edenlerden intikam almak için kışlalarındaki Müslüman orduları seferber etmek yerine Filistin halkından endişe ettiklerinden değil, harekete geçmeye hazır halklara karşı çarpık koltuklarından korktuklarından dolayı savaşın durdurulması ve yardımların ulaştırılması için kınayıcı, lanetleyici ve yalvarıcı ifadelerle yetindiler!

Bu yöneticiler sadece Gazze halkını hayal kırıklığına uğratmakla kalmadılar, aynı zamanda hain iki devletli çözüme ulaşma umuduyla Filistin’in uluslararası kararlara ve uluslararası meşruiyete terk edilmesini teşvik ettiler ve çağrıda bulundular. İki devletli çözüm, Filistin’in geri kalanında zayıf ajan bir devletçikle birlikte barış ve güven içinde yaşamak için Filistin’in dörtte üçünü Yahudi varlığına bırakıyor. Filistinli grup ve hareketleri, Filistin’i peşkeş çekmeyi ve Mübarek Toprak Filistin’de Yahudilere tam meşruiyet sağlamayı kendine görev edinmiş olan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altında birleşmeye ve çalışmaya çağırdılar.

Aksi takdirde Mısır, Ürdün, Cezayir, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin yöneticilerini, Filistin’i desteklemek için harekete geçmekten ve yüce ümmetin ordularını seferber etmekten alıkoyan şey, Allah’a, Rasûlüne ve müminlere ihanetten başka ne olabilir?

Bu yöneticiler, hain ajanlardır, Mübarek Toprak Filistin’de ihaneti pekiştirmek ve yerleştirmek istiyorlar. Bozgunculuk çıkaran, kadınları, çocukları ve yaşlıları öldüren, Mescid-i Aksa ve Mübarek Toprağın geri kalanına kirleten Yahudi varlığını perçinlemek için Filistin halkından, gruplardan ve hareketlerden, kendi ihanetleri ve ajanlıklarının bir parçası olmalarını istiyorlar.

Bu yöneticileri ve komplolarını reddetmek, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti ilan etmek için çarpık tahtlarını devirmek, İslam ümmeti ve samimi güç ehlinin görevidir. Hilafet, ümmeti birleştirecek, tekbir ve tahlillerle kurtarmak için orduları Filistin’e doğru hareket ettirecektir. Bu suçlu yöneticilerin yönetimi altında yaşadığımız zillet ve zül yeter artık.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ * وَاتَّقُواْ فِتْنَةً لاَّ تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنكُمْ خَآصَّةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız. Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.” [Enfal 24-25]

Devamını oku...

Bu Ne Utançtır, Ey Müslüman Yöneticiler!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Bu Ne Utançtır, Ey Müslüman Yöneticiler!

Gâsıp İşgalcinin Müslümanların Toraklarını İşgal Etmesinin Meşrulaştırılmasına İzin mi Veriyorsunuz?!

Haber:

Arap Devletleri Birliği Konseyi’nin Gazze’deki savaşa, bölgedeki diğer bazı konulara ve bölgesel zorluklara odaklanan çalışmaları, otuz üçüncü olağan oturumunda zirve düzeyinde sona erdi.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, zirvenin bitiminden sonra Bahreyn Dışişleri Bakanı ile düzenlediği basın toplantısında, mevcut oturumun Arap hükümetleri ve diplomatlarının "benzeri görülmemiş bir katılımına" tanık olduğunu ve farklılık ve gerginliklerden uzak olduğunu söyledi.

Liderlerin zirve sırasındaki konuşmalarında da olduğu gibi, nihai bildiride Gazze’deki duruma odaklanıldı ve iki devletli çözüm uygulanıncaya kadar uluslararası güçlerin "işgal altındaki Filistin topraklarında" konuşlandırılması çağrısında bulunuldu.

Yorum:

Arap zirvesi liderlerinin Filistin topraklarının işgal edildiğini onayladığı doğrudur ancak bizler, onların çocukların ve kadınların katili işgalciye karşı savaş ilan etmelerini beklemeyeceğiz ve aklımıza bile getirmeyeceğiz; zira onların alışık oldukları şey; sadece Arap ve Müslüman liderler tarafından daha fazla boş konuşma ve açıklamaların yapılması ve itaatkar diplomasinin olmasıdır. Zira alçaklık ve ihanet onlardan ayrılmayı reddetmektedir.

Nitekim 220 günden fazla süren vahşi katliam ve soykırımın, 19.000’den fazla yetim çocuğun kayıt altına alınmasının ve 25.000'den fazla çocuk ve kadının öldürülmesinin ardından Arap zirvesi nihai bildirisinde, iki devletli çözüm uygulanana kadar uluslararası güçlerin işgal altındaki Filistin topraklarına konuşlandırılması çağrısında bulundu!!

Büyük fedakarlıkların ve tertemiz kanların bedeli, Amerikan çözümünü benimsemek mi olmalıdır?! Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Yahudi varlığına verdiği destekten sorumlu tuttuğu Amerika yaptığı konuşmasında, “(“İsrail’in” Gazze Şeridi'ne yönelik) saldırısının Amerika'nın siyasi ve askeri desteğiyle gerçekleştirildiğini” vurguladı; çağrılarıyla suçlamalarını nasıl örtüştürüyor acaba?! Zira nasıl olur da Amerikan çözümünün benimsenmesi çağrısında bulunurken aynı zamanda onu sorumlu tutabilir ki?! Bir katil nasıl merhametli olabilir?!

Amerika’nın yıllardır gerçekleştirmeye çalıştığı iki devletli çözüm, halen enkaz altında olan Gazzeli çocukların kan ve vücut parçaları için pazarlık yapmaktan ve işgalcinin Müslümanların topraklarının üzerinde pekiştirilmesinden başka bir şey değildir; tertemiz kanlar için nasıl pazarlık yapabiliriz ve suçlu katillerle nasıl müzakere edebiliriz Allah aşkına?! Bu ne kadar utanç verici ey Müslümanların başındaki yöneticiler?!

Oysa bu gâsıp işgalciyle şerî ilişki, tam bir kurtuluşa kadar savaş durumunu temsil etmektedir; dolayısıyla onunla yapılan herhangi bir müzakere, onun varlığının zımni olarak tanınması ve Müslümanların topraklarından aşamalı olarak feragat edilmesi anlamına gelmektedir; bu ise Allah’a, Rasulü’ne ve müminlere ihanettir.

Müslüman orduları seferber edilmedikçe Filistin’de akan kan ve Müslümanların elem ve acıları son bulmayacaktır; yetmiş yıldır süren kâbusun gerçek çözümü işte buna denir; bu yüzden Müslüman orduları, işgal altındaki topraklardaki kardeşlerini ve bacılarını korumak ve desteklemek için inisiyatif almalı ve ön saflarda yer almalıdırlar. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ"Sizden din konusunda yardım istediklerinde yardıma icabet etmeniz sizin üzerinize vaciptir." [Enfal 72] Zira Allah’ın düşmanlarını korkutacak ve onların kalplerine korku salacak uçaklara, tanklara ve her türlü teçhizata ve güce sahip olanlar onlardır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Rana Mustafa

Devamını oku...

Bu Kadar Kayıtsızlık ve Teslimiyet Yetmiyor Mu?

Yahudi varlığının, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırısının 220. gününde, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cebeliye mülteci kampına hava saldırısı devam etti. İşgal güçleri, yüzlerce Filistinliyi bu merkezleri terk etmeye zorlamadan önce kamptaki barınak merkezlerine yoğun ateş açtı. Yüz binlerce yerinden edilmiş insanın yaşadığı Refah’a yönelik hava saldırılarını yoğunlaştıran işgal güçleri, önceden uyarıda bulunmadan evleri bombaladı. 72 saatten kısa bir süre içinde 13’ü çocuk ve 12 kadın olmak üzere 40 bölge sakini hayatını kaybetti.

Evlere yönelik hava saldırılarının yoğunlaşmasına paralel olarak topçu saldırıları da yoğunlaşıyor. Sindirme operasyonunun bir parçası olarak Refah’ın doğu bölgesi hedef alınıyor. Sivilleri karşı katliam işleniyor, ayrım gözetilmeksizin yıkım gerçekleşiyor. Siviller, en az 1,3 milyon yerinden edilmiş insanı ve sakini barındıran şehirden tekrar göç etmeye zorlanıyor.

On binlerce kişi, Refah şehrinden şehrin batısındaki ve Han Yunus’un batısındaki El Mawasi bölgesine göç etti. Bu da bu dar alanda (yaklaşık 12 bin dönüm) aşırı kalabalıklaşmaya yol açtı. Yerlerinden edilenler karada, yol kenarlarında ve deniz kıyısında çadır ya da naylon branda kurmaya başladılar. Bölgede, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere yüz binlerce kişinin ihtiyaçlarına uygun altyapı ve yaşam gereksinimleri yok. Toplu katliam, ağır fiziksel ve psikolojik zarar verme, evlerin, altyapının ve yaşam unsurlarının toplu yıkımı, açlık, susuzluk, tıbbi tedaviden mahrum bırakma, en temel insan haklarından yoksun koşullarda ikamet yerlerinden uzakta yerlerinden edilmeye zorlamak, sonra onları yerlerinden edildikleri yerde hedef alma ve yerlerinden edildikleri yerde öldürme politikası ile nereye gideceklerini ve ne yapacaklarını bilmiyorlar. Gazze Şeridi’nde evlere ve yerinden edilenlerin yerleşkelerine yönelik hava ve topçu saldırıları devam ediyor. Şehit sayısı, 35 bini, yaralı sayısı da çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 78 bini geçti. Halen enkaz altında binlerce şehit cesedinin olduğundan söz ediliyor.

Bu soykırım, Amerika, Avrupa ve vurdumduymaz ajan Arap ülkelerinin Yahudi varlığına sağladığı dokunulmazlık ışığında yedi aydan fazla bir süredir tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor ve olanları kınamaya bile cesaret edemiyorlar. Mısır rejimi, sınırlarına bitişik Refah Sınır Kapısı’nın tamamen kontrol altına alınmasına seyirci kalıyor ve hatta işgale yardımcı oluyor! Bu sınır kapısı Gazze Şeridi halkının can damarıdır, gıda ve tıbbi yardımların girişi ve yaralıların tahliyesi için tek çıkış yoludur. Sonuç olarak trafik durma noktasına geldi, seyahat edilemiyor ve zaten kıt olan yardımlar Gazze Şeridi’ne giremiyor. Ayrıca düzinelerce yaralı kadın ve çocuğun tedavi, ilaç ve doktor bulamadığını görüyoruz.

Ey ümmetin orduları ve subayları! Gazze halkının çektiği acılara son vermek, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra yerini ve tüm Filistin’i bu acımasız işgalden kurtarmak için size çağrıda bulunmaktan asla bıkmayacağız, yorulmayacağız. Bu yöneticiler, ümmetin tepesine çöreklendiği sürece Filistin kurtarılamayacak. Öyleyse hadi yöneticilere isyan edin ve onları, Gazze’deki kadın ve çocukların iniltileri ve çığlıklarıyla, kanla, ceset parçalarıyla dolu paslı ve çürümüş koltuklarından edin! Kadın ve çocuklara yapılan zulmü gözlerinizle görmediniz mi? Allah aşkına daha ne bekliyorsunuz? Gazzelilerin iman gücü ve Allah’ın zaferine olan güvenleri karşısında sarsılmadınız mı? Allah’ın şu ayetinden etkilenmiyor musunuz:

أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ“İman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” [Hadid 16] Bu kadar kayıtsızlık ve kölelik yeter artık. Allah ve Rasûlünü razı eden bir konum benimseyin ki dünya ve ahirette iyiliğe nail olasınız.

Devamını oku...

Gazze’de Ukrayna’dan Daha Fazla Moloz Var, Enkaz Altında Kalanların Çoğu Kız Kardeşlerimiz ve Çocuklarımızdır

Nisan 2024’te BM Kadın Birimi Gazze’deki kadın ve çocukların durumuna ilişkin bir rapor yayınladı. Raporda, altı ay süren savaşın ardından aralarında geride 19 bin yetim bırakan 6 bin anne de dahil olmak üzere 10 binden fazla kadının öldürüldüğü bildirildi. El Cezire, 25 bin kadın ve çocuğun öldürüldüğünü tahmin ediyor. 100’den fazla bağımsız gazetecinin öldürüldüğü ve bölgede örgütlü bir soruşturma organına izin verilmediği için kesin rakamlara ulaşmak son derece zor ve bu rakamların gerçeğin çok altında olduğunu varsaymalıyız.

2 Mayıs 2024’te BM Mayın Eylem Servisi’nin (UNMAS) Filistin topraklarıyla ilgili programının başkanı Mungo Birch, düzenlediği basın toplantısında: “Gazze’de Ukrayna’dan daha fazla moloz var. Bunu perspektife koymak gerekirse Ukrayna’nın ön hattı yaklaşık 1000 kilometre, Gazze ise 40 kilometre uzunluğunda.” ifadelerini kullandı. Birch, “Gazze Şeridi’ndeki (İsrail) savaşı sona erdiğinde kaldırılması gereken 37 milyon tondan fazla molozun olduğunu” sözlerine ekledi.

Katliamın acımasız destekçileri yozlaşmış Batılı sömürgeci hükümetler ve köleleri İslam ülkelerindeki yöneticilerin işbirliğiyle gerçekleşen bombardıman ve yıkımın boyutları, gerçekten de dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir boyuttadır. Öldürülen çok sayıda kadın ve çocuğa bakarken, ölüler listesine dahil edildiği halde birkaç bin kadın ve çocuğun hala enkazın altında olduğunu anlamalıyız. Birçoğu anında ölürken, diğerleri günlerce yavaş ve acı verici bir şekilde öldü, kurtarılmayı beklediler ama onları kurtaran olmadı. Yardım görevlileri, komşular ve aile üyeleri, çocukların ve hayatta olan diğer kişilerin yardım çığlıklarını duyabildiklerini, ancak kurtarma makinelerine çalıştıracak ekipman veya yakıt eksikliği nedeniyle onları kaçınılmaz kaderlerine terk etmek zorunda kaldıklarını bildirdiler.

Ölüleri her türlü mezardan çıkarma görevi bile büyük zorluklarla karşılaşmıştır. Mungo, molozların patlamamış mühimmat ve asbest gibi zehirli maddelerle kirlendiğine dikkati çekti. Gazze’deki molozda 800 bin tonun üzerinde asbest olduğu tahmininde bulundu.

Kadınların güçlendirilmesi girişimleri nasıl yeniden ciddiye alınabilir? Feminizm, kadınların güçlendirilmesi, kadına yönelik şiddet ve kadın hakları ile ilgili uluslararası yasalar boş yalandır. Çünkü bu yasalar yalnızca İslam Şeriatı hükümlerine saldırmak ve İslam’ın yayılmasını kontrol etmek için kullanılmaktadır. BM Kadın Birimi, 6,000 annenin öldürüldüğü ve 19,000 çocuğun yetim kaldığı tahmin edilen savaşın üzerinden altı ay geçtikten sonra Gazze’de cinsiyet alarmı verdi. Yahudi varlığının bombardımanından ve kara operasyonlarından kurtulan kadınlar ve dullar yerinden edildiler, sakat bırakıldılar ve açlıkla karşı karşıya kaldılar. Gerçekten de bu, kadınlara ve çocuklara karşı yürütülen bir savaştır.

Gazze’deki veya başka yerlerdeki Müslüman kız kardeşlerini katliamdan ve soykırımdan kurtarmak için laik rejimlere, yasalara ve kurumlara güvenmeye veya umut bağlamaya devam eden Müslüman kadınlara gelince, umutlarını kesinlikle Batı demokrasisinin enkazı altına gömmelerinin zamanı gelmiştir. Onları derhal Allah’ın nizamı olan Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması çağrısına katılmaya davet ediyoruz. Hilafet, ülkemizdeki tüm kukla yöneticileri ortadan kaldıracak, Müslüman orduları, Allah’a karşı görevlerini yerine getirmek, Müslümanları korumak, savunmak ve özgürleştirmek üzere seferber edecektir.

وَمَن يُوَلِّهِمْ يَوْمَئِذٍ دُبُرَهُ إِلاَّ مُتَحَرِّفاً لِّقِتَالٍ أَوْ مُتَحَيِّزاً إِلَى فِئَةٍ فَقَدْ بَاء بِغَضَبٍ مِّنَ اللهِ وَمَأْوَاهُ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ“Kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah’ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orası, varılacak ne kötü yerdir!” [Enfal 16]

Devamını oku...

Amerika, Birleşmiş Milletler’i Husileri Desteklemek İçin Kullanıyor!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Amerika, Birleşmiş Milletler’i Husileri Desteklemek İçin Kullanıyor!

Haber:

Bugün, 14 Mayıs 2024 Salı günü, Güvenlik Konseyi’ndeki İngiliz delegesi Barbara Woodward, Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Denetleme Mekanizmasına bilgi verilmeden Yemen'de Husilerin kontrolündeki limanlara giren gemilerin sayısındaki gözle görülür artışı kınadı.

Woodward, Güvenlik Konseyi’nin Yemen'le ilgili özel oturumu sırasında şunları söyledi: “Bu ihlaller, yasadışı silahların Yemen’e ulaşmasını önlemede hayati önem taşıyan BM Doğrulama ve Denetleme Mekanizması için ciddi bir tehdit oluşturuyor.” (El-Meşhed El-Yemeni)

Yorum:

Yemen'deki uluslararası çatışmanın üzerinden zaman geçtikçe, Anglo-Amerikan çatışmasının hakikati, Yemen'in genel nüfusu, özellikle de dar görüşlü olanlar için daha açık bir hale gelmektedir; bu da Yemen meselesiyle ilgilenen yetkililerin açıklamalarının netliği sayesinde olmaktadır. Örneğin Güvenlik Konseyi’ndeki İngiliz delegesi Barbara Woodward’ın kınama açıklaması, el-Hudeyde limanına giren gemilerin Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Denetleme Mekanizmasına tabi tutulmaması, Amerika’nın kontrolündeki Birleşmiş Milletler'in Husilerle iş birliği içinde yaptığı eylemlerin ifşa olduğunu gösteriyor; bu da Kızıldeniz’deki gerilimi tırmandıran eylemlerde kullanılan silahların Husilere ulaşmasına yardımcı oluyor.

İngiliz delegenin bu kınaması, BM’nin Yemen elçisi Hans Grundberg'in aynı oturumda tarafların savaşa dönme tehditleri konusunda derin endişesi hakkındaki açıklamasının yanı sıra deniz saldırılarının kapsamını genişleterek Amerika’nın hizmetindeki Avrupa gemilerini tehdit eden Husilerin tehditlerinin rahatsız edici bir provokasyon olduğu konusunda uyarıda bulunması ve bununla ilgili üç temel eksenli bir plan sunmasıyla aynı zamana denk gelmiştir ki bunlar şunlardır: Uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin desteğiyle BM yol haritasında ilerleme kaydedilmesi, durumun sakinleştirilmesi ve güven inşa edilmesi yönündeki çabaların sürdürülmesi amacıyla taraflarla diyalog kurulması ve ülke çapında ateşkese ve kapsayıcı bir siyasi sürecin yeniden başlatılmasına hazırlık yapılması; bu ise İngiltere’nin ajanlarının (meşruiyetinin) desteklenmesi, bunların Yemen'i yönetecek tüm tarafların dahil olduğu bir hükümete dahil edilmesi ve ellerindeki her şey üzerinde yetkiye sahip Amerika’nın ajanları olan Husilerin izole edilmemesi yönündeki bir plandır.

Her biri kendi bölgesel ve yerel araçlarına sahip olan Amerika ve İngiltere arasında Yemen üzerindeki açık ve net uluslararası çatışma devam ederken, Yemen halkı hayatın her alanında acı çekmeye devam etmekte olup bu çatışma ve acılar, Hizb-ut Tahrir’in kurmak için çalıştığı Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet kurulmadıkça son bulmayacaktır; o halde ey Yemen halkı, dünya ve ahiretin hayrına nail olmak için onunla birlikte çalışmak amacıyla harekete geçin; çünkü siz buna ehilsiniz.

فَلَا تَهِنُوا وَتَدْعُوا إِلَى السَّلْمِ وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ وَاللهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ
Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.” [Muhammed 35]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah el-Kadi – Yemen

Devamını oku...

Filistin Meselesi ve Gazze Savaşı, Hilafetin Yıkıldığı Gün Başlamıştır Filistin ve Müslümanların Tüm Meseleleri Ancak Yeniden Kurulduğunda Çözülecektir

Bugün Filistin meselesinin nasıl başladığını ve Yahudi varlığının 1948’de nasıl kurulduğunu detaylı bir şekilde anlatmaya gerek yok. İnsanları, taşları, ağaçları yok eden ve tüm dünyanın gözleri önünde yedi ayı aşkın bir süredir devam eden yıkıcı Gazze savaşı, devlet ve özel medyadaki dolaşımlar, sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar, toplumlar, gruplar, devletler ve uluslararası kuruluşlar, partiler için geçen yüzyılın modern tarih kitaplarını okuma ve her fırsatta sorunun arka planını anlatma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır.

7 Ekim 2023’te mücahitlerin kahramanca saldırısı sonrası günlerdir, aylardır devam eden Gazze savaşı, insanların bildiği gerçekleri gözler önüne serdi. Ümmetin bu noktaya nasıl geldiği ve dibe nasıl vurduğu, Gazze ve dünyanın diğer bölgelerindeki Müslüman kardeşlerine niye yardım edilmediği, arkasında kimlerin olduğu ve bunun sebeplerinin ne olduğu, siyasi bilince sahip ve ümmetin samimi kimseleri için açık ve net olsa da, sıradan insanlar için de artık malum hale gelmiştir. Mevcut pratik önemine göre bu durumdan şu şekilde kurtulmak zorunlu bilinmesi gereken hususlardan sayılmaktadır:

- Müslüman ülkelerde, bölünmeyi ve kafir hükümleriyle hükmetmeyi perçinlemek için Sykes-Picot Anlaşması ile kurulan ulusal ve bölgesel Batı ajanı rejimlerin istisnasız hepsi, Müslümanların birliğinin ve kardeşlerine yardım etmelerinin önünde aşılmaz bir engel olarak durmaktadır. Bu yöneticiler ve rejimleri kökünden söküp atmak ve Müslüman ülkelerin birliği, köklü çözüm için öncelikli bir eylem haline gelmiştir.

- Amerika ve Avrupa’nın başını çektiği sömürgeci kafir Batı, İslam ümmetinin birincil düşmanıdır. İslam’a ve Müslümanlara ve Gazze’ye karşı yürütülen savaşın bilfiil ortağıdır. Onlara karşı savaş hali dışında bir tutum benimsemek caiz değil. Hain yöneticilerin, ülkemizde onlara askeri üsler vermeleri, savunma anlaşmaları yapmaları, Hevesli Aslan gibi ortak askeri tatbikatlar yürütmeleri, iki devletli ve diğer uluslararası çözüm gibi teslimiyetçi çözümleri uygulamaları caiz değil.

- Suçlu, mutant Yahudi varlığı, bu sömürgeci ülkelerin eseridir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin dönüşüyle ümmetin kalkınma projesini engellemek için kanserli bir hücre gibi ümmetin bedenine yerleştirdikleri bu varlığı aynı zamanda himaye etmektedirler. Ülkemizdeki istihbarat birimlerinin işbirliğiyle Batılı istihbarat ve ulusal güvenlik birimleri, Hilafetin kurulmasını önlemek için uykusuz kalmaktadırlar. Ülkemizdeki yöneticiler, özellikle 7 Ekim 2023’ten sonra kırılganlığı ve korkaklığı kanıtlandıktan sonra bu varlığı korumak ve yok olma tehlikesinden önlemek için canhıraş çalışmaktadırlar.

- Birleşmiş Milletler, kuruluşları, Uluslararası Adalet Divanı ve uluslararası hukuk gibi uluslararası örgütler, büyük ülkelerin çıkarları için ve onların baskısı altında çalışan Batılı sömürgeci aparatlardır. Müslümanların yanında olmadıkları gibi, Filistin halkının yararına da çalışmazlar. Bu kuruluşlara başvurmak, hüsnü zan beslersek, ölümden kaçarken sıtmaya razı olmak gibidir. Aksi takdirde ihanettir.

- Amerika liderliğindeki Batılı kapitalist ülkeler, insanlara barbarca ve çürümüş bir yasa dayatmaktadırlar. Zorla ve sahtekarlıkla insanların mallarını yağmalamaktalar, sahte demokrasi ve barbarca güç adına dünyayı kelimenin tam anlamıyla gasp etmektedirler. İnsanlar yaptıklarından iğreniyor. Sırf Gazze’deki soykırımı reddettikleri için dünyanın dört bir yanındaki üniversite öğrencilerinin tutuklanması, bastırılması ve protestolarının susturulması, yönetim sistemi olarak sözde demokrasi ve kötülüğü için mükemmel bir örnektir. Ve insanlığın adil ve ilahi bir sistem olan İslam’a olan ihtiyacının bir kanıtıdır.

- Batı’daki efendileri ile anlaşma yapan yöneticilerin devrilmesi ile ümmetin kalkınması ve hatta Gazze’deki halkımıza yardım arasında duranlar, siyasetçi, alim ve ikiyüzlü zalim bir güruhtur. Bunlar, rezil rüsva olacaklardır. Ümmetin ve dininin tarafına geçmezlerse, derin bir uçuruma atılacaklar ve insanlar onları bir çekirdek gibi bir kenara atacaklardır.

- Ümmet hala, güç ve kuvvet ehlinden, askerlerinden, subaylarından, çok geç olmadan, Allah’ın ve tüm insanların gazabı üzerlerine inmeden zayıflık ve zillet elbisesini üzerlerinden çıkarmalarını, Allah’a ve Rasûlüne icabet etmelerini ve ordularını harekete geçirerek Gazze’deki din kardeşlerine destek olmalarını ümit etmektedir. Allah, Yahudilerin ve Amerika’nın yanında yer alan kukla rejimleri savunmaları için değil, ümmeti ve çocuklarını savunmaları için onlara silah ve teçhizat vermiş ve onları ordular yapmıştır.

Ey insanlar! Ey Müslümanlar! Kukla yöneticilerin dolaşıma soktuğu teslimiyetçi çözümlerle avunulması ve düşman sömürgeci kafirin dayattığı sözde uluslararası hukuka başvurulması yeter artık. Gazze’nin yıkılmasından ve halkının yerlerinden edilmesinden sonra sözde uluslararası hukuka çağrıda bulunuyorlar. Vallahi sizin için âlemlerin Rabbi olan Allah’ın emrettiği çözümden başka bir çözüm yoktur. İslam’ı tek bir varlıkta, Allah’a ve Rasûlüne sadık Raşidi Hilafette uygulamak tek çözümdür. Hilafet, Müslümanların özünü koruyacak, düşmanlarını kökten yok edecektir. Filistin devleti ile birlikte Yahudilere ait bir devletin olması caiz değil. Müslümanların Yahudi varlığı ile savaş ilişkisi dışında bir ilişkilerinin olması kesinlikle yasaktır. Hain antlaşmalar veya sözleşmeler yapılamaz. Şeri çözüm arayanların, gerçeklikten, kendilerini çıkmaza sokan ve sömürgeci kafirin aparatlarıyla müzakereye sevk eden çözümler edinmeleri caiz değil.

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَن يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعِيداً“Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa 60]

Devamını oku...

Mübarek Toprak - Filistin: Gazze'yi Kurtarmaları İçin Ümmetin Ordularına Çağrı Yürüyüşü!

  • Kategori Filistin
  •   |  

Hizb-ut Tahrir/ Mübarek Toprak Filistin:

Gazze'yi Kurtarmaları İçin Ümmetin Ordularına Çağrı Yürüyüşü!

Hizb-ut Tahrir / Mübarek Toprak (Filistin) ve El-Halil şehrinin ileri gelenleri tarafından Refah'ı desteklemek ve Gazze'den geriye kalanları kurtarmak için çağrısı yapılan büyük yürüyüşe binlerce kişi katıldı. El-Ebrar Camii Kavşağı'ndan El-Halil'in merkezindeki İbn Rüşd Döner Kavşağı'na doğru başlayan yürüyüşte katılımcılar ellerinde bayraklar ve sloganlarla ümmeti ve ordularını Refah'ı ve Gazze halkını kurtarmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.

İbn Rüşd kavşağında, gaspçı varlığın Gazze ve halkına karşı yürüttüğü komplo ve imha savaşına saldıran bir konuşma yapıldı. Konuşmacı, Refah'ın işgalinin kırmızı çizgi olduğunu iddia eden Mısır rejimini zayıf tutumu nedeniyle eleştirdi. İşgal gerçekleştiğinde Mısır rejimi, görevi Gazze'den sınırı geçmeye çalışan herkese zulmetmek olan bir güç dışında askerlerini geri çekti!

Konuşmacı, Arap rejimlerinin gaspçı varlığa sağladıkları malzemeler, sınırların ve hava sahasının korunması yoluyla Gazze'ye yönelik saldırıya katıldıklarını vurgulayarak, yöneticilerin hastalığın kökü ve musibetin temeli olduğunu belirtti. Konuşmada Gazze'deki eylemlerin ümmette cihat ve Allah yolunda fedakarlık ruhunu canlandırdığına vurgu yapılarak Filistin'in özgürleştirilmesinin mümkün ve hatta kolay olduğu vurgulandı. Konuşmacı, Amerikan üniversite hareketlerinin Batı'nın liderlerini ve onların takipçilerini ve medeniyetlerinin sahteliğini ortaya çıkardığını ifade etti.

Protestocular adına konuşan kişi Refah'ta yaşananlara en yakın ordu olan Mısır ordusuna bir mesaj göndererek şunları söyledi "Ey Mısır ordusu, Sisi ve grubu sizi yenilgiye uğrattı ve dine karşı açık bir savaşta Allah ve Resulünden saptılar ve ateistleri desteklediler, bu da onun Allah'ın, Resulünün ve inananların düşmanı olduğunu açıkça ortaya koydu. Yahudilerle birlikte Gazze halkına karşı düşmanlık ve saldırganlığı bizi şaşırtmadı, ancak şimdiye kadar ona karşı sessiz kalmanız bizi şaşırttı.  Her ne kadar sessizliğin bedeli Gazze'deki halkınızın açlık, susuzluk, ölüm ve kuşatma nedeniyle yok edilmesi ve bunun da ötesinde Mısır halkına ve askerlerine hakaret ve öncesinde ve sonrasında dininize karşı bir savaş olsa da. Öyleyse sizler İslam'ın mızrakları (Kinane) ve diğer fatihler ve kurtarıcılar olduğunuz halde nasıl sessiz kalabilirsiniz? Ve tarihteki Ğavtü'ş-Şam (Şam'ın kurtarılması)... Allah aşkına, nasıl sessiz kalabiliyorsunuz?!

Protestocular adına konuşan konuşmacı da İslam ümmetine seslenerek "Gazze, sizden onu desteklemeniz için Allah'a yemin etmenizi istedi ve yeterli zaman yok. Ey Muhammed Ümmeti, Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun, onun çağrısına cevap verin, onun yardımcısı olun ve tarihi değiştirmeye ondan başlayın. Zafer, kurtuluş ve fetih, böylece yeryüzünü zulüm ve adaletsizlikle dolduktan sonra ışık ve adaletle dolduracağız."

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi'nin
Mübarek Toprak - Filistin'deki Delegesi

Pazartesi, 05 Zilkade 1445 Hicri, 13 Mayıs 2024 Miladi

filistin

Yürüyüş Etkinliklerinin Kapsamı:
El Halil, Ümmetin Ordularını Gazze'yi Kurtarmaya Çağırıyor ve Mısır Ordusuna Mesaj Gönderiyor!

filistin

Faaliyetlerden Bir Kesit

filistin

filistin

#طوفان_الأقصى
#الجيوش_إلى_الأقصى
#ArmiesToAqsa
#AksaTufanı
#OrdularAksaya
#الأقصى_يستصرخ_الجيوش
#Aqsa_calls_armies
#AqsaCallsArmies

filistin

İlgili Bağlantılar:

 

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER