حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Afganistan
Medya Bürosu
No: AF–BA–2021–MB–TR–02 |
H. 28 Cumâde’l Ûlâ 1442 M. Salı, 12 Ocak 2021 |
Afganistan Cumhuriyeti Bir Mezbahaneye Dönüştü; Bu Mezbahaneden Çıkış Yolu Var Mı?
Son aylarda Afganistan’ın şehir ve köylerinde suikastlar, bombardımanlar, patlamalar, roket saldırıları ve pervasız saldırılar, kitlesel olarak tırmandı. Cami imamı, etkili liderler, hükümet yetkilileri, gazeteciler, analistler, popüler figürler ve masum siviller çeşitli yollarla öldürülüyor. İnsanlar, sabahları patlamaların sesiyle uyanmaya alıştılar artık. Sevdiklerini kaybederek de akşamlıyorlar. Afganistan, siviller, etkili insanlar ve gazeteciler için en ölümcül ülkelerden biri olarak kabul ediliyor; buna rağmen Afgan hükümeti, sadece katliamları kınıyor, komisyonlar kuruyor ve ölüleri saymakla yetiniyor. Son zamanlarda Afgan İçişleri Bakanlığı, bir dizi gazeteciyle temasa geçerek, eğer çalışanlarını korumak için silah satın almazlarsa haber istasyonlarını kapatacağını iletti.
Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu, öldürülenlerin yakınlarına taziye dileklerini sunuyor. Yaralıların derhal ve tamamen iyileşmesi için Allah’a dua ediyor, son olaylarda ölenlerin ailelerine sabır ve metanet diliyor ve aşağıdaki noktaları vurguluyor:
Birincisi, ardışık suikastlar dalgası ve terör fırtınası, projenin yeni aşamasına geçildiğinin bir göstergesidir. Afgan barış sürecine dâhil olan taraflar, barış süreci ile aslan payını kapmak için bu topraklardaki Müslümanların kanı pahasına istihbarat saldırıları gerçekleştiriyorlar kamuoyunun dikkatini muhalif gruplardan başka yöne çekiyorlar. Bu arada, ABD’nin barış sürecinden büyük bir avantaj elde etmesi talihsizliktir, ABD birliklerini ve üslerini koruyorlar, Afgan soykırımı senaryosu üzerine yoğunlaşılıyor.
İkincisi, Afgan hükümetinin görevi, olayları kınamak ve cesetlerle ilgili açıklamalar yapmaktan öteye geçmiyor. Bu yöneticiler koruyucu duvarların arkasında yaşıyorlar ve zırhlı araçlarla seyahat ediyorlar, insanlardan tamamen uzaklar, çektikleri acıyı hissedemiyorlar. Bu yöneticiler, bir yandan kendilerini insancıl değerlerin koruyucusu ve cumhuriyetin savunucusu olarak tanıtıyorlar, medya kuruluşları aracılığıyla bangır bangır “cumhuriyetçilik” yaygarası koparıyorlar. Fakat iktidarları ve kişisel çıkarları tehlikeye girdiğinde, çılgın katillere ve kasaplara dönüşüyorlar. Son zamanlarda olduğu gibi hükümeti eleştirenler, hapis ve/veya ölümle tehdit ediliyor. Tabii ki tüm bu cinayetler ve terör, barış ve bugüne kadar toplumun her kesimine acı çektiren cumhuriyetin çığlıklarıdır. Aslında ne İslam’a saygı duyuyorlar ne de cumhuriyete uyuyorlar. Tek bildikleri şey, iktidarlarını sürdürmek ve çıkarlar elde etmeye devam etmektir.
Bu nedenle, Afganistan’ın Müslüman halkı, bu kritik felaketten çıkış yolunun, kişileri değiştirmek olmadığını, aksine köklü bir değişim getirerek yozlaşmış hâkim sistemi ortadan kaldırmak olduğunu anlamalıdır. Bu ithal sistemleri ve iktidara susamış liderleri, mezarlığa gömecek, bu toprakların halkının İslami inançlarına ve değerlerine uygun bir düzen kuracak bir değişim kaçınılmazdır. Öte yandan, bu sistem gerçek liderler üretecek, insanların inancını, yaşamını, mallarını ve haysiyetini korumak için hazır kıta bekleyecek, bunu en temel yükümlülükleri olarak göreceklerdir. Bu sistem İslam ve İslam Devletinden (Halifelik veya Hilafet) başkası değildir.
إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam ancak bir kalkandır, arkasında savaşılır ve onunla korunulur”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Afganistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://hizb-afghanistan.org/ |
E-Mail: info@hizb-afghanistan.org |