Afganistan Dışişleri Bakanı Hanif Atmar, 18 Mayıs’ta düzenlenen basın toplantısında Çinli mevkidaşıyla ‘hoş bir sohbet’ gerçekleştirdiklerini söyledi. Görüşmede Atmar, Çin’in, terörizmle mücadelede Afgan Güvenlik Güçlerine vereceği desteği ele aldıklarını, Çin’in olumlu yanıt verdiğini, ancak bunun, bölgede büyük bir ‘jeopolitik’ değişimin olacağı anlamına gelmeyeceğini belirtti. Atmar ayrıca, Afganistan’ın terörle mücadelede her zaman bölge ülkeleri ve Çin ile işbirliği yaptığını, görünüşe göre Çin’in de terör tehditlerinden emin olmadığını kaydetti.

Bu açıklamalar, bir kez daha Afgan yetkililerinin kukla olduklarını, İslami ve insani değer yoksulu olduklarını ortaya koydu. Bu arada, ABD önderliğinde yirmi yıldır süren “terörle mücadele” ajandası, bu senaryonun bölgedeki Müslümanlara ve İslami değerlere karşı savaştan ibaret olduğunu gösterdi. Afgan halkı yüz binlerce kayıp verdi, çok büyük mali kayıplara uğradı. Şu anda, işgalci ABD, aşağılayıcı bir yenilgiden sonra umutsuzca Afganistan’dan ayrılmaya çalışıyor. Yakında önceki Afgan yöneticilerinin aşağılayıcı kaderiyle karşı karşıya kalacak olan şuan ki Batı kuklası yöneticiler, askerlerinin finansmanında ve donanımında zorluk yaşayacaklarını fark ettiler. Bu yüzden yeni bölgesel bağışçılar ve destekçiler bulmanın çabası içerisine girdiler.

Bu tür bir politika ile Afganistan’ın hain yöneticileri, -ABD’nin Çin’e uluslararası olarak mücadele ettiği bir zamanda- Afgan kuvvetleri finansal olarak desteklenmez ve donatılmazsa, rakip Çin’in bu boşluğu doldurmaya hazır olduğuna dair ABD ve Batıya bir mesaj vermeyi planlıyor. Ama bir yandan da eski lortlarından [ABD ve Batı] tırsıyorlar; Bu nedenle, bu tür önlemlerin bölgede büyük ‘jeopolitik’ değişiklik yaratmayacağını düşünüyorlar.

Ama en önemlisi, acımasız kasap Çin’in elleri, ABD ve NATO ülkeleri gibi Müslüman kanına bulanmıştır. Milyonlarca Uygur Müslüman şu anda büyük toplama kamplarında esir tutuluyor, İslam’ı terk etmeleri için baskı görüyorlar. Doğu Türkistan Müslümanları, İslami ritüel ve uygulamalardan vazgeçmeleri için anavatanlarında esaret altındalar. Çin hükümeti, namazları, oruçları, sakalları, başörtüleri, Kuranları ve seccadeleri gibi hayatlarının her alanını denetlemek için Doğu Türkistan Müslümanlarının ve mütedeyyin insanların evlerine Çinliler yerleştirdi. Yerleştirilen Çinliler, hemen cezalandırılmaları için hükümeti bilgilendirecekler.

Böylece Çin, ABD, NATO ve Rusya gibi İslam ümmetin aktif bir düşmanıdır, böylesi bir anlaşmanın haram olması bir yana dünyadaki iki milyar Müslümanın yasal inançlarına ve çıkarlarına ihanettir. Üzücü gerçek şu ki, İslam ülkelerinin hain yöneticileri, İslami değerlere saygı göstermiyor. Bu nedenle, Afgan hükümetinin bu açık ve ikiyüzlü ihaneti suçtur. İktidarı ve kırılgan rejimi böylesi küçük düşürücü uygulamalarla korumak için Müslüman Afgan halkı başka bir işgal ve kolonizasyon cehennemine atılmak isteniyor.