حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Afganistan
Medya Bürosu
No: AF-BA-2022-MB-TR-02 |
H. 19 Cumâde’s Sânî 1443 M. Cumartesi, 22 Ocak 2022 |
İslam Ekonomisi Kapsamlı Bir Şekilde Uygulanmadan Afganistan’ın Ekonomik Sorunlarını Çözmek İmkânsız!
İslam Emirliği, 20 ülkeden temsilcilerin bizzat, 40 ülkeden ise çevrimiçi katılımıyla Afganistan Ekonomi Konferansı düzenledi. Konferansta, sorunlara uygun çözümler bulunması maksadıyla Afganistan’ın ekonomik sorunlarının farklı arenalarda değerlendirilmesi amaçlandı.
Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu, Afganistan ekonomisiyle ilgili olarak aşağıdaki noktaların dikkate alınması gerektiğini düşünüyor:
Birincisi: Afganistan’ın siyasi ve ekonomik sorunları, mevcut sınırları içerisinde çözülemez. 19.yüzyılda büyük güçler, günümüz Afganistan’ını kontrol edilebilecek ve bağımlı kalacak şekilde şekillendirdiler. İmzalanan çeşitli anlaşmalar ile sömürgeciler, Afganistan’ı okyanusa erişimi olmayan bir ülkeye dönüştürdüler. Bu nedenle mevcut coğrafyası ve yönetim yapısı ile Afganistan, siyasi ve ekonomik olarak bağımsız olamaz. Sadece Pakistan ve Orta Asya ile birleşmesi durumunda güçlü bir devlet haline dönüşecektir. İslam ülkelerini birleştirmek farz olduğu gibi aynı zamanda jeopolitik olarak bölgedeki Müslümanların da faydasınadır.
İkincisi: Ekonomik sistem, İslam’ın ayrılmaz bir parçasıdır. İslam’daki ekonomik sistem Serbest Piyasa, Sosyalist, karma sistemler vb. değildir. Diğer sistemlerden farklı olarak İslam akidesi ve hükümlerine dayalıdır. İslam ekonomisinin temel ilkeleri, yiyecek, giyecek, barınak gibi her insanın temel ihtiyaçlarının karşılanmasına ve kaynakların adil dağılımına dayanır. İslam Devleti, ırksal, etnik ve dini ayrım yapmaksızın her vatandaşına onurlu bir yaşam sunar. Ne yazık ki, İslam Emirliği’nin ekonomik sistemi, hala belirsizdir. Mevcut ekonomik prosedürleri, önceki yozlaşmış hükümetin düzenlemelerine ve yapılarına göre işliyor. Oysa meşru bir İslam Devleti kurmak ve İslam ekonomisini uygulamak, yönetimdeki mevcut liderlerin hayati sorumluluklarından biridir.
Üçüncüsü: İslam Emirliği, güçlü bir ekonomi inşa edebilmek için Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkisini kesmesi gerekir. Müslümanlar, bu sömürgeci örgütlerin varlığında asla gerçek refaha erişemezler. Her ne kadar bu örgütler, insani yardım kisvesi altında varlıklarını meşru gösterseler de, halkın işlerini düzenlemek ve sorunlarını çözmek uluslararası kuruluşların değil, hükümetin sorumluluğundadır. Uluslararası örgütlerin operasyonları, bir yandan İslam Emirliği’nin meşruiyetinin sorgulanmasına neden olurken, (insanların sorunlarını çözmede yetersiz olduğunu gösteriyor) diğer yandan hükümet içinde insanların ihtiyaçlarını karşılayan paralel bir yapının oluşmasına yol açmaktadır. Ancak açık gerçek şu ki, bu uluslararası kurum ve/veya kuruluşlar, Batılı sömürgecilerin güçlü ve yumuşak silahlarıdır. Görünüşte insani yardımlar aracılığıyla sömürgeci hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oluyorlar.
Dördüncüsü: İslam, İslam Devletinin siyasi ve ekonomik olarak başka bir ülkeye bağımlılığını yasaklar. Bu nedenle ithalat ve dışa bağımlılık gibi temel sorunları çözmek için kendi kendine yeterlilik ve sanayileşme politikaları belirledi. Bu sanayi politikası, cihat ve İslam davetinin yayılmasına dayanır. Hiç kuşkusuz kendi kendine yeterlilik politikaları ve sanayi ürünleri için, eğitim altyapısına, teknik eğitim programlarına ve AR-GE çalışmalarına şiddetli bir şekilde gereksinim duyulur. Şu an Afganistan ve bölge, zengin doğal kaynaklara ve genç bir işgücüne sahiptir. Sanayileşme politikasına kolaylık sağlayabilir. Böyle bir politika, aynı zamanda hükümeti vergiye bağımlı bir ekonomiden kurtaracak ve yoksul insanların baskı yükünü hafifletecektir.
Beşincisi: İslam’daki para birimi, altın ve gümüş standardına dayalıdır. İslam Devleti, altın ve gümüş gibi gerçek değeri olan banknot basmak zorundadır. Çünkü şeri hükümler, altın ve gümüşü para birimi için tek standart olarak belirlemiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, zekât nisabının hesaplanmasında altın ve gümüşün kayda değer alınmasını emretti. Şu anda Afgan para birimi, ABD dolarına endekslidir. Bu sadece Afganistan ekonomisini ABD ve Batıya bağımlı hale getirmekle kalmaz, aynı zamanda enflasyon ve Afgan para biriminin istikrarsızlığına yol açar.
Şeriat kaynaklarından türetilen bir ekonomik sistem ve politikalar uygulamanızı öneriyoruz. Bu, bir yandan Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasına nail olunmasını sağlayacağı gibi diğer yandan mevcut ekonomik sorunları kökten çözecektir.
وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لا تَعْلَمُونَ “Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [Bakara 216]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Afganistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://hizb-afghanistan.org/ |
E-Mail: info@hizb-afghanistan.org |