Herat ilindeki Gazargah Cami’sine düzenlenen bombalı saldırıda Gazargah Cami imamı Mevlevi Muciburrahman Ensari ile birlikte 17 kişinin şehit olduğu ve onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi. Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu, bu vahşi saldırıyı ve terör eylemini en güçlü ifadelerle kınar ve saldırının insanlığa ve şeri hükümlere aykırı olduğunu ifade eder. Şehitleri hüsnü kabulle kabul eylemesini, yaralılara acil şifalar, ailelerine de sabır ve metanet vermesini Yüce Allah’tan niyaz ederiz.

Özellikle son yirmi yılda bu ümmetin saygın ilim adamlarının, etkili liderlerinin ve şeyhlerinin suikastına ilk kez tanık olmuyoruz. Afganistan işgal altındayken etkili bilim adamları ve liderlere suikastlar düzenleniyordu. İşgalciler ve istihbarat servisleri, popülerliğe sahip kişileri izole etmek, karalamak ve suikast düzenlemek için bu topraklarda esrarengiz operasyon işlemeye alışıktır. Bu şahsiyetler, işgalcilerin komploları karşısında bir engel olarak görülüyorlardı. Mevlevi Ensari’nin suikastı de bu tür istihbarat operasyonlarının devam ettiğinin kanıtıdır.

Afganistan’da işgal gerçekten başarısızlığa uğradı, ancak dizginlenemedi. İslam düşmanları, İslami değerlere, mevcut hükümete, âlimlere ve bu toplumun etkili liderlerine karşı acımasız saldırılar başlatma niyetinde. Afganistan İslam Emirliği’ne baskı yapmak ve meydan okumak için farklı yaklaşımlar kullanan İslam düşmanları, önlerinde engel olarak gördüklerini ortadan kaldırıyorlar. Bu nedenle, Taliban hükümeti, Batı sömürgeciliğinin ve bölgesel ortaklarının birçok yüzü olduğunu anlamalıdır. Bazen insani yardım kuruluşları, sivil aktivistler ve gazeteciler kılığında görünürler. Bazen de protestolara yol verirler, siyasi baskı uygularlar, karanlık istihbarat faaliyetleri yürütürler ve hedefli cinayetler işlerler.

Biz daha önce düşmanın bu entrikalarını deşifre ettik ve toplum liderlerini bu tür eylemlere karşı defalarca uyardık. Batının Müslümanlarla ilişkilerinde her zaman çok boyutlu ve karmaşık politikalar izlediğini bugün bir kez daha yineliyoruz. Görünüşte insani yardım ve insan haklarından dem vuruyorlar ama gerçekte Afganistan’da ve bölgede güçlü ve istikrarlı bir İslami hükümetin kurulmasını engelliyorlar. Bu nedenle sadece ümmetle yakın ilişki içinde olduğumuzda ve İslam’ın tam olarak uyguladığımızda iç çekişmelerden kaçınabileceğimizi, yabancı komploları ortadan kaldırabileceğimizi, suçluları cezalandırabileceğimizi ve Müslümanların can ve mal güvenliğini sağlayabileceğimizi anlamalıyız. Çünkü sadece güçlü İslami kimliğin oluşturulması ve istikrarlı bir toplumun yaratılması, dış düşmanlarımıza karşı durmamızı sağlayacaktır. İslami kimlik, düşmanın kötü planlarını ve hilelerini yok etmek için yıkılmaz bir kale gibidir.