14 Ekim 2022 Cuma günü Yeni Delhi, Bölgesel Terörle Mücadele Yapısı (RAT) başlığı altında Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) konsey toplantısına ev sahipliği yaptı. Bu zirve sonrasında bazı üye ülkeler, Afganistan’da faaliyet gösteren uluslararası terörist grupların tehditlerine karşı ortak önlemler alma sözü verdiler.

Ancak 2001’den bu yana aslında İslam ve Müslümanlarla mücadele olan Batının sözde “Terörle Mücadele” senaryosu, büyük bir başarısızlığa uğramıştır. Şimdilik her devlet, ‘terörizm’ terimini kendi çıkarına göre tanımlıyor ve düşmanlarını terörist ve/veya terör destekçisi olarak yaftalıyor. Bununla birlikte Oxford Sözlüğü’nde bakıldığında bu terimin anlamının “Siyasi amaçlara ulaşmak için şiddet eylemlerine başvurmak” olduğu görülecektir. Oxford Sözlüğü’ne göre, ŞİÖ üyesi ülkeler, gerçek terörist devletlerdir.

Çin, Doğu Türkistanlı Müslümanlara karşı terörist faaliyetler yürütüyor, toprakları işgal edilen Müslümanlar, sırf Müslüman oldukları için işkence görüyorlar. Hindutva hareketi ve Modi’nin Hindu devleti, Keşmir’i açıkça işgal etmekle kalmayıp Hintli Müslümanlara baskı yapmaya da devam etmektedir. Belucistan ve Peştun bölgelerindeki Müslümanlara baskı uygulayan Pakistan hükümeti, başta ABD olmak üzere sömürgeci güçlerle işbirliği yapmaktadır. Çıkarlarını korumak için Müslümanları öldürmekte, hava sahasını ABD insansız hava araçlarına açmakta, Afganistan’da istihbarat saldırıları düzenlemek için büyük güçlere yardım etmektedir. Aynı şekilde Suriye, Irak ve Yemen’de Müslümanların katledilmesine destek veren İran, Afganistan ve Irak’ta işlenen terör eylemlerinde ABD ve NATO ile işbirliği yapmıştır. Siyasal iktidarını korumak için çeşitli araç ve taktiklerle vatandaşlarını sindirmektedir. Rus devleti de Suriye’de yüz binlerce Müslümanı şehit etti. Çeçenistan ve Orta Asya Müslümanları hala Rus zulmüne maruz kalıyorlar. Ayrıca Orta Asya ülkeleri, Müslümanlara ve İslami hareketlere işkence etmek ve bastırmak için efendileriyle işbirliği yapıyorlar.

Bununla birlikte bu devletlerin planları, kararları ve entrikaları başarısızlığa uğrayacaktır. Çünkü ŞİÖ üyesi ülkeler sadece bölünmüş değiller, aynı zamanda birbirlerine karşı büyük bir rekabet içindeler. Terörist devletlerin bu tür işbirliği, bölgede güçlü bir İslam Devletinin doğuşuyla ilgili ciddi endişelerinin olduğunu ve bu nedenle bu tür komplolarla İslam’ın yükselişini önlemeye çalıştıklarını gösteriyor. Ancak tarihten ders almalılar, hak ile batıl arasındaki savaşı her zaman hak kazanmış, batılı yerle yeksan etmiştir.

İslami uyanış, Müslümanların birliği için bir fırsattır. Afganistan, Pakistan ve Orta Asya Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin yeniden kurulması için dünyanın diğer yerlerine nazaran çok daha elverişlidir. Bu ülkelerin endişelerine artıran şeylerden biri de budur. Bu ülkeler, beyhude önlemleriyle devasa uyanış dalgasının karşısında durmaya çalışıyorlar. Bu dalga, bu suikastçı devletlerin egemenliğini yutacak kadar büyüktür. İnşaAllah bu bölgenin Müslümanları yakında bu ülkelerin zulmünden kurtulacak ve İslam Hilafetinin kurulmasıyla sevineceklerdir.

لِلَّهِ الْأَمْرُ مِنْ قَبْلُ وَمِنْ بَعْدُ وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ  “Önce de, sonra da emir Allah’ındır. O gün Allah’ın (Rumlara) zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.”^{[Rum 4-5]}