Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu, tüm dünya Müslümanlarının İydü’l Fıtr’ını tebrik ediyor. Rahmet, mağfiret ve ateşten kurtuluş ayının sona ererken, Müslümanların oruçlarını, namazlarını, gece ibadetlerini, sadaka ve cihatlarını kabul etmesi için Rahman’a dua ediyor, İslam ümmetine hayır, bereket, zafer ve yardım kapılarını açması için yalvarıyor.

Bayram, Müslümanlar için sevinç ve mutluluk demektir. Ancak bu yıl Müslüman ülkelerde meydana gelen bir dizi korkunç olay, bu sevinç ve neşeye gölge düşürmüş ve İslam ümmetini tarihinin en karanlık dönemlerinden birine sokmuştur. Geçtiğimiz altı ay içinde Gazze halkı sayısız travmatik olay yaşadı. Dünya ilk kez kasıtlı suçlara ve soykırımlara tarih kitaplarının sayfalarında değil, televizyon kanallarda canlı olarak tanık olmuştur. Gazze tamamen yıkılmış, 100.000’den fazla insan şehit edilmiş ve yaralanmış olsa da maalesef insanların ölü vicdanları henüz uyanmamıştır. Yahudi devletinin ölüm makinesi, ABD, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’nin açık desteğiyle, İslam ülkelerindeki hain yöneticilerin işbirliğiyle Filistinli kadın ve çocukları katletmeye devam etmektedir.

Gazze halkının, sarsılmaz sabrı ve cihadıyla tüm dünyaya örneklik teşkil etmesi, bu karanlık ve üzücü günlerin ardından umut ve neşeli günlerin olduğunu göstermektedir. Gazze halkının bu ağır ve çetin sınavda gösterdiği azim ve mücadele, İslami değerleri dünyaya yeniden tanıtmış, ahireti dünyadan daha büyük gören, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasını bu dünyanın ucuz rızkına tercih eden ümmetin kesinlikle güçlü olduğunu kanıtlamıştır. Yahudi devletinin tankları ve uçakları Gazze’nin şehirlerini ve binalarını belki yok edebilir ama halkının demirden iradesini asla yok edemez. Tarih, ağlamak ve ağıt yakmak yerine Allah’a hamd eden, çocuğunun şehadetiyle gurur duyan, bunu sevinçli bir olay olarak kabul eden annenin cesaretini hatırlayacaktır.

Öte yandan Gazze’de yaşananlar, ümmetin dayatılan sınırları ve hilekâr yöneticileri istemediğini ortaya koymuştur. Çeşitli ülkelerden düzinelerce Müslüman gencin Filistin’e yürüyerek girmeye çalıştığı görülmüştür. Yahudi varlığının işlediği suçlar, sömürgeci hükümetlerin, kurumların ve yozlaşmış Batı değerlerinin gerçek yüzünü ifşa etmiş, Batı’nın derin bir ahlak ve değerler kriziyle karşı karşıya olduğunu kanıtlamıştır.

Bir kez daha Yüce Allah’tan bu bayramı Müslümanlar için hayır, bereket ve zaferin başlangıcı kılmasını niyaz ediyor, bir sonraki bayramı Ukab sancağı altında Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet’in gölgesi altında kutlamayı nasip etmesini diliyoruz. Hizb-ut Tahrir, fikri ve siyasi mücadelesine devam edecek, Nübüvvet metodu Raşidi Hilafeti kurarak İslam ümmetini kalkındırmak ve birliğini sağlamak için elinden gelen çabayı sarf edecek, bu kutlu mücadelesinde hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayacaktır.

فَالَّذِينَ آمَنُواْ بِهِ وَعَزَّرُوهُ وَنَصَرُوهُ وَاتَّبَعُواْ النُّورَ الَّذِيَ أُنزِلَ مَعَهُ أُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ“Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” ^{[Araf 157]}