31 Ağustos 2018’de Şeyh Hasina hükümeti, BIMSTEC’in (Çok Sektörlü Teknik ve Ekonomik İş Birliği için Bengal Körfezi Ülkeleri Girişimi) 4. zirvesi sırasında diğer bazı anlaşmaların yanı sıra elektrik şebekesi arabağlantısı kurulması için mutabakat zaptı imzaladı. BIMSTEC, efendilerinin teşvikiyle Hindistan’ın bölgesel, stratejik ve ekonomik arzusunu gerçekleştirmenin önemli bir aracıdır. Söz konusu mutabakat zaptı, ülkemizin her katmanına nüfuz etme planı kapsamında Hindistan için Bangladeş’in stratejik sektörlerine derinlemesine sızmasına kapı aralayacaktır. Hasina hükümeti, çok sayıda Hintli şirketin egemenliğimiz ve ekonomik çıkarımıza ciddi zarar veren enerji sektörümüze yoğun bir şekilde katılımına zaten izin vermiştir. Geçtiğimiz yıl 500 milyon dolar tutarında eskimiş askeri teçhizat satın almak için savunma anlaşması imzalayan ve böylece Hintli şirketlerin enerji gibi stratejik sektörlerimizde iş yapmalarına olanak sağlayan köle Hasina hükümeti, topraklarımıza tamamen egemen olması için -Bangladeşli Müslümanların azılı düşmanı- Hindistan’a açık kapı bıraktı.

Üstelik bu tür anlaşmalar, Müslümanların yararına olmadığı gibi gerçek teröristlerin saldırganlığı ve adil olmayan muamelesi karşısında onları koruyamaz, himaye edemez. Zirvede, BIMSTEC üyesi devletlerin liderleri, terör ve terörist devletlere yönelik ateşli açıklamalar yaptı. Ancak devlet destekli Myanmar teröründen firar etmek zorunda kalan mazlum Rohingya Müslümanlarının maruz kaldığı zulme değinmediler. Rohingya soykırımı konusundaki bu hain sessizliği protesto etmek yerine omurgasız Dışişleri Bakanı Shahriar Alam yaptığı açıklamada, Rohingya krizinin BIMSTEC sürecini ve ikili ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Bu, zavallı liderlerimizin ümmetin duygu ve arzusundan kopuk olduklarının açık ve net kanıtıdır. Dolayısıyla bu anlaşma Yeni Delhi’nin Dakka ile siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerini geliştirmek için sürdürdüğü girişiminin bir parçasıdır. Sömürgeci İngiltere-ABD ve onların bölgesel müttefiki olan Hindistan’ın sadık kölesi olduğunu kanıtlamak ve böylece iktidarını sağlama almak için kukla hükümet, Hindistan’ın bütün taleplerine eyvallah diyerek halkımızın çıkarını göz ardı etmiştir.

Ey Müslümanlar! BIMSTEC liderlerinin güzel ve etkili hitabetine sakın aldanmayın. Bu alt kıta örgütü, Güneydoğu Asya’da Hindistan’ın egemenliğini garantiye alma aygıtından başka bir şey değil. Ne yazık ki kukla hükümetimiz, iktidarını korumak için işbirliği yapmaktadır. Elleri Müslüman kanına bulaşmış düşmanlarla nasıl işbirliği yapabiliriz? Bölgede barışı tesis etme gibi bir kaygı taşısaydılar, Rohingya Müslümanlarının maruz kaldığı tüyler ürpertici soykırımı görmezden gelemezlerdi.

Ey Bangladeş halkı! Sömürgeci güçlere ve onların bölgesel müttefiki Hindistan’a satılmış Awami ve BNP gibi yöneticilerin ortaya çıkmasının temel sebebi, bu sözde laik demokratik sistemdir. Sömürgeci güçlerin ajanları olarak bizleri yöneten bu yöneticiler, Bangladeş halkının çıkarları pahasına efendilerinin çıkarına hizmet etmektedir. Onun için bu köhne sistemi ortadan kaldırarak bu yöneticilerden kurtulmalıyız. Bu yüzden sizi Raşidi Hilafeti yeniden kurma mücadelesinde Hizb-ut Tahrir’in yanında yer almaya davet ediyoruz. Hilafet, hiçbir ateist devlete boyun eğmeyecek ve ümmetin çıkarına azami öncelik verecektir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالًا وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ “Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür.”^{[Ali İmran 118]}