Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, bugün (26 Temmuz 2019 Cuma) Dakka ve Chittagong’daki çeşitli camilerde protesto gösterileri düzenledi. Gösterilerde son zamanlarda işlenen cinayetler, tecavüzler ve çete infazları protesto edildi. Halka çağrıda bulunan Hizb, bu toplumsal huzursuzluğun nedeninin mevcut laik rejim olduğunu, sosyal güvenlik ve adaleti takva menşeli Raşidi Hilafetin ancak sağlayabileceğini söyledi. Konuşmacılar, şu an insanlar arasında aşırı güvensizlik ortamına tanık olunduğunu kaydettiler. Ülke genelinde son 13 gün içinde 12 kişinin ölümüne, 66 kişinin de ağır yaralanmasına neden olan bir dizi acımasız mafya infazları yaşandı.[23 Temmuz 2019 Bangladeş Pratidin] Ve sadece bir günde [20 Temmuz Cumartesi] 5 kişi öldürüldü. Tecavüzler, çocuk cinayetleri, gün ortasında kocası tarafından acımasızca öldürülen kadın, adliyede hâkim odasında öldürülen sanık, başı kesik cesetler, 7 yaşında başı kesilen çocuk, “çocukların kaçırılma” korkusu, halkın güvensizliğini arttırdı. Aileler, çocuklarının kaçırılmasından ya da çete cinayetlerine kurban gitmesinden korkuyorlar. Öte yandan insanlar, bu bozuk rejim ve laik sistemin adaleti sağlayacağına inanmıyorlar. Böyle bir ortamda paniğe kapılmış öfkeli çeteler, kendi elleriyle “adaleti” sağlayabileceklerini düşünüyorlar.

Bu toplumsal huzursuzluk, bir gecede ansızın ortaya çıkmış değil. Yönetici elit ve sözde laik demokratik sistemin yozlaşmışlığının bir sonucudur. Bilinçli insanlar bunun farkında. Bu laik yönetici elit, yaşam ve halkın refahı için sorumluluk almaktan ziyade devlette ve sistemde yolsuzluk ve partizanlık yapıyorlar. Adalet şuan para ve siyasetin esareti altında. Bu laik sistemde bir anne, tecavüze uğrayan ve öldürülen 2 yaşındaki kızının katilinin yargılanması için başbakandan merhamet dileniyor. Bir başkası da suçluların adalet önüne çıkarılması için başbakanın emir vermesini ya da olayın sosyal medyaya düşmesini bekliyor. Avukatlar ve mahkemeler, rejime ve muhite göre işlem yapmak zorunda kalıyor ve davalar, bir sonuca bağlanmadan yıllarca sürebiliyor. Hal böyleyken insanlar bu bozuk sisteme nasıl güvenebilir ya da itimat edebilir? Bu laik sistem, dini devletten ve hayattan ayıran kâfir kapitalist Batıdan ithal edilmiştir yani camiler Allah’a, devlet de Hasina’ya aittir. Buna göre Hasina gibi bir tiran ve troller, bu sistemin ürünüdür. Devlette yozlaşma ve tiranlık yaygınlaşmış durumda. Bu nedenle bu laik rejimi ve sistemi ortadan kaldırıp, İslami inanç ve takvaya dayalı Hilafet Devletini kurmalıyız.

Ey Müslümanlar! Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet, takvaya dayalı bir toplum inşa edecek, bunun sonucunda tecavüz, cinayet veya linç gibi sosyal suçlar doğal olarak azalacaktır. Hilafet sisteminde yönetici ve sıradan insanlar, Allah’ın emir ve yasaklarına uyacak, cehennem korkusuyla sorumluluklarını yerine getireceklerdir.

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ * وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ “Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.” ^{[Zilzal 7-8]} Ayrıca şeri yükümlülük gereği Halife, ırk veya dinine bakmaksızın insanların güvenliğini sağlayacaktır. Hilafet, yolsuzluk, partizanlık ve kayırmacılıktan kurtulacak ve böylece halk, adalet için devlet başkanından merhamet dilemek zorunda kalmayacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَوْ أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ مُحَمَّدٍ سَرَقَتْ لَقَطَعْتُ يَدَهَا“Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı, onun da elini keserdim” ^[Müslim] Hz. Ömer, şarap içen oğlunu kırbaçladı ve oğlu bu yüzden öldü. Hz. Ali, Halife iken gayrimüslim karşısında bir davayı kaybetti. Ayrıca Hilafet Devleti, mevcut adaletsizlik kültürüne ve yargıda ağır aksak işleyen yargılama sürecine son verecektir. Hilafet sisteminde şüpheli sıfatıyla kimsenin gözaltına alınmasına, belirsiz süreliğine hapishanede tutulmasına veya hiç bir kanıt olmadan birine karşı dava açılmasına izin verilmeyecektir. Belirli suçlar için belirli yasalar var, dolayısıyla böylesi bir yargı sisteminde yargılama hızlı ve adil olacaktır. Suçlu olduğu ispatlanana kadar hiçbir kimse suçlu olarak değerlendirilemez. Hâkim, karar verdiğinde karar temyiz edilemez ya da uygulanması ertelenemez. Davalar bir mahkemeden diğerine transfer edilemez. Adalet çabucak uygulanır.

Konuşmacılar Müslümanlara şu çağrıda bulunarak konuşmalarına son verdiler: Ey Müslümanlar! Bangladeşİslami bir ülkedir. Bu devletin üzerine kurulu olduğu laikliği reddedin ve bu laik sistemle yönetilmeyi kabul etmeyin. Laik Hasina rejimini ortadan kaldırın ve Hizb-ut Tahrir liderliğinde Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için çalışın. Adalet ve rahmet sistemini görme bekleyişiniz yakında bitecektir inşallah. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُواْ وَاتَّقَواْ لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَاتٍ مِّنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ  “Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler(in kapılarını) açardık.” ^{[Araf 96]}