Keşmir işgalinin hâlâ acıları yaşanırken, korkak Hindistan, “Ram Tapınağı” inşa etmek üzere tarihi Babri Camii’ni aşırılık yanlısı Hindulara teslim ederek Hindistan ve yurt dışındaki Müslümanları daha da demoralize etmenin adımlarını attı. Hindistan’ın, Amerikan desteği ile Hindutva ideolojisi kisvesi altında jeopolitik emellerini gerçekleştirdiği açıktır. Amerika, Ortadoğu’daki yasadışı Yahudi varlığını güçlendirdiği gibi bu bölgedeki çirkin ajanını da güçlendirmektedir. Sömürgeci Batı, İslam dünyasındaki hain yöneticilerin yardımıyla zayıf yasadışı Yahudi varlığını “yenilmez” olarak betimlemiştir. Benzer bir strateji ile korkak Hindistan da Batının suç ortağı aynı hain yöneticilerin yardımıyla bu bölgede güçlü bir figür olarak lanse edilmektedir. Amaç, ümmeti bu statükoya boyun eğdirmek ve ikinci Raşidi Hilafetin dönüşünden umudu kesmesini sağlamaktır. Hindistan, Müslümanlara karşı birbiri ardına düşmanca projeler yürürlüğe koyarken, Müslümanların omurgasız yöneticileri, haince bu eylemlere meşruiyet kazandırmaktadır. Hain BAE yöneticisi, Hindistan’ın Keşmir’i ilhak etmesinin ardından kasap Modi’ye ülkenin en yüksek sivil nişanını verdi. Başka bir hain İmran Han da Hindistan’ın saldırganlığı karşısında Pakistan’ın güçlü silahlı kuvvetlerini prangalara vurdu. Attığı twitler ve sarf ettiği boş sözlerle ümmetin gündemini oyaladı. Babri Camii kararı hakkında tedirgin olan ümmete destek vermesi gerekirken hilekâr Hasina hükümeti, bunun Hindistan’ın bir iç meselesi olduğunu söyledi ve karar nedeniyle tansiyonun yükselmesine müsaade etmeyeceğini belirtti!

Ey Müslümanlar! 2000’den fazla Müslüman Babri Camii için hayatını feda etmişken, bu caminin yerine bir tapınak inşa etmek, Hasina rejiminin gözünde Hindistan’ın bir iç meselesidir! Müşrik efendisi Hindistan’ı memnun etmeye kıyasla Müslümanların kanı, onuru ve mabedi bu rejimin gözünde çok ucuzdur. Allah onları kahretsin nasıl da döndürülüyorlar. Hayali Hint üstünlüğünü kabul etmemizi ve bu bölgedeki Hindutva hegemonyasına karşı sessiz kalmamızı istiyorlar. Bu nedenle bu zülden onurumuzu kurtarmanın tek yolu, hain Hasina rejimini ortadan kaldırmaktır. Hint hegemonyasının kölesi durumundaki Hasina rejimi, sömürgeci jeopolitik çıkarlarına hizmet etmek için Müslümanlara karşı savaşında müşrik Hindistan’ı koruyup kollamaktadır. Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir ile çalışmanın zamanı gelmiştir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“Gerçekten de, İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim] Gerçekten de Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem doğru söylemiştir. Müslümanların koruyucusu olarak sadece Halife, Sultan Abdülhamid’in mübarek toprak Filistin’i koruduğu gibi Müslümanların kanını, onurunu ve camisini koruyabilir. Yahudiler, devletin borcunu ödemek için Abdülhamid’e milyonlarca altın teklif etmişlerdi. Ama kabul etmemiş, Yahudilerin Filistin’e yerleşmesine isteyen uluslararası baskılara boyun eğmeyerek Yahudilere şöyle cevap vermişti: “Yahudiler milyonlarını kendilerine saklasınlar. Bir gün gelir de Hilafet yıkılırsa işte o zaman Yahudiler, Filistin’i para ödemeden alabilirler. Fakat ben sağ olduğum müddetçe bedenimin neşterle yarılması Filistin’in Hilafet Devletinden koparılmasından benim için daha kolay bir hadisedir.”

Ey Müslümanlar! Yakında kurulacak olan Hilafet Devleti, Müslüman toprakları birleştirecek ve güçlü ordusunu Hindistan’ı fethetmek için gönderecektir. O zaman bu düşman Hindu devletinin yenildiğini ve aşağılandığını görecek, Allah’ın izniyle Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in “Hindistan’ın Fethi” müjdesine tanık olacaksınız. Ebu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَعَدَنا رسولُ اللّـهِ صلى الله عليه وسلم غزوةَ الهند، فإنْ أدركتُها أُنْفِقْ نفسي ومالي، وإنْ قُتِلْتُ كنتُ أفضلَ الشهداء، وإنْ رجعتُ فأنا الملك هريرة الـمُحَرَّرُ “Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bize Hindistan’ın fethedileceğini müjdeledi. Eğer yetişirsem canımı ve malımı bu uğurda infak ederim. Öldürülürsem, şehitlerin en efdali olurum. Gazi olarak dönersem, o zaman özgür (el Muharrar) Ebu Hurayra olurum.” El Muharrar: Ateşten kurtulan demektir.” ^[Nesai]