Bangladeş’teki Müslümanlar, Hasina hükümetinin küstahlığı yüzünden çıldırdı. 26 Mart’ta Müslüman karşıtı yobaz Narendra Modi, 50. bağımsızlık yıldönümünü kutlamak amacıyla Bangladeş’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Gucerat ve Keşmir Müslümanları kasabını ve Babri Camisi yıkıcısını ülkeye davetiyle hain Hasina rejimi, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in, İslam ümmetinin düşmanı olduğunu kanıtladı. Müslümanların sadık düşmanını ülkeye davet etmekle kalmadı, haydut polisi de, halkımızı “hain” olarak gördü, Narendra Modi’yi protesto edenler hakkında yasal işlem başlatacağını duyurdu! Hatta bu sınırı bile aştılar. Sokak protestosundan ziyade Facebook hesabında Modi karşıtı bir yorum paylaşması nedeniyle genç bir çocuğu tutukladılar. ^{(21 Mart 2021 Manabjamin)} Mücrim Modi’yi ve ümmetin egemenliğine saldırganlığını protesto etmeleri halinde insanları cezaevi ile tehdit eden Hasina’nın, insanlardan “bağımsızlığı” kutlamalarını istemesi alay konusu oldu! Hasina, iğrenç bir kölelik mantığına sahip. Halkımızın, düşman devletin Başkanına “suçlu” demesine bile izin vermedi. Ama düşman devletin Bakanının topraklarımızda özgürce dolaşmasına, “suçlular” oldukları gerekçesiyle silahsız insanlarımızın sınırda öldürülmesine müsaade etti. ^{(04 Mart 2021 Jaishankar)} Allah Subhânehu ve Teâlâ, kâfirler katında izzet ve onur arayan insanları münafık olarak niteledi.

بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا * الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا

“Münafıklara, kendileri için acı bir azap olduğunu müjdele! Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.”^{[Nisa 138-139]}

Ey Müslümanlar! Şeyh Hasina’nın şeytani işbirliğinden dolayı öfkelendiğinizi biliyoruz. Sizi düşman Hindistan’ın bölgesel jeopolitik çıkarlarına tamamen boyun eğdirme çabası içerisinde. Bölgesel hırsını güçlendirmesi için Bangladeş’te Hindistan’a erişim izni verilmeyen hiçbir hayati stratejik kaynaklar, altyapılar ve endüstriler kalmadı. Allah Subhânehu ve Teâlâ, düşmanlarımızla böyle bir işbirliğine girmenin zararlı sonuçları konusunda bizi uyardı. Düşmanlarımız bizi günah keçisi yapıyor, üstünlük sağlıyor.

إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُواْ لَكُمْ أَعْدَآءً وَيَبْسُطُواْ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّوءِ وَوَدُّواْ لَوْ تَكْفُرُون“Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkâr edivermenizi istemektedirler.”^{[Mümtehine 2]} Şeyh Hasina’nın müşrik düşman devleti Hindistan’a ve sömürgeci Batılı efendilerine ihanetini yasallaştırmak için arsızlık ve yalan dışında hiçbir nedeni kalmamıştır. Sözde milliyetçi partinin (BNP) Modi’nin saldırganlığına sessiz kalışına şaşırmamalısınız, çünkü hem BNP hem de BJP ABD ajanıdır. Bölgede Çin’e karşı ve Hilafetle mücadelede ABD politikasını izliyorlar.

Ey Müslümanlar! Bunlar, Batılı efendilerinin jeopolitik ve ekonomik çıkarlarını korumak için 1924’te Hilafetin yıkılışından sonra sömürgeci kâfirlerin Müslümanlara dayattığı laik yöneticilerdir. İslam ümmetine eziyet ediyorlar. Hasina’ya karşı sadece protestolar ve gösterilerle yetinmek, Batı destekli bu tiranlıktan kurtuluş arzunuza götürmeyecektir.  Hasina’yı iktidardan alaşağı etmekle birlikte, sistematik olarak bu laik siyasi partileri (AL-BNP vb.) iktidara getiren Batılı laik yönetim sistemini kökünden sökmedikçe gerçekten özgür olabilir misiniz?

Ey Müslümanlar! Gerçek kurtuluşa giden yol akidenizde yani Allah’ın vaadinde ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesinde yatıyor. Biz, Müslümanlar olarak, düşmanımızın bize komplo kurduğuna ve saldırganlıklarını sürdürdüğüne asla şaşırmamalıyız. Allah Azze ve Celle’nin vaadidir, sonunda bu ümmet, zaferle onurlandırılacaktır.

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ آمَنُواْ فِى ٱلْحَيَاةِ ٱلدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ ٱلأَشْهَادُ“Elbette biz, hem dünya hayatında hem de şahitlerin hazır bulunacağı günde elçilerimize ve inanmış kişilere yardım ederiz.”^{[ Ğafir 51]}  Müşrik Hindistan devletinin saldırganlığını ve hâkimiyetini sona erdirmek, Hint alt kıtasını İslam’ın gölgesi ve adaleti altına sokmak için vaat edilen Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti geri getirmek için acele etmelisiniz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirmelisiniz.

عِصَابَتَانِ مِنْ أُمَّتِي أَحْرَزَهُمَا اللَّهُ مِنْ النَّارِ عِصَابَةٌ تَغْزُو الْهِنْدَ وَعِصَابَةٌ تَكُونُ مَعَ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ عَلَيْهِمَا السَّلَام“Benim ümmetimden iki grup vardır ki Allah onları ateşten korumuştur. Savaş için ‘a giden grup ve İsa ibn Meryem ile beraber olan gruptur.” ^{[Ahmed, Nesai]} Yakın zamanda kurulacak Hilafetin cesur ordusu, Hindistan’ın müşrik düşman yöneticilerini dizginlemedikçe insanlığa ve ümmetin egemenliğine zarar vermekten asla vazgeçmeyeceklerdir. Hindistan’ın bağnaz müşrik yöneticileri, bu alt kıtadaki Müslümanlara düşman oldukları gibi aynı zamanda tüm dinlerin insanlarına da zarar veriyorlar. Dini ve mezhepsel şiddet yoluyla siyasetlerini ve saltanatlarını canlı ve hayatta tutuyorlar. Dolayısıyla bugün bu ümmet, bu alt kıtaya barış ve dini harmoni getirmek için bugünün Raja Dahir ve Narendra Modi’sini tutuklayacak Muhammed bin Kasım Es-Sekafi gibi cesur Hilafet ordusu generallerine korkunç ihtiyaç duyuyor.

Sevgili Bangladeş Müslümanları! Hizb-ut Tahrir’in tavsiyelerine kulak verin. Müşrik Hindistan devleti ve sömürgeci efendilerinin baskısına son vermek için vaat edilen Hilafet ufukta belirdi. Kâfir ve müşriklerin İslam’a ve ümmete karşı saldırganlıklarını, diğer tüm zamanlardan daha fazla tırmandırdıkları bu kritik zamanda, kalkanınız Hilafeti geri getirmek için kararlı bir duruş sergilemeli, Hizb-ut Tahrir ile çalışmalısınız. Ordudaki oğullarınızı ve akrabalarınızı hain Hasina’yı devirmeye ve iktidarı Hizb-ut Tahrir’e devretmeye çağırmalısınız.

Ey Müslümanlar! Sizin için tek kurtuluş yolu bu.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun.” ^{[Enfal 24]}