Gözler yaslı, kalpler hüzünlü. Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın kazasına iman etmekle birlikte, samimi bir dava taşıyıcısı Muhammed Monirul İslam’ın vefatını duyuruyor. Merhum, 24 Zilkade 1442 / 04 Temmuz 2021 Pazar sabahı, geçirdiği pankreas operasyonu sonrasında yaşadığı iç kanamanın ardından ahirete intikal etti. Umarız Allah, son günlerinde çektiği acılarını Firdevs cennetinden önce günahlarına kefaret eyler inşallah.

Merhum, fedakârlıklar abidesiydi. Mütevazı bir marangozun oğlu olarak başladığı hayata, HSC sınavlarında kimyada 100 puan alarak ender bir başarı performansı sergiledi. Üniversiteden mezun olmak ve yüksek lisansını tamamlamak için gittiği Dakka Üniversitesi’nde Hizb-ut Tahrir’le tanıştı. Davası uğruna dünyanın nimetlerine ve konforuna sırt döndü. Birkaç kez tutuklandı ve hatta bir keresinde basın kulübünün yakınında düzenlenen bir gösteride yakın mesafeden ayağından vuruldu. Güvenlik güçlerinin baskısından kaçmak için sürekli saklanmak zorunda kaldı. Güvenlik güçlerinin baskısından kaçmak için rahat bir ev hayatını tercih etmek yerine göçebe gibi bir hayat yaşadı ve yediği standart altı yiyecekler nedeniyle pankreas hastalığına yakalandı. Son günlerinde Hizb-ut Tahrir üyesi ve aktivistleri, kan vermek için sıraya girdi, ancak geri çevrildiler. Doktorlar, ağır hastalığına rağmen sükûnetini korumasına, hiç şikâyette bulunmamasına çok şaşırdılar. Dahası hastanede kaldığı süre boyunca diğer hastaların yardımına koştu.

Suphanallah! Muhteşem bir hikâye! Değerli davadakilerin hikâyesi bu. Bunlar, çocuklarımıza anlatmamız gereken kahramanlardır, Allah mertebelerini yüceltsin.

مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَ مَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًا“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.”^{[Ahzab 23]}

Hiç şüphe yok ki Hizb-ut Tahrir’deki kardeşler, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için sürekli olarak hayatlarını feda ediyorlar. Büyük mükâfatları Allah katındadır.

Ayrıca yaslı ailesine sabır ihsan etmesini ve hepsini cennetin en yüksek yerinde birleştirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederiz. Biz ancak Allah Subhânehu ve Teâlâ’yı razı edecek şeyi söyleriz:

إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ “Allah’tan geldik, Allah’a geri döneceğiz.”