2014’deki Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre Hasina rejimi, tartışmalı kıta sahanlığı konusunda sahte zafer ilan etmiş, ancak daha sonra müşrik Hint devletinin, tartışmalı kıta sahanlığını uluslararası mahkemeye götürmek istediği açığa çıkmıştı. 17 Eylül 2021’de Hindistan, Bangladeş’in Bengal Körfezi’ndeki hak iddialarına karşı Birleşmiş Milletler Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu’na itiraz etti. Hain Hasina hükümeti, Hindistan’ın bu sürede sergilediği düşmanlık konusunda Bangladeş halkını bilgilendirmedi. Aksine yalanlarla sıyrılmaya çalışmış, “Bangladeş ve Hindistan arasında dostluğun kazandığını” iddia etmişti. “Bu konuyu yasal yollarla barışçıl bir şekilde çözme ve mahkeme kararını kabul etme arzusunda” olduğunu söyleyerek Hindistan’ı övmüştü. Ayrıca Hindistan ile olan deniz anlaşmazlığı devam ederken, hain Hasina hükümeti, tarihte ilk kez 2014’te Hint devletinin resmi şirketlerinin Bengal Körfezi’nde hidrokarbon aramasına, petrol ve doğalgaz çıkarmasına izin vermişti. Ne ironidir ki bugün (17 Eylül 2021) Hindistan, stratejik ve ekonomik olarak hayatı önemdeki engin denizlerin bir kısmını ilhak eden Bangladeş’i uluslararası mahkemeye şikâyet ederken, aynı gün hain yöneticilerimiz Hindistan’ı “gerçek bir dost” olarak nitelediler, Hindistan ile ilişkinin “kanla yazıldığı ve bozulamayacağını” söylediler. ^{(Nakliye Devlet Bakanı: “Hindistan bizim eşsiz dostumuzdur, 17 Eylül 2021 Dhaka Tribune)} Allah Subhânehu ve Teâlâ bu münafıklar hakkında şöyle buyurdu:

بَشِّرْ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمْ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا  “Münafıklara, kendilerine elem verici bir azab olduğunu müjdele. Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.”^{[Nisa 138-139]}

Ey ordu içindeki samimi subaylar! Bu topraklardaki Müslümanların egemenliğini korumak için yemin ettiniz. Maddi güce sahipsiniz. Koltuklarını korumak için müşrik-kâfir devletlerle el sıkışan bu laik hain yöneticileri devirebilirsiniz. Yemininizi bozuyorsunuz, çünkü İslam düşmanı Hasina hükümeti, hem Hindistan ile işbirliği yapıyor hem de stratejik kaynaklarımıza erişimini sağlıyor. Bölgedeki jeopolitik çıkarları ve hırsları için altyapımızı istismar ediyor. Oysa Allah, bunun vahim sonuçları hakkında bizi uyardı:

إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُواْ لَكُمْ أَعْدَآءً وَيَبْسُطُواْ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّوءِ وَوَدُّواْ لَوْ تَكْفُرُون  “Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkâr edivermenizi istemektedirler.” ^{[Mümtehine 2]} Pilkhana’da sizi sırtınızdan bıçaklayan, kurumunuzu parçalamak için müşrik Hint devleti ile entrika kuran bu hainlere nasıl kalkan olmayı düşünebilirsiniz? Şehit kardeşlerinizin intikamını almalısınız. Unutmayın, düşman Hindistan ile ilişki, kanla yazılmadı, savaşla yazıldı.

Ey subaylar! Bu hain yöneticileri ne kadar tolere ederseniz, ümmetin egemenliğini o kadar peşkeş çekeceklerdir. Dolayısıyla kendinizi ve ümmeti bu zül ve zilletten kurtarmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Hizb, vaat edilen Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti yeniden kuracaktır. Halife, kalkandır, kaynaklarımızın kâfir ve müşrikler tarafından sömürülmesini durduracak, müşrik Hint devletinin saldırganlığını sonlandıracak, tüm Hint alt kıtasını bir kez daha İslam’ın hâkimiyetine sokacaktır.