Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, aşağılık Şeyh Hasina’nın sömürgeci Haçlı Fransa ile imzaladığı savunma işbirliği anlaşmasını en güçlü ifadelerle kınar. Fransa, asırlarca İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapmıştır. 1924’te İngiltere ile birlikte Fransa, Osmanlı Hilafetinin yıkılışında önemli bir rol oynamıştır. Cezayir ve Afrika’daki diğer Müslüman ülkelerde bugüne kadar sömürgeci etkisini korumuştur. Afrika ülkelerindeki ajanlarını hep desteklemiştir. Öyleyse Müslüman ‘yönetici’ olduğunu iddia eden biri, Emmanuel Macron şeytanı ile nasıl işbirliği yapabilir? Macron, Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret eden Charlie Hebdo’nun iğrenç karikatürlerini devlet binalarına yansıtmıştır. Bir Müslümanın ruhu ne kadar yozlaşabilir? Müslümanlara duayı yasaklayan, ‘ekstremist İslam’ ile mücadele bahanesiyle Fransa genelinde çok sayıda İslami özel okul ve yüzlerce camiyi kapatan bir haçlıyla nasıl dostluk kurabilir? Bu anlaşma, Hasina’nın sömürgeci kâfirlere sadakat gösterdiğini, İslam ve müminlerden nefret ettiğini göstermektedir.

Bangladeş, giderek artan bir şekilde çeşitli güçler arasında jeopolitik rekabetin odak noktası haline gelmiştir. Fransa ile imzalanan savunma anlaşması, sömürgeci İngiltere’nin çıkarlarına hizmet edecektir. İngiltere, ajanı Hasina hükümetini Amerikan etkisinden uzak tutmak için Fransa ve Avrupa Birliği’ne doğru iteklemiştir. İngilizler, ajanlarını Amerikan etkisinden uzak tutmak için eskiden beri hep böyle bir politika izlemektedir. Diğer güçlü uluslarla hep işbirliği yapmışlardır. Benzer şekilde Myanmar’da da ajanı askeri cuntayı Çin’e doğru itmiştir. Geçmişte Libya lideri Muammer Kaddafi ve Irak lideri Saddam’ı da Sovyet Rusya’sına doğru itelemiştir. İhtiyaç duyduklarında ise ikisini de kaderine terk etmiştir. Bu nedenle Hasina, ülkeyi kurtarmak için sömürgeci kâfirlere karşı manevra yapan gerçek bir devlet adamı bile değildir. Aksine sadece bir sömürgeci ajanıdır. Bencil çıkarları için ülkeyi sömürgeci emellerin yuvası haline dönüştürmüştür.

Ey ordu içindeki samimi subaylar! Bu asil ümmet, Sultan Abdülhamit gibi yöneticilere tanık oldu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret oyununu sergilemek isteyen Fransa’ya karşı cihat ilan etmekle tehdit etti. Oysa laik demokrasi, Hasina gibi yöneticileri zehirlemiştir, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret eden ve İslam’ın en azılı düşmanları arasında yer alan biriyle el sıkışmıştır. Bu nedenle hain yöneticilerimiz, düşmanımızın itaatkâr hizmetçisi olmanızı istiyor. Özellikle güç sahibi olduğunuz için buna sessiz kalmanız ve yanıt vermemeniz büyük bir günahtır. Öyleyse kendinizi bu utanç verici laik yöneticilerden kurtarın. Vaat edilen Raşidi Hilafeti geri getirmek için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Yaklaşmakta olan Hilafet, kayıp zaferinizi ve izzetinizi geri kazandıracaktır. Fransa, bir kez daha aşağılanmadan kurtulmak için sizden yardım dilenecektir. Tarih, Halife Sultan Süleyman Kanuni’nin Romalıların 1525’de Pavia Muharebesi’nde esir aldığı Fransız kralı 1. Francis’i kurtarmak için askeri gücünü nasıl kullandığının tanığıdır. Nankör mücrim Macron’un ataları, aşağılanmadan kurtulmak için Hilafetten yardım dilenmişlerdir. Aynısı yakında yine olacaktır. Fransa yine dizleri üzerine çökerek bizden merhamet dilenecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ“Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.”^{[Maide 51]}