Bangladeş halkı, çok hızlı bir şekilde artan akaryakıt fiyatları ve adaletsiz vergiler yüzünden sonsuz sefalete sürüklenirken, suçlu Hasina rejimi, artan gözetleme ile insanların büyüyen öfkesini dindirme arzusunda. Hükümetin, casusluk cihazlarının alımı için kamu malından 200 milyon Taka ayırması, artık kendi vatandaşlarından bile korktuğunu gösteriyor! Bu baskıcı rejimin, korku ve yıldırma yoluyla halkı yönetmekten başka çaresi yok. Hükümet, 2017’de bir tane satın aldıktan sonra ABD Mobileum Incorporation şirketinden başka bir güçlü Araca Monte Cep Telefonu Engelleme Cihazı tedarik etmek üzere. ^{(27 Ocak 2022 Daily Nayadiganta)} İnsanlar, rejimin siyasi muhalifleri ve karşıt görüşteki kimseleri bastırmak için teknolojiyi nasıl kullandığının zaten farkındalar. Bu engelleyiciler, yerleştirildiği bölgedeki tüm cep telefonu kulelerini kontrol etmekte, cep telefonu konuşmalarını, mesajları, fotoğrafları ve hatta WhatsApp, Viber ve diğer sosyal ağ uygulamaları aracılığıyla paylaşılan videoları kaydetmektedir. Dijital Güvenlik Yasası aracılığıyla sosyal medyayı denetlemenin ve paylaşımda bulunanları tutuklamanın ardından şimdi de bu otoriter rejim, muhalifleri ve sıradan vatandaşları gözetlemek ve bastırmak için sofistike teknolojiye daha fazla yatırım yapmaktadır.

Söylemeye gerek yok, insanlar artık Batının sözde demokratik özgürlük, siyasi haklar ve sivil özgürlük değerlerinin aldatmaca ve yalandan başka bir şey olmadığını biliyor. Bu teknolojileri baskıcı Bangladeş rejimine satan Batının, ifade özgürlüğünden dem vurması tam bir ikiyüzlülüktür! İkiyüzlü ABD, insan hakları ihlalleri gerekçesiyle Bangladeş’in paramiliter gücü olan Hızlı Eylem Taburu’na (RAB) yaptırımlar uygularken, ifade özgürlüğüne son vermek için teknolojilerle otoriter rejime yardımcı olmaktadır. Gerçekte, iğrenç jeopolitik gündemini ilerletmek için Müslümanları aldatmaya çalışıyor. Aksi takdirde, on yıldan fazla bir süredir kendi halkına baskı yapan Bangladeş’in tiran rejimini desteklemez ve himaye etmezdi.

Ey İnsanlar! Bu laik demokratik tiranlıktan kurtulmanın tek yolu, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurmaktır. Hilafet yönetimi, mahremiyete saygı gösterecek, vatandaşlarının, Müslümanların ve gayrimüslimlerin onurunu koruyacaktır. Korku ve yıldırma ile yönetmeyecek, vatandaşlarına karşı casusluk yapmayacaktır. Allah’ın hükmü gereği Hilafet Devletinde insanların konuşmalarını ve hareketlerini izlemek, siyasi muhalif oldukları için muhalifleri tutuklamak, işkence yapmak kategorik olarak yasaktır.

وَلَا تَجَسَّسُوا  “Casusluk yapmayın”^{[Hucurat 12]} Hilafette insanlar, Şeriata aykırı bir davranış gördüklerinde yöneticileri muhasebe etme ve öfkelerini dile getirme özgürlüğüne sahip olacaklardır. Devletin tüm vatandaşları, ırk, cinsiyet ve din farkı gözetmeksizin Ümmet Meclisi aracılığıyla yöneticileri tek tek veya toplu olarak muhasebe edebileceklerdir. Hizb-ut Tahrir’e ait Hilafet Devletinin Anayasa Tasarısı kitabının 107. Maddesinde şöyle denilmektedir: “Hilâfet Devleti’nin tabiiyetini taşıyan herkes, ister erkek ister kadın olsun, ister Müslüman ister Gayrimüslim olsun, akil ve baliğ ise Ümmet Meclisi’ne ve Vilayet Meclisi’ne üye olma hakkına sahiptir. Fakat Gayrimüslimlerin üyeliği, yöneticilerin zulmünü veya İslam’ın kötü tatbik edilmesini şikâyet ile sınırlıdır.”Öyleyse, lanetli laik demokrasi altında yüz yıllık adaletsizliği ve zulmü sona erdirmek için vaat edilen Hilafeti yeniden kurmak için acele edin.