Yasadışı Yahudi Varlığının Korkak Askerlerinin Mescid-i Aksa’nın Saygınlığına ve İbadet Edenlere Yönelik İhlalleri Giderek Artıyor, Müslümanların Köle Yöneticileri, Mutant Yahudi Varlığı İle Savaşmak Yerine İlişkileri Normalleştiriyorlar, Ümmetin Bu Laik Yöneticileri Ortadan Kaldırması ve Hilafeti Kurması Farzdır, Hilafet Namussuzluğu Sınırsız Hale Gelen Yahudi Varlığının Kökünü Kurutacaktır

15 Nisan Cuma günü sabah namazının ardından Yahudi varlığı askerleri, Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi, tüm saygınlığını ihlal etti. Hem Mübarek Ramazan Ayı’nın hem de İslam’ın ve Müslümanların ilk kıblesi olan, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra ve Miraca yükseldiği Mescid-i Aksa’nın saygınlığını ihlal eden korkak Yahudi askerleri, namaz kılanlara, kendini ibadete verenlere ve murabıtlara copla ve biber gazıyla saldırdı. Onlarca kişiyi yaraladılar, yüzlercesini tutukladılar, Mescidin camlarını parçaladılar, namaz kılanların uzuvlarını kırdılar, iffetli kadınlara saldırdılar ve postallarıyla seccadeleri kirlettiler. Tüm bunlar, yerleşimciler sürüsünün Mescid-i Aksa’ya zorla gireceklerini, ayinlerini yapacaklarını ve kurbanlarını keseceklerini açıklamalarının ardından gerçekleşti.

Bugün yaşananlar, Yahudi varlığının işgalinden bu yana Mescid-i Aksa’ya karşı devam eden düşmanlığından kaynaklanmaktadır. Yahudilerin saldırıları aralıksız sürüyor. İşledikleri suçların şiddeti arttıkça bozgunculukları da artıyor. Artık her gün kan döküyorlar. Dahası, aşağılık rejimlerin vurdumduymazlığı, Müslümanların yöneticilerinin- işbirlikçiler ve hainler - normalleşmeleri Yahudileri daha da cesaretlendirdi, Mescid-i Aksa ve halkına yönelik düşmanlıkları şiddetlendi. Mescidin içinde kendilerine necis bir dayanak yaratmak için mescidi bölme çabasındalar. Bölme çalışmaları, Mescidi tamamen ele geçirmek için bir başlangıçtır.

Ey Müslümanlar! Her mesele gibi bu mesele de büyük önem arz etmektedir. Şüphesiz, mübarek ayda Mescid-i Aksa’nın saygınlığının ihlali, iffetli kadınların dövülmesi, savaş ilan etmek ve her cephede düşmana karşı savaşmak için fazlasıyla yeterli. İslam ümmetinin zengin tarihinde bundan çok daha azı, antlaşmaları bozmak ve orduları seferber etmek için yetiyordu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, “Bizi Vetir’de, geceleyin uykuda iken ansızın bastılar. Bizi, rükû ve secde hâlinde (namaz kılarken) bile öldürdüler.”diyen kişinin çağrısı üzerine Mekke’yi fethetmedi mi? Yetiş Mutasım diye haykıran bir kadının çığlığından dolayı Amuriye fethedilmedi mi? Oysa şimdi sabah saatlerinde Mescid-i Aksa’nın avlusunda kız kardeşlerinizin darp edildiğini görüyorsunuz! Hilafetin yokluğunda, aşağılık bir çağ yaşıyorsunuz. Hasina hükümeti, piri pak askerlerimizi bu kötü, yasadışı varlığın pis ve korkak askerleriyle tatbikat yapmak için gönderdi.

Ey Müslümanlar! İslam Devleti’ni, Raşidi Hilafeti kuracak mısınız? Ordusu, Allah’ın izniyle, bu varlığı ve arkasındaki kâfir Amerikalıları, İngilizleri ve diğer Batılı sömürgeci ülkeleri, Müslüman orduların tekbir seslerinin yükseldiği olağanüstü bir günde ortadan kaldıracaktır. Bu gerçek bir vaattir. Doğru ve güvenilir olan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَتُقَاتِلُنَّ الْيَهُودَ فَلَتَقْتُلُنَّهُمْ، حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ  “Sizler Yahudilerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hatta taş: “Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahudi’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.”