Hasina hükümetinin Dışişleri Bakanı AK Abdul Momen, sözde ‘kalkınmanın’ neden olduğu ekonomik sefalete yönelik giderek artan hoşnutsuzluğun ortasında yaklaşan ulusal seçimlerde bu çökmekte olan rejimi kurtarmak için düşman Hindistan’ın müdahalesini istedi. Cuma günü Chittagong’daki bir Hindu dini festival programında yaptığı konuşmada Abdul Momen, Hasina hükümetinin iktidarını desteklemek ve Bangladeş’in istikrar ve uyumunu sürdürmesine yardımcı olmak için Hindistan hükümetinden ne gerekiyorsa yapması isteğinde bulundu! Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ve diğer laik siyasi partiler, yabancı diplomatlarla yaptıkları görüşmelerle bir sonraki güç oyununda kendilerini alternatif olarak konumlandırmaya çalışırken, Momen, Hasina’nın 5 Eylül’deki Delhi ziyareti öncesinde Hindistan’dan destek alınması çağrılarını artırdı. Momen’in bu açıklaması, Bangladeş’in laik siyasetinin iflas ettiğini ve başkalarının kölesi haline geldiğini simgeler. BNP ayrıca Hindistan’ın siyasi işlerimize müdahalesine karşı güçlü bir duruş sergileyecek morale de sahip değil. Momen’in konuşmasıyla ilgili hükümetten ‘açıklama talep etmek’ dışında BNP’nin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Çünkü BNP de Kâfir-Müşriklerden merhamet dilenmiştir. Partilerinden bir delege Yeni Delhi’yi ziyaret etmiş ve Narendra Modi hükümetine 2018 ulusal seçimleri öncesinde Bangladeş’te özgür ve adil bir seçimi desteklemesi için çağrıda bulunmuştu. ^{(BNP, Bangladeş’te özgür ve adil anketler için Hindistan’dan yardım istiyor”, The Hindu, 8 Haziran 2018)} Bu laik yöneticiler ve politikacılar o kadar iflas etmişlerdir ki, artık halkın iktidarı ve demokrasi kisvesi altına saklanmak bile istemiyorlar. Aslında seküler siyaset Bangladeş tarihinin en düşük noktasına gerilemiştir ve halka sunacak hiçbir şeyi yok artık. Şu anda ülkenin, sömürgeci kâfir İngiltere-ABD ve hatta Hindistan gibi bölgesel müttefiklerin kölesi olduğunu görüyoruz.

Ey İnsanlar! Batı sömürgeci dünya düzeninin ürünü olan bu laik politikacılardan, kölelikten başka bir şey bekleyemeyiz. Sömürgeci kâfirler topraklarımızı terk ettiler ve bize sözde bağımsızlık verdiler, ancak ülkenin başına ümmetten tamamen kopuk ve onları sadece zorbalıkla yöneten kukla laik yöneticiler ve politikacılar getirdiler. Bu efendi-hizmetçi ilişkisi, Bangladeş’teki kurtulmamız gereken laik siyasetin düğüm noktasıdır. BNP veya diğer laik partiler, Awami Ligi yönetiminin alternatifi olamazlar çünkü hepsi, bu sömürgeci mirasın – kölelik siyasetinin – ürünüdür. Bu yüzden, otoritemiz bu itaatkâr, utanmaz ve aptal laik politikacıların elinde olduğu sürece egemenliğimiz her zaman risk altında olacaktır.

Ey İnsanlar! Biliyorsunuz ki Hilafetin şanlı tarihi, çocukluğundan itibaren Konstantinopolis’in fethi dışında başka hiçbir şeyi hayal etmeyen Muhammed Fatih gibi devlet adamları yetiştirmiştir. Çünkü Konstantinopolis’in fethi Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir müjdesiydi. Liderliğinde Osmanlı Hilafeti, vaat edilen Konstantinopolis’i fethetmenin yanı sıra Arnavutluk, Bosna Hersek, Romanya ve Sırbistan’ı da fethetmiştir. Hilafet, büyük Endülüs medeniyetinin kurucu babası olan Tarık bin Ziyad gibi cesur devlet adamları da yetiştirmiştir. Bir avuç ordusuyla İspanya’ya girmiş ve Kral Roderic’in 100 bin kişilik ordusunu hezimete uğratmıştır. Zaferi yakinen gördüğü halde ordusuna Cebelitarık boğazını geçtikten sonra teknelerini yakmalarını emretmiş ve sonunda ülkeyi fethetmiştir. Her devirde Hilafet, Allah’tan başka kimseden yardım istemeyen vizyon sahibi ve cesur liderler yetiştirmiştir. Bu liderler, siyaseti asil bir görev, bir ibadet, insanları her türlü cehaletten (Cahiliye) kurtarmanın bir aracı, Allah’ın dinini yeryüzünde muzaffer kılmanın bir yolu olarak görmüşlerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَىٰ وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ  “Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.” ^{[Saff 9]}

Bu nedenle genel olarak halkı ve özelde tüm samimi siyasetçileri, bu omurgasız laik politikacıları ve onların iğrenç esaret siyasetlerini reddetmeye çağırıyoruz. Hizb-ut Tahrir’in cesur liderliği etrafında toplanın, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden tesis edin. Yakında kurulacak Hilafet, bu müşrik devlete boyun eğmek yerine tıpkı Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği gibi Hindistan’ı İslam’ın adaleti altına geri döndürecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

عِصَابَتَانِ مِنْ أُمَّتِي أَحْرَزَهُمَا اللَّهُ مِنْ النَّارِ عِصَابَةٌ تَغْزُو الْهِنْدَ وَعِصَابَةٌ تَكُونُ مَعَ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ عَلَيْهِمَا السَّلَام  “Benim ümmetimden iki grup vardır ki Allah onları ateşten korumuştur. Savaş için Hindistan’a giden grup ve İsa ibn Meryem ile beraber olan gruptur.”