Geçen hafta Hizb-ut Tahrir’in aktif üyesi Habibur Rahman Dulal, Hasina’nın diktatoryal hükümetinin omurgasız Dedektif Şubesi ajanları tarafından Dakka’nın Khilgaon bölgesinde kaçırılmıştı. O zamandan beri de henüz mahkeme karşısına çıkarılmış değil. Onun tek suçu, yabancı güçlerin tuzaklarına düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalan ülkenin siyasi geleceği ile ilgili olarak bir mahalledeki çay ocağında kamuoyu ile konuşmasıydı. Yabancı vatandaşlara ve ülkeyi sömürgeci güçlerin kurbanı haline getirmek için son zamanlarda Şii topluluğuna yönelik bir dizi gizemli ölümcül saldırılar düzenlendiği sıralarda Habibur Rahman, Bangladeş’e karşı bu yabancı komplolardan kamuoyunu haberdar etmek için siyasi tartışmalar yapıyordu. Ama hakkı haykıran sesler, bu aşağılık rejimin en çok korktuğu şeyler arasındadır. Bu yüzden biz, ümmeti Hizb-ut Tahrir üyeleri ve aktivistlerinden uzak tutmak için Hasina’nın arsız dedektiflerinin böyle iğrenç ve korkakça eylemlere başvurduklarını görüyoruz.

Ey Bangladeş Müslümanları! Şeyh Hasina’nın bu kana susamış faşist rejimi, ülkeyi hiçbir hukuk kuralı tanımayan totaliter ve insanlık dışı bir polis devletine dönüştürmüştür. Sözde kolluk kuvvetleri, bu hükümetin art niyetli planlarını korumanın en iğrenç maskesi haline gelmiştir. Sizler, çıkarlarınızın korunmasını kendilerine görev addeden Hizb-ut Tahrir’in samimi üyelerinin tutuklanmasını şiddetle protesto etmelisiniz:

وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ

“Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler” ^{[Müminin 8]}

Onların tek silahları, akılları, ağızları ve aslan gibi yürekleridir. Onlar, kâfirlerin ve onların kukla yöneticilerin size zarar veren komplolarını deşifre etmek için gece gündüz çalışmaktadırlar. Dolayısıyla biz, sizi, aktivistlerimize karşı hükümetin baskısı karşısında durmaya davet ediyoruz. Siz en azından şu an kolluk kuvvetleri içinde çalışan akraba ve arkadaşlarınıza Allah’tan korkmayı ve acımasız yasalar çerçevesinde hiçbir suçlama yöneltmeden Habibur Rahman’ın derhal serbest bırakılmasını tavsiye edebilirsiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقِينَ

“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklar ile birlikte olun.” ^{[Tevbe 119]}