Myanmar silahlı kuvvetleri (Tatmadaw), geçen hafta sonu Rakhine eyaletinde Rohingyalı Müslümanlara yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Ordu, geçen aydan beri söz konusu eyaleti kuşatma altında tutmaktadır. Korkunç saldırıda son beş gün içinde en az 130 kişi hayatını kaybetti. Ve çok sayıda bacımızın askerler tarafından tecavüze uğradığı bildirildi. Myanmar ordusu, hayal dahi edilemeyecek bir korku dalgası yarattı. Bütün köy yolları roket ve helikopterden atılan mermilerle dümdüz edildi. Askeri hücumbotları, acımasız saldırıdan kaçmaya çalışan siviller üzerine ateş ediyor. Müslümanlar, helikopterler, ağır makineliler ve roket atarlar tarafından öldürülmeden önce eve dönmeye zorlanıyor. Anneleri yakalanan çocuklar ve bebekler ateşe atılıyor, evler yakılıyor.

Diğer taraftan laik Awami Ligi hükümetinin sınır polisi, Rohingyalı Müslümanların Bangladeş’e girişini önlemek için Myanmar sınırında güvenlik önlemlerini artırdı. Zulümden kaçan Rohingyalı Müslümanlar, denizde mahsur bırakılıyor. Hain Hasina, çaresiz ve umutsuz Rohingyalıların Bangladeş’e girişine izin vermiyor. “Büyük İslam Ümmeti Birliği”, İslam değeri kardeşliği, adalet ve İKT zirveleri, Müslümanları aldatmaktan başka bir şey değildir.

Ey Bangladeş ordusu içindeki samimi subaylar! Ey asil Ensar’ın selefleri ve Selahaddin’in torunları! Sizi hain yöneticilere karşı kalkışmaya davet ediyoruz. Onlar sizi BM barış koruma gücü yoluyla sömürgeci efendilerinin çıkarlarını korumakla meşgul etmektedir. Allah düşmanlarının vahşi katliamına maruz kalan Müslüman kardeşlerinizi korumak için cihat etmenize engel olmaktadır. Biz, kâfirlerin laik ajanlarını ortadan kaldırmak, vaat edilen Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak ve Hizb-ut Tahrir’e maddi destek vermek için bir an önce harekete geçmenizi istiyoruz.

Ey silahlı kuvvetlerin samimi evlatları! Allah’tan ve azaptan korkun. Rakhine Müslümanlarının akan gözyaşlarından sakının! Allah yolunda seferber olun ve sizi Allah’ın rızasına nail olmaktan alıkoyan ulus devlet yöneticilerine itaat etmekten vazgeçin.

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَا أَطَعْنَا اللَّهَ وَأَطَعْنَا الرَّسُولَ وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَ  “Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, “Keşke Allah’a ve Rasûl’e itaat edeydik” diyecekler. Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.” ^{[Ahzab 66-67]}