21 Kasım 2018’de İngiltere merkezli “Save the Children”adlı Sivil Toplum Kuruluşu, Yemen’de üç yıllık savaşta hayatını kaybeden 5 yaşından küçük çocukların sayısının 85 bin civarında olduğunu belirtti. Bu sayı, İngiltere’nin ikinci büyük kenti olan Birmingham’daki beş yaş altı çocukların toplam sayısına eşittir.

Raporda, beş yaş üstü ölen, öldürülen, hava saldırıları sonucu narin cesetleri paramparça olan ya da kıtlık ve salgın hastalık nedeniyle hayalete dönüşen çocuklar sayılmıyor bile! İngiltere, Amerika ya da Batı ülkelerinde, bu kadar çocuk hayatını kaybetmiş olsaydı acaba neler olurdu? Ölen masum çocuklara karşı ne gibi uluslararası tavır takınılırdı?

Ama Yemenli çocuklar, kurtlar sofrasındaki kuzular gibidir. Ne ağlayanları var ne de yardımcıları. Bölgedeki İngiliz-Amerikan çatışmasının en iğrenç görüntülerden biri olarak diğer milletler, tıpkı sofraya yemek için üşüşen insanlar gibi onlar üzerinize üşüşüyorlar. Daha da kötüsü kandaşları, dildaşları ve dindaşları katliam yapmak, aç bırakmak ve sürgün etmek için sürüler halinde Yemen’e akın ediyorlar! Bir yanda Devlet Başkanı Hadi hükümetini destekleyen Körfez ülkeleri, diğer yanda İran destekli Husi milisler, siyasi nüfuz ve zenginlik adına kanlı bir çatışma içerisindeler. Yemen savaşı, dördüncü yılını doldurmak üzere. Bu iğrenç savaşın haksız bedelini halk ödüyor.

Geçtiğimiz ay BM, 14 milyon Yemenlinin kıtlığın eşiğinde olduğu uyarısında bulunmuştu. Oysa Yemen, deniz kadar zengin bir ülkedir, adeta Doğunun incisidir. Orta Doğu’nun en büyük granit ve mermer rezervine sahiptir. Arap dünyasının en büyük ikinci doğalgaz stoku Yemen’de bulunuyor. Kıtlık, salgın hastalıklar, yoksulluk ve göçü krizine yetecek kadar doğalgaz, bol miktarda altın, gümüş, petrol, tarım ve balıkçılık kaynakları var. Bu sayede yüzyıllarca çekişme ve çatışma olmaksızın mutlu bir Yemen olmuştur. Özellikle de Doğu ve Batı arasındaki dünya ticaretini kontrol eden Bab’ül Mendep Boğazı’na bakan coğrafi bir konuma sahiptir. Ama bu kayıp zenginlik, Batının salyasını akıtmasına neden olmuş, onu yıkıcı ve sefil bir Yemen’e dönüştürmüş, halkı felakete sürüklenmiştir. Açlık ya da hastalıktan her on dakikada bir Yemenli çocuk ölüyor.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları olarak biz, Yemen ve halkının yaşadıkları yüzünden Arap ve Acem tüm yöneticileri, özellikle de Yemen’i her taraftan kuşatan, katliam ve yıkım işbirlikçileri Suudi Arabistan ve BAE gibi Körfez ülkecikleri hükümdarlarını nefretle kınıyoruz. Bu çatışmaya taraf olan, çatışmanın fitilini ateşleyen İran dahil olmak üzere tüm yerel, bölgesel ya da uluslararası güçleri de lanetliyoruz. Ayrıca Yemen trajedisini görmezden gelen, komşu sınırlarını kapatan, Umman Sultanı gibi Yemen halkına insani yardımda bulunmayan, buna karşılık topraklarını Yahudi varlığının türbesine haline getiren, askeri, siyasi anlaşmalar ve ittifaklar yuvası yapan herkesi kınıyoruz! Komşu komşunun külüne muhtaçtır, özellikle de bu komşular dindaşlar, tarihdaşlar ve inançdaşlar iseler. Ama Körfez ülkeleri, bu denklemi altüst ettiler ve komşuyu komşuya düşman, hain, entrikacı, hilekâr ve kindar yaptılar. İran, silahıyla ve Husilere verdiği çirkin mezhepçilik destek ve nefesiyle savaşın ateşini körükledi.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

إِذَا مَرَّ بِكُمْ أَهْلُ الْيَمَنِ يَسُوقُونَ نِسَاءَهُمْ، وَيَحْمِلُونَ أَبْنَاءَهُمْ عَلَى عَوَاتِقِهِمْ، فَإِنَّهُمْ مِنِّي، وَأَنَا مِنْهُمْ“Yemen halkı geldiğinde, kadınlarına su verenler, çocuklarını omuzlarına alanlar bendendir ben de onlardanım.”^[Taberani]

Yemen ve halkının durumunu, yaşanan iğrençliği esefle karşılıyoruz. Gözlerimizin önünde ölüme sürükleniyorlar. Müslümanlar olarak Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in tavsiyesini gereği gibi kollayıp gözetememize daha çok üzülüyoruz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem pek çok hadiste Yemenlilerden söz etmiş, onlara övgüler yağdırmış ve üç kez onlar için dua etmiştir:

اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيْ شَامِنَا وَيَمَنِنَا“Allahım, Şam’ımızda bize bereket ver. Allahım Yemen’imizde bize bereket ver.”Dağınık saçlarımızı toplayan, saflarımızı sıklaştıran, kalplerimizi birbirine bağlayan devletimizi kaybettik.

Sadece Nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafet, Yemen entrikacısı kafir Batının hakkından gelebilir ve zulmünü ortadan kaldırabilir. Hilafet, tüm hain ve işbirlikçilerle yüzleşecek, elini kardeşlerimizin kanına bulayan elleri kesecek, iç savaşa bir son verecek, sebep ve müsebbiplerini ortadan kaldıracak, yeniden Yemen’i bereketli kılacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

جَاءَ الْفَتْحُ، وَجَاءَ نَصْرُ اللَّهِ، وَجَاءَ أَهْلُ الْيَمَنِ»، فَقَالَ رَجُلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، وَمَا أَهْلُ الْيَمَنِ؟ قَالَ: «قَوْمٌ رَقِيقَةٌ قُلُوبُهُمْ، لَيِّنَةٌ قُلُوبُهُمُ، الْإِيمَانُ يَمَانٌ، وَالْحِكْمَةُ يَمَانِيَةٌ، وَالْفِقْهُ يَمَانٌ“Allah’ın yardımı ve fetih geldi. Yemen ehli geldi. Bir adam dedi ki “Ey Allah’ın Rasûlü kimdir onlar?” Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de “Onlar ince ruhlu ve yufka yürekli insanlardır. İman Yemenlidir, hikmet Yemenlidir, fıkıh Yemenlidir.” ^[Nesai]