Perşembe günü Filistin Sağlık Bakanlığı, Yahudi güçlerinin Cenin kentine ve mülteci kampına düzenledikleri baskının ardından aralarında yaşlı bir kadının da bulunduğu 9 Filistinlinin öldüğünü ve diğerlerinin de yaralandığını duyurdu.

Güdücü Hilafet Devletinin yıkıldığı gün ümmetin dağılıp parçalanmasından bu yana gaspçı Yahudi varlığının mübarek Filistin halkına karşı işlediği katliamlar serisine bir yenisi daha eklendi. Gaspçı Yahudiler erkek, kadın, çocuk arasında hiçbir ayrım yapmadılar. Bu katliamda aralarında 61 yaşındaki Macide Ubeyd’in de bulunduğu dokuz şehit hayatını kaybetti. 6 kız ve bir erkek çocuk annesi Macide, Cenin kampındaki odasında kurşun seslerini duyunca evin dışında olup biteni izlemek isterken boynundan vurulmuştur. Şehit Macide, 1948’de işgal altındaki Filistin’deki El Hudeyra’lıdır ve 25 yıl önce Ya’bad kasabasından Cenin mülteci kampına gelmiştir. Yahudilerin Filistin’i gasp ettikten sonra yaptıkları etnik temizlik kampanyasının ardından Filistin içinde ve dışında yerinden edilen birçok kişi bu kamplarda yaşamaya başlamıştır. Bu kamplar, insanca bir yaşam için asgari yaşam koşullarından yoksundur.

İhlal, katliam ve yıkım sahneleri, ister insan hakları örgütleri olsun isterse İslam kisvesine bürünüp İslam’ı savunan Ruveybida ajan yöneticilerin olsun, tüm dünyanın gözü ve kulağı önünde cereyan etmektedir. Çekinerek verdikleri tepkiler, kınama ya da lanetlemenin ötesine geçmemektedir.

Ey Müslümanlar! Ey mübarek toprak Filistin halkı! Katliam, taciz, müsadere, yerleşim yerleri kurma, ilhak, Yahudileştirme, kutsallara saygısızlık ve tarihi tahrif üzerine kurulu Yahudi varlığı, kınamalar, lanetlemeler, telinler, süslü konuşmalar, Güvenlik Konseyi’ne şikâyetler, vurdumduymazlıklar ve Dayton otoritesinin yaptığı gibi teslimiyet ile caydırılamaz, aksine Allah’tan korkan Müslüman bir yöneticinin önderliğinde devasa ordular ile ancak caydırılabilir.

Medine’de Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ordusu, Mutasım’ın ordusu ve Mansur bin Ebî Amir’in ordusu gibi bir ordu ancak o şehidin ve diğer Müslüman kadınların yardımına koşabilir. Bu orduların hepsi, dinlerine, haysiyetlerine ve namuslarına düşkün yiğit ve mümin ordulardan yardım isteyen Müslüman kadınların yardımına koşmuştur. Peki, çağrıya siz ne zaman yanıt vereceksiniz? Şu ayeti kerimeyi ne zaman hayata geçireceksiniz?

وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.”^{[Enfal 72]}