Filmlerde Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Sahabenin gösterilmesi, meşhur olayların çarpıtılması ve güzide şahsiyetlerine aykırı uydurma hikâyeler üretilmesi hem İslam’a saygısızlık hem de haramdır. İngiliz sinemalarında bu hafta vizyona giren “Cennetin Hanımı” adlı film, İslam ümmeti içinde mezhepsel bölünmeyi kışkırtmak içindir. Ancak Müslümanların iman ve kardeşlik bağı, Allah’ın izniyle asırlar boyunca olduğu gibi devam edecektir.

Irak, Lübnan ve Yemen Müslümanları, birbirlerini tekfir etmeden asırlarca yan yana barış içinde yaşadılar. Kız alıp verdiler, aynı camilerde namaz kıldılar ve din düşmanlarına karşı omuz omuza savaştılar. Sömürgeciliğin istilasından sonra Batının dayattığı laik sistemler, siyasi amaçlar uğruna ümmetin farklılıklarını istismar ettiler ve daha önce olmayan bir mezhepsel ayrılık yarattılar.

Filmin aşağılık anlatımlarını pazarlayan nefret vaizleri, bu tür yalanlara önem veren kişilerin cehaletinden yararlanmayı umuyorlar.

إِذْ تَلَقَّوْنَهُ بِأَلْسِنَتِكُمْ وَتَقُولُونَ بِأَفْوَاهِكُم مَّا لَيْسَ لَكُم بِهِ عِلْمٌ وَتَحْسَبُونَهُ هَيِّناً وَهُوَ عِندَ اللَّهِ عَظِيمٌ  “Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.” ^{[Nur 15]}

Amaçları, Şii ve Sünnî mezhebi taraftarı Müslümanların aralarını açmak ve birbirlerini tekfir etmelerini sağlamaktır. Bizi bölenlerin sömürgeciler olduğunu unutmayalım, mezhepsel farklılıkları abarttılar, bize İslam’a bağlı olmayan rejimleri dayattılar. Bu rejimlerin hepsi, laik ve Batı çıkarlarına hizmet etmektedir. Britanya’daki tüm mezheplerden Müslümanlar, atalarımızı ve Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sahabesini küçük düşürücü ve İslam ümmetini Şii ve Sünni mezheplere ayırmaya yönelik her türlü girişimi şiddetle kınamalıdır. Akidemizin temeli Kuran’da açıkça bildirilmektedir:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا آمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي نَزَّلَ عَلَىٰ رَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي أَنْزَلَ مِنْ قَبْلُ ۚ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعِيدًا  “Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.” ^{[Nisa 136]}

Bu nedenle, bu konulara inanan bir kişi Müslümandır ve değişik fikirleri olsa bile onu tekfir etmek haramdır. Bu yüzden sömürgecilerin bizi bölme planlarını ifşa etmek tüm Müslümanların görevidir. Müslümanlar, siyasi bir otoriteye, Hilafete çağrıda bulunmalıdır. Hilafet, bizi sömürmeye ve bölmeye çalışan Batılı güçlere hizmet etmek yerine Allah’a itaat bütünlüğü ve birliğini sağlayacaktır.