Londra’da düzenlenen bugünkü Suriye donörler toplantısında Batılı güçler ve Kuveyt -ki bazıları hâlâ Suriye’yi bombalıyorlar- Suriyeli mülteciler için dokuz milyar dolar toplamak üzere bir konferansta bir araya geldiler. David Cameron, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Norveç ve Kuveyt liderleri ortaklaşa konferansa katıldılar. Bu gelişme ile ilgili olarak Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisi Taci Mustafa, şunları söyledi: 

“Bölgeyi paramparça eden, kanlı sömürgecilik geçmişi olan, açıktan diktatörleri ve bölgedeki despotları destekleyen dış güçler [ABD, Rusya, İngiltere, Fransa], şu an Suriye halkı için endişe duyduklarını iddia ediyorlar. Ama bir yandan da Suriye’yi yangına çeviren ateşin fitilini körüklemeye devam ediyorlar.

Kuveyt veya Londra’da düzenlenen herhangi bir insani konferans, bugün Suriye’deki temel sorunu çözemez. Suriyelilerin ihtiyacı olduğu iddia edilen 9 milyar dolar, İslam dünyası tarafından bir çırpıda toplanabilir. Müslümanların yöneticilerinin, Suriye, Ürdün, Türkiye ve Lübnan kamplarında yaşayan Suriye halkının insani ihtiyaçlarını karşılama yükümlülükleri var. Ancak bu bile temel sorunu çözmez. Suriye halkı Beşşar Esed tarafından yerlerinden yurtlarından edilip katledildiler.

Asıl sorun, savaştır. Endişe verici bir oranda insanlar öldürülüyor. Evsiz barksız bırakılıyorlar. Şu an rejimin canavarlıklarından ötürü insanlar açlıktan ölüyorlar. Bunun bir çözümü olabilir. Ama bölge yöneticileri arasında bu yönde bir siyasi irade yok. Bölgesel devletler, özellikle Türkiye, İran ve Suudi Arabistan, müdahale gücüne sahipler. Esed’i yenebilir ve Batı müdahalesini durdurabilirler. Böyle yapmak yerine onlar, hâlâ bölgedeki yabancı güçlerin hedeflerini yerine getiriyorlar. Hatta bazıları doğrudan Esed’e yardım ediyor. Herhangi bir Batılı ülke, milyonlarca mültecinin ülkeye girme tehdidiyle sınırlarında insani krizle karşı karşıya kalsa, hemen kendi çıkarı için müdahale eder. Bölgesel Müslüman aktörler ise, yapmaları gerekeni yapmadılar. Bu ülkeler, İslam’a dayanmadıkları ve insanlar için İslam’ı temel baz alan samimi bir liderlik iktidarda olmadığı sürece, aksine ABD ve müttefiklerinin isteklerine göre oyun oynadıkları sürece görevlerini ihmal etmeye devam edeceklerdir.

Suriye halkına yardım etmek istediğini iddia eden Batı hükümetleri, aslında bombardıman ve dış politika ile işleri daha da çetrefilleştiriyorlar. Bizzat onlar, darbe ve Esed’i destekleyen karşıt darbeyi sponsor ediyorlar. Bugün kendi ideolojik ve siyasi hegemonyasını perçinleyecek siyasi bir çözüm istiyorlar. Tabii ki yardım önemlidir, ama koşulsuz olmalıdır. Destek önemlidir, ama şartsız olmalıdır. Suriye halkına yardım etmek şarttır. Ama her zaman Batı, siyasi çözüme yardımcı olmak için koşullu olarak yardım edegelmiştir.

Esed ve IŞID ise bölgede yabancı güçler için yıkım ve katliama neden oluyorlar. Oyunun sonu ise çeşitli başkentlerin mutfaklarında pişirilen siyasi çözümdür. Kerry, bu konu hakkında konuştu. Cameron ve Putin de bu konuda konuştu. Cenevre, Londra ve Washington’da karara bağlandı. Ortada iki model var. Batı modeli; Yeni yüzler getirerek Suriye’de laik bir devlet kurmak ve insanları sakinleştirmek için İslam’dan dem vurmak. Ya da İslam modeli; İnsanların inanç ve tarihiyle uyumlu Nübüvvet metodu üzere Hilafet modeli. Bu model, azınlık hakları ve mezhepçiliğe aydın çözümler sunacak, ekonomik kazanımların sadece belli kişilere değil herkese ulaşmasını sağlayacaktır.”