حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
Medya Bürosu
No: İS–BA–2019–MB–TR–07 |
H. 25 Safer 1441 M. Perşembe, 24 Ekim 2019 |
Parlamento, Pasaportların Geri Alınması İçin Verilen Olağanüstü Tasarı İle Hukukun Üstünlüğünü Yerle Bir Etti
24 Ekim 2019’da Danimarka Meclisi, yabancı savaşçıların vatandaşlıklarının düşürülmesine izin veren bir yasa çıkardı. Resmen yasa, Suriye’de silahlı çatışmaya katılan Müslümanları hedefliyor. ABD’nin yeşil ışığıyla Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine askeri harekât düzenlemesinden ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı Avrupa’yı kapıları açmakla tehdit etmesinden bu yana Danimarka hükümeti ve Entegrasyon Bakanı Mattias Tesfaye, IŞİD savaşçıları ile Danimarka arasında irtibat kurulması korkusuyla alelacele bu yasayı geçirmek için ortalığı terör velvelesine verdiler.
Hukuk uzmanları, insan hakları örgütleri ve düşünce kuruluşlarının eleştiri ve uyarılarına rağmen parlamentoda çoğunluğu oluşturan siyasi kanat, bu temel konuda hukukun üstünlüğünü iptal etti. Şimdi bakan, suçu kanıtlanmadan ya da hâkim karşısına çıkarılmadan yalın şüphe ve ihtimallerden hareketle kişileri idari olarak vatandaşlıktan çıkarabilecek ve haklarını elinden alabilecektir. Geçtiğimiz hafta hükümet, korku çığırtkanlığı kampanya başlattı. Yasanın kabul görmesi amacıyla tüm Danimarkalıların güvenliğinin tehdit altında olduğunu belirtti. Yasayı eleştirenleri halkı terörizmden korumak için yeterli çabayı sarf etmemekle suçladı. Hükümet, yasaya yönelik mümkün olan en geniş desteği alabilmek için tasarıya sözde “gün batımı maddesini” ekledi. Buna göre yasa, şayet yeniden yasalaşmazsa 2021’in yazına kadar yürürlükte olacak. Bakan, yasaya temel teşkil eden korkunun şuan dünyada hâkim olduğu için yasanın birkaç yıl yürürlükte olacağını ifade etti. “Ritzau” şöyle dedi: “Batıdaki gençlerin Ortadoğu’daki çatışmalarda devşirilmesine izin veren uluslararası toplumdaki genel durumdan korkuyorum.”
Böylece muz cumhuriyeti ile Mısır ve Suudi Arabistan gibi Batı destekli diktatör ülkelerdekine benzer şekilde kalıcı olağanüstü halin hukuki taşları döşeniyor. Teorik olarak mahkemenin, bakanın bu kararını iptal etme olasılığı var. Ancak yine de bu karar masumiyet karinesini tepetaklak etmektedir. Yasada geçen “Ülkenin hayati çıkarlarına ciddi zarar veren bir eylem tarzı” ifadelerinin muğlaklığı nedeniyle gelecekte yetkililerin, daha fazla idari kararlar alması ve görüşleri sevilmeyen kişileri kriminalize etmesi gibi hususlara başvurabileceğini hayal etmek zor olmasa gerek. “Terörizme teşvik etmesi” nedeniyle bir kişinin vatandaşlıktan çıkarılması kararı, Danimarka’nın yasal tarihinde bir ilk. Aslında terörizm, Müslüman ülkelerde işgal güçlerine karşı savaşa destek veren görüşlerin yayılmasıdır.
Müslümanları hedefleyen acımasız özel yasaların çıkarılması, Batı demokrasilerindeki gelişmelerden haberdar olan bir gözlemci için şaşırtıcı ya da yeni bir şey değil. Abartılı terör korkusu, özgürlükler ve Danimarka’nın konuşlandırmak üzere Müslüman ülkelere asker ve bombardıman uçağı gönderen hukuk ilkeleri pahasına birbiri ardına antiterör yasası çıkarmak için istismar ediliyor. Bu durum paralel bir de fakto oluşturdu ve bir takım alanlarda Müslümanların yasal statüsünü bozdu. Değerleri korumak için kendi öz değerlerini çiğneme paradoksal politikası, aslında başlı başına bir ideolojik yenilgi ve aşağı yönlü bir sarmaldır, sadece daha fazla çürümeye yol açacaktır.
Hizb-ut Tahrir / İskandinavya, herkesi özellikle Müslümanları baskı yoluyla bu korku politikasına boyun eğmemeye çağırıyor. Batılı politikacılar, kendi demokrasilerini baltalamaya devam edecekler, İslam’ın dünya sahnesine yeniden dönüşünün yolunun hazırlanmasına ve Raşidi Hilafetin yeniden kurulması yoluyla dünyada yayılmasına yardımcı olacaklardır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Danimarka Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+45) 50 59 90 66 www.hizb-ut-tahrir.dk |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.dk |