Özellikle anneler olmak üzere Endonezya toplumu, bakteri bulaşmış sütlerin dağıtılması nedeniyle bu hafta korkuya ve çocuklarına gıda olarak verdikleri yiyecekler hususunda endişeye kapıldı. Ayrıca hükümet, sağlık bakanlığı yoluyla kirli süt çeşitlerini resmî olarak açıklayacağı sözünü yerine getirmedi.

Endonezya'da bakteri ve melamin gibi tehlikeli maddeler içeren gıdaların ve içeceklerin yayılması yeni bir şey değildir. Ancak kirli sütler, piyasalardaki bu yiyecekler ve içecekleri nedeniyle insanların sağlığına yönelik tehdidin tehlikeli bir boyuta ulaşmasının ötesinde sürekli artmakta olduğunu göstermektedir. Zira her gün piyasalara sağlıklı olmayan yiyecekler ve içecekler girmektedir.

İnsanlar özellikle de anneler arasında endişenin artmasının kaynağı, genellikle gıda ürünleri yoluyla alınan sağlığı koruma önlemlerinin hala yeterli olmamasıdır. İnsanlar, sağlık bakanlığının, gıda ve ilaçları denetleme kurumunun bu vakıalara ciddi şekilde veya önleyici bir politika ile eğilmek yerine ilgisiz kaldıklarının farkındalar. Bu durumların devam etmesi halinde daha fazla insan tehlike içerisinde olacaktır. Hatta ümmetin evlatlarından gelecek nesiller, tükettikleri gıdalar nedeniyle sağlıklarına yönelik tehditlerin sıkıntısını çekeceklerdir.

Bu durumlardan hareketle Hizb-ut Tahrir / Endonezya Hanımlar Resmi Sözcüsü, şu hususları ifade eder:

1- Hükümet, yiyecek ve içecek ihtiyaçları da dahil insanların temel ihtiyaçlarının yeterliliği için tam bir sorumluluk almalıdır. Yiyecek ve içeceklerin temiz ve helal yiyecek standartlarına uygunluğuna dair sağlıklı güvenceler vermelidir. Aslında yiyecek ve içecekler piyasaya inmeden önce tehlikeli maddeleri yok etmeye yönelik sistematik bir çabanın olması gerekir. Böylece mevcut yiyecek, içecek ve ilaçlar, güvenilir standartlara uygun olur. Hükümet, insanların endişesini gidermek için toplumun güven ihtiyaçlarını temin etmek üzere etkin ve hızlı davranmalıdır. Zira insanları sağlıklı ve doğru şekilde gözetmek yöneticinin sorumluluğundandır. Aynen SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu gibi: الامام راع و هو مسئول عن رعيته "İmam [Halife], çobandır ve güttüğünden mesuldür."

2- Müslümanlar, hem kendilerinin hem de toplumlarının sağlığını korumalıdırlar. İnsanları sağlıklarını tehdit eden tehlikelerden uzak tutmak üzere çaba sarf etmesi için hükümet muhasebe edilmelidir. Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], Müslümanın kendisini veya başkasını tehlikeye atmasını nehyetmiştir. Zira hadis-i şerifte şöyle geçmiştir: لا ضَرَرَ وَلا ضِرَارَ "Zarar vermek de yoktur. Zarar görmek de yoktur."

3- Tarihte görüldüğü üzere insanların temel ihtiyaçlarını doyurmaya muktedir yegane nizam, İslami Hilafet Devleti'dir. Bu nedenle İslam hükümlerinin İslami Hilafet'in gölgesinde tekrar tatbik edilmesi için mücadele etmek artık kaçınılmaz hale gelmiştir.

İffet Rahme

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hanımlar Resmî Sözcüsü
Endonezya