Sayın Vatan Haber Ajansı yetkilileri

Sayın basın mensupları, yazarlar ve gazeteciler

es-Selamu Aleykum,

Ne yazık ki, son zamanlarda ajansınız ve haber sitelerinizin, Batı finansörlüğündeki feminist figürlere, kurumlara, Batı uygarlığının ve Müslüman ülkelerde sömürgecilik kültürünün propagandasını yapan bu kurumların hedeflerine ulaşmalarıyla ilgili programlara, özellikle CEDAW sözleşmesi ve sonuçlarının pazarlanması ve yasalaşması konusuna, en son sözüm ona Aileyi Şiddetten Koruma yasasına geniş yer verdiğinizi görüyoruz.

Bu açık mektup ile size ve diğer medya platformlarındaki akranlarınıza, medyadaki gazeteci, yazar ve düşünür dostlarınıza hitap ediyor ve diyoruz ki, ümmetinizin safında yer alın, İslam ve hükümlerini savunun, İslam düşmanlarının ümmet için planladığı tuzakları deşifre edin. Ümmeti, İslam düşmanlarının finanse ettiği kurumların, derneklerin, Batı ve eskimiş kültürü ile sırtlanlanmış, bu ümmeti ve arasındaki İslami değerleri yok etmeye çalışan, Müslüman ülkemizi Batılılaştırmak isteyen, kimliğinden, iffetinden ve İslami saflığından arındırmak için çabalayan, ümmetin parçalı, zayıf ve Batının uydusu kalması için uğraşan kişilerin peşinde sürüklenme tehlikesinden sakındırın.

Batılı sömürgeci güçlerle yakın ortaklık ve işbirliğini yadsımayan, laiklik, demokrasi ve kapitalizmin bayraktarlığını yapan, İslam ülkelerinin sömürgeleştirilmesine ve tüm dünyanın sefaletine neden olan, en bariz ve en derin kurbanı kadınlar olan bu derneklerin ve karakterlerin yaydığı zehrin boyutu bir sır değil.

Ey değerli kardeşlerim!

Bu kurumlar ve şahsiyetler, İslam’a açık düşmanlıklarını ilan ettiler, laik Batı değerlerini benimsemediklerini doğruladılar. Düşmanlıklarında daha da ileriye giderek İslam’ın hükümlerine saldırmak, yanlış yönlendirmek ve gerçekleri ters yüz etmek için anormal her olayı kullandılar. Oysa ülkemizde kadınlara yönelik bu olayların sebebi, İslam’ın uygulanmaması ve kapitalist küfür sistemlerinin uygulanmasıdır. Onların durumu, İslam’ı ve ümmetin tarihini küçümseme, Kur’an ayetlerine ve soylu peygamber hadislerine saldırma, şeri hükümlerden geri kalan Ahvali Şahsiye Kanununun (Vatan haber ajansının sessizliğe karşı programında olduğu gibi) şiddete yol verdiğini söyleme noktasına ulaştı. Sonra, yüzsüzce ve küstahça İslam’a tutunan Müslümanları televizyon ekranlarında ve Müslümanlar arasında gerici, yobaz ve karanlıkçı olarak tanımladılar. Ve tabii ki Müslümanların kutsal ve değerli gördüğü her şeye saldırmak, İslam uygarlığını ve Müslümanların kavramlarını karalamak için bu sözde fikir ve ifade özgürlüğünden yararlandılar!

Biz Müslüman ülkede bazı kadınlara karşı tanık olunan olumsuz uygulamaların nedeninin, İslam ve hükümlerinin yokluğu ve toplumu doğru bir şekilde gütmeyen, dahası insanlar arasında ahlaksızlık ve bozgunculuğu yaymak için çalışan insan yapımı sistemlerin uygulanması olduğunu vurguluyoruz. Yine İslam düşmanlarının finanse ettiği, yolsuzluk ve çözülmeyi yaymayı ve aileyi yok etmeyi amaçlayan kurum ve dernekler de o olumsuz uygulamaların bir başka nedenidir.

Ey değerli kardeşlerim!

Kadınları savunmak ve korumak bahanesiyle bu kurum ve karakterlerin saldırdığı İslam, aynı yüce dindir. O ki yüzyıllar boyunca kadını ve statüsünü korumuş, onu İslam’dan önceki kölelik ve aşağılanmadan kurtarıp haysiyet, iffet ve saf bir hayata eriştirmiştir. Onu itaat ve iyilik yapılması gereken, ayaklarının altında cennet umulan bir anne yapmış, korunan, savunmak için uğrunda kan dökülen bir eş kılmış, hayatının son anına kadar sevgi, şefkat, merhamet besleyen babası için bir arkadaş eylemiştir. O, bugün kadını aşağılayan, onu zevk objesine dönüştüren, “kadınları güçlendirmek” adı altında dairelerin kapısında, barlarda, müdürlerin ofislerinde onurunu, iffetini çiğneyen çürük kapitalizm ve demokrasi karşısında mücadele ettiğimiz aynı İslam düşüncesidir.

Sırtlanların veya oportünistlerin kıble edindiği Batıdaki kadının statüsüne hızlı bir göz attığımızda, Batılı kadının yaşadığı trajedi ve darlığın boyutunu görürüz. Batıda kadınların maruz kaldığı suçlar, aile vahşeti, cinsel ve cezai istismar, yol kenarındaki taciz, Amerikan Doları ve Avrupa Avrosunun apaçık gerçekleri göremeyecek kadar kör ettikleri müstesna gözlerden kaçmaz. Batıda kadınlar, günün her dakikasında tecavüz, taciz, cinayet ve saldırıya maruz kalıyor. Hatta vakalar saniyelerle sayılır hale geldi. Batıdaki aile şimdi iffet, hassasiyet ve huzurdan yoksun birbirinden hoşlanmayan, nefret eden mıknatıs kutuplarından ibarettir.

Mücrim ajan yöneticilerin yaptığı yasalar ve kanunlar, çocuklarımıza empoze ettikleri müfredat, medyadaki dezenformasyon ve yalan kampanyalar, Müslüman nüfusun geniş kesitini hedef alan programlar aracılığıyla bu sırtlan insanların kıble edindiği bu model Müslüman kadın ve erkeklere pazarlanmak isteniyor.

İnsanlık (kadın, erkek, çocuk, yaşlı ve toplum), ancak İslam ve hükümlerinin uygulanmasıyla kurtarılabilir. İşte bu yüzden biz, Hilafeti kurmak, dünyayı Nübüvvet Minhacı ile yönetmek, böylece tüm dünyanın huzur içinde yaşamasını sağlamak için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Nübüvvet metodu sadece Müslümanları değil, tüm insanlığı kurtaracak, onu kapitalistler ve insan tacirlerinin açgözlülüğünden azade edecek, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada kadınları koruyacaktır.

Gazeteciler ve medya olarak siz, bu büyük İslam ümmetinin bir parçasısınız. Dini, dininiz, ülkesi ülkeniz, onuru onurunuzdur. Ümmetiniz ve dininizin tarafında yer almalısınız. Batı değerlerini ve fikirlerini yaymak, İslam’a saldırmak için Batı ülkeleri ve İslam düşmanlarının elinde bir araç olmanız büyük günahtır. Kimliğini, uygarlığını, kültürünü savunmak, Batı simülasyonundan çıkan her düşünceyi çürütmek ve Müslüman ülkelerde küfür hükümlerini uygulama çağrısı ile savaşmak için ümmetin ön saflarında yer almalısınız. Oklarınız, okların ilki olmalı, mızrağınız düşmanlar, sömürgeciler, ümmetinize kötülük ve şer vermek isteyen herkes karşısında Müslümanları savunan mızrakların başında gelmelidir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Hassan b. Sabit için söylediği

اهْجُهُمْ، وَرُوحَ الْقُدُسِ مَعَكَ “Onları hicvet. Ruhul Kudüs seninledir”sözü meşaleniz olsun.

Sizi, sizin için ve sizinle kurulan tuzağın farkında ve bilincinde olmaya, Batının paralı askerleri ve dinlerini, onurlarını ucuza satan uşakları karşısında geçilmez bir baraj olmaya davet ediyoruz. Onlar ki emzirdikleri annelerinin sütünü inkâr edip yüreklerinin arzusunu Paris, Londra ve Washington’da görüyorlar!

Ey değerli kardeşlerim!

Aşağılık yönetim, Allah’ın düşmanları karşısında ülke ve halkı peşkeş çekti. Dinini sattı, kendisini Batının projelerine hizmete ve sistemlerini uygulamaya adadı. Geçmiş yıllarda kadınları, aileyi ve toplumu yozlaştırmak için çok çalıştı. Hizasında olmanızı, İslam’a karşı savaşın ve Müslümanlar arasında müstehcenliğin yaymanın bir aracı olmanızı istiyor. Nefsiniz ve ümmetiniz konusunda Allah’tan korkun. Bu konuda ona uymayın. Çünkü bu, dünyada ve ahirette hüsrandır.

إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ “İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”^{[Nur 19]}

Otorite, Filistin halkının bu yozlaşmış kültürün karşısında durduğunu ve Filistin halkının bu duruşunun, bünyesi sağlam, sütunları sarsılmaz bir duruş olduğunu biliyor. Ama onsuz önleyici bir duvar olmanızı istiyor. Onun için duvar olduğunuz sürece kurumlarınızı, itibarınızı, halkın size yönelimini ya da yüz çevirmesini umursamayacaktır. Bu yüzden ona itaat etmeyin ve projelerinin önünde İslam’dan ve Müslümanlardan her düşmanı def eden aşılmaz bir baraj olun. İslam’ı uygulama, sömürgeciliği ve kültürünü yenme arzusu ve özleminde ümmetle birlikte olun. Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan, size iyi bir tövbe ve buyruğuna uymayı nasip etmesini niyaz ediyoruz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}

ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh