Mücrim Yahudi varlığı, Mescidi Aksa ve avlusunda ders ve vaiz veren hayırlı ve Kudüslü dava adamlarına karşı bir kampanya yürütüyor. Kampanya kapsamında ifadeye çağırıldılar, Mescidi Aksa’dan altı ay uzaklaştırma aldılar, işyerlerine ve evlerine barbarca baskın düzenledi, arama yapıldı, karıştırıldı. 

Yahudi varlığının bu kötü niyetli kampanyası, Müslümanların göz bebeği olan Mescidi Aksa’da hak sözünü engelleme girişimidir, Hilafeti kurmak ve Mescidi Aksa’yı kurtarmak için ümmete ve ordularına yapılan yardım çağrılarını susturma çabasıdır. Bu sözler ve çağrılar, Yahudi varlığını korkutuyor, Müslüman ülkelerdeki hain rejimleri sarsıyor.

İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisi olarak görülen Yahudi varlığının hayırlı dava adamlarına karşı yürüttüğü bu çılgınca kampanya, normalleşme ihanetini reddetmek için Mescidi Aksa’dan başlatılan etkili eylemler sonrası geldi. Trump himayesinde Müslüman ülkelerdeki ajan rejimlerinin utanç verici adımları hızlandı. Yine söz konusu bu kampanya, Kudüslülerin kurtuluş orduları ile birlikte tevhit bayrakları altında, havaalanları ve elçilikleri aracılığıyla işgalcinin süngüsü altında değil, Mescidi Aksa’ya girme çağrılarının yükselmesinin ardından geldi.

Mescidi Aksa, İslam’ın ve hakka yardım edenlerin yuvasıdır, Hilafeti kurma çağrısının başlangıç noktasıdır. Peygamberlerin katilleri Yahudilerin, dava adamları ve Mescidi Aksa’ya saldırganlığı, dava adamlarının sadece gücünü ve azmini artıracak, Mescidi Aksa, İslam’ın ve dava adamlarının ışığıyla Allah’ın izniyle ışıl ışıl parıldamaya devam edecektir.

يُرِيدُونَ أَنْ يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلَّا أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ * هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.”^{[Saff 60-61]}

Eğer Yahudiler, Amerika ve Batının ya da Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün yöneticilerinin, kendilerini ümmetin intikamından koruyacağını düşünüyorlarsa, yanılıyorlar ve bunu bildiklerini düşünüyoruz ama onlar akletmeyen bir millettir. Çünkü işgalin Mescidi Aksa, Filistin halkı ve dava adamlarına karşı işlediği suçlar, İslam ümmetini ateşleyen bir yakıttır. Yakında, İnşallah, ümmet Sisi’yi, Suudi Hanedanı ve Ürdün hükümdarlarını ve İslam ülkesindeki hain rejimleri devirecek, ordularıyla birlikte Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sloganlarını atarak Mescidi Aksa’ya doğru ilerleyecektir. SallAllahu Aleyhi ve Sellem Hayber’e girerken,

اللَّهُ أَكْبَرُ، اللَّهُ أَكْبَرُ، خَرِبَتْ خَيْبَرُ إِنَّا إِذَا نَزَلْنَا بِسَاحَةِ قَوْمٍ، فَسَاءَ صَبَاحُ المُنْذَرِينَ “Allahu Ekber! Allahu Ekber! Haribet Hayber! (Hayber harap oldu). Biz düşman bir kavmin yurduna baskın yapıp girdik mi, korkutulmuş olan o kavmin hali ne kötü olur” buyurdu.”^[Buhari]

Yahudi varlığının İslam ve mübarek toprak halkına karşı suçları durmayacak. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuranı Kerim’de şöyle buyurdu:

لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلَّذِينَ آمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا “İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahudiler ile, şirk koşanları bulacaksın.” ^{[Maide 82]} Fakat bizim, Aziz ve Kaviyy Allah’a olan güvenimiz büyüktür, İslam ümmetine olan güvenimiz de büyüktür. O, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmettir. Ümmeti Muhammed, Allah’ın onun için seçip beğendiği göreve mutlaka yükselecek, dini ikame edecek ve Allah yolunda cihat edecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْراً لَهُمْ مِنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ * لَنْ يَضُرُّوكُمْ إِلَّا أَذًى وَإِنْ يُقَاتِلُوكُمْ يُوَلُّوكُمُ الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يُنْصَرُونَ * ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ أَيْنَ مَا ثُقِفُوا إِلَّا بِحَبْلٍ مِنَ اللَّهِ وَحَبْلٍ مِنَ النَّاسِ وَبَاءُوا بِغَضَبٍ مِنَ اللَّهِ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الْمَسْكَنَةُ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُوا يَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَيَقْتُلُونَ الْأَنْبِيَاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ ذَلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir. Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım da edilmez. Nerede bulunsalar Allah’ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah’tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.”^{[Ali İmran 110-112]}