06 Aralık 2021 Pazartesi sabahı Beytüllahim Sulh Mahkemesi hâkimi, poliste gözaltında tutulan Hüseyin Ebu El Hacc’ın kefaletle serbest bırakılmasına karar verdi. Önleyici Güvenlik Servisi, öğrencilerine Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı sevgisini, tefrika ve sömürgecilik bayrakları nefretini aşıladığı suçlamasıyla 17 Kasım 2021’de Hüseyin’i kaçırmış, ardından polise teslim etmişti. Üstat Hüseyin’e atfedilen davalar hakkında verilmiş iki tane karar var. Polis, mahkemenin kararına uymak yerine yeniden tutuklanması için Hüseyin’i istihbarat servisine teslim etti. Bu eylemiyle kanuna ve mahkeme kararlarına hiçbir önem ve ağırlık vermediğini kanıtladı. Hukuka ve yargıya sözde bağlılığı, lafı güzaftır. Kabadayılığı zirvede, insanları, mallarını ve onurlarını hiçe saymaktadır.

Filistin yönetimi ve istihbarat teşkilatının bu eylemi, yargının hangi amaç ve ne için kullanıldığını açıkça göstermektedir. İslam düşmanlarının ve Müslüman ülkelerdeki kukla rejimlerin, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağına ve ümmetin birliği kavramlarına nasıl yaklaştıklarına ışık tutmaktadır. Kukla yönetim, Müslüman çocuklara Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağının, ulus devletler bayraklarının gerçekliğinin ve sömürgeciliğin Müslüman ülkelere dayattığı sınırların öğretilmesinden korku duymaktadır.

Filistin yönetimi, Allah ve Rasûlü düşmanlarına sadakatini ispatlama arzusunda. İslam ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı ile mücadele etmek, İslam ümmetinin parçalanmışlığını ve bölünmüşlüğünü korumak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.

Görünen o ki, istihbarat servisi başkanı ve Abbas sonrası başkanlığın en güçlü adaylardan biri olan Macid Faraj, Batıya ve Yahudilere İslam’la, Müslümanlarla ve Filistin halkıyla mücadelelerinde en güvenilir kişi olduğunu kanıtlamak istiyor. Belki de bununla destek ve güvenlerini kazanmış olabilir. Yoksa İslam’a ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağına düşmanlık nasıl açıklanabilir?

Otoritenin İslam, Filistin, iffet, saflık, birlik ve izzet karşıtlığı apaçık bir gerçek haline gelmiştir. Katilleri ve uyuşturucu tüccarlarını tutuklamıyor. Bazılarını tutuklamak zorunda kalsa bile ya hemen ya da birkaç gün içinde serbest bırakıyor. İslam’ın savunucularını ise, devletin bir kurumundan diğerine yolluyor, hukuku ve yargıyı hiçe sayarak serbest bırakmıyor. Bozgunculara, dansçılarına ve Batı uygarlığı propagandacılarına, sapıklıklara, ahlaksızlığa ve İslami hükümler düşmanlarına okullar ve üniversitelerin kapılarını ardına kadar açıyor. Bir öğretmenin veya profesörün hayra, İslam’a, birlik ve iffete çağırmasını yasaklıyor!

Otoriteyi Filistin halkına ve dava taşıyıcılarına karşı suçlu yaklaşımını sürdürmesinin sonuçları konusunda uyarıyoruz. Batının ve Yahudilerin, işledikleri suçlardan dolayı her geçen gün öfkesi ve nefreti artan İslam ümmetinin kininden kendisini korumayacağını garanti ediyoruz. Eğer azcık bir aklı kalmışsa, pişmanlığın fayda vermeyeceği gün gelmeden önce ümmete, İslam’a ve Filistin halkına karşı sergilediği düşmanlıktan vazgeçmesi yararınadır.

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.” ^{[Mümin 51]}