حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL-BA-2024-MB-TR-18 |
H. 26 Cumâde’l Ûlâ 1446 M. Perşembe, 28 Kasım 2024 |
Bu Gerçekten Bir Ateşkes Anlaşması mı, Yoksa Yahudi Varlığının Güvenliğini ve Emniyetini Sağlama Anlaşması mı?
Gazaba uğrayanların hükümeti ve Lübnan hükümeti, ateşkes anlaşmasını kabul ettiklerini duyurdu. Netanyahu, hükümetinin bu anlaşmayı kabul ettiğini duyurduğu konuşmasında, Lübnan’daki ateşkesin amaçlarından birinin cepheleri ayırmak, yani Lübnan cephesini Gazze Şeridi’nden ayırmak olduğunu ifade etti.
Böylelikle Amerika’nın talimatıyla ve İran yöneticilerinin onayıyla Lübnan ile suçlu Yahudi varlığı arasında bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma, Yahudilerin Lübnan’dan çekilmesini öngörmediği gibi “meşru müdafaa” bahanesiyle onlara saldırma ve bombalama hakkı da tanımaktadır! Anlaşma, Güney Lübnan’ı, Yahudi varlığının güvenliğine zarar verebilecek herhangi bir faaliyetten arındırmayı amaçlıyor. Bunun yanı sıra, Lübnan ordusunun Yahudi varlığının koruyucusu ve güvenliğinin garantörü olarak hareket edeceği açıkça belirtiliyor.
Böylece ihanet bir zafer gibi pazarlanmaktadır. Kuzey cephesinin güvenliğini ve emniyetini güvence altına alan cani Yahudi varlığının lideri, nasıl mutlu olmasın ki?
Mübarek Toprak halkından ise teslimiyet göstermeleri, boyun eğmeleri, Mübarek Topraktan vazgeçmeleri, Filistin Yönetimi ve güvenlik birimlerinin oynadığı rolü benimsemeleri talep edilmektedir.
Ey Müslümanların yöneticileri! Allah sizi kahretsin. Zilletiniz, küçüklüğünüz ve ihanetiniz nedeniyle Allah sizi rezil rüsva etsin. Gazaba uğrayanların suçlarına böyle mi yanıt veriyorsunuz? Mısır, Ürdün, Lübnan, çevre ülkeler ve hatta diğer ülkeler, ordularını seferber etmek yerine kışlalarına hapsettiler, onları Gazze ve Lübnan’a yardım etmekten ve Yahudi varlığını kökünden söküp atmaktan alıkoydular. Şimdi de Lübnan hükümetinin bu hain anlaşmayı imzalamasını memnuniyetle karşılıyorlar. Böylelikle Mısır ve Ürdün orduları gibi Lübnan ordusu da Yahudi varlığının koruyucusu ve bekçisi haline getirilirken, Gazze halkı kendi kaderine terk edilerek düşmanların insafına bırakılıyor. Bu anlaşmayla adeta Amerika ve Yahudilere “Gazze’de erkeklere, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara istediğinizi yapabilirsiniz, biz kılımızı bile kıpırdatmayacağız” deniliyor.
Ey Müslüman dünyasındaki güç ve kuvvet ehli! Gazze halkının durumu taşları bile ağlatacak bir hale gelmiştir. Sizin kalpleriniz hala neden yumuşamıyor? Ey Müslüman askerler! “Lâ ilâhe illallah Muhammedîn Rasûlullah” kelimesini dilinize doladığınız halde nasıl oluyor da hâlâ çocukların çığlıklarına, korkudan titreyenlerin ve canı boğazına gelen mazlum insanların feryatlarına sessiz kalabiliyorsunuz!
Bu kalplerin artık Allah’ın zikrine boyun eğmesinin zamanı gelmedi mi? Gazze’deki kardeşlerinin yaşadığı korkunç olaylar ve çektiği büyük sıkıntılar karşısında bu kalplerin artık yumuşama vakti gelmedi mi? Bu kalplerin artık sessizliğini bozup, İbn Mesud’un Ebu Cehil’in göğsüne bastığı gibi zalim yöneticilerinin göğsüne basmasının, ihanetin günahını ortadan kaldırmasının, yardım ve savaş günü geri durmanın utancını gidermesinin, hayırlı erkeklerin topraklarında büyüyüp palazlanan bu alçak varlık maskaralığını ilelebet sona erdirmesinin zamanı gelmedi mi?
Dünyaya Muhammed ümmetinin askerlerinin gerçek karakterini göstererek, Peygamberiniz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Miraç yerini ve Mübarek Toprağı özgürleştirmenin zamanı gelmedi mi? Nefisler, onurlu bir yaşamı, Allah yolunda cihadı, hayırlı selefin hayırlı halefi olmayı, Allah’ın zaferiyle hem kendilerini hem de ümmetini sevindirmeyi özlemiyor mu? Dahası, elim bir azaptan kurtularak cennet nimetlerine kavuşmayı arzulamıyor mu?
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى تِجَارَةٍ تُنْجِيكُمْ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ * تُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنْفُسِكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ * يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ * وَأُخْرَى تُحِبُّونَهَا نَصْرٌ مِنَ اللهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ“Ey iman edenler! Sizi, elem verici azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi? Allah’a ve Rasûlüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah’tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele.” [Saf 10-13]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |