Aşağılık yönetimin güvenlik güçleri, geçen gece, meşum Oslo görüşmelerine göre C bölgesi içinde yer alan Husan kasabasına baskın düzenlediler. Yönetimin tek taraflı oraya girişi yasaktır. Ancak Yahudiler tarafından belirlenen koordinasyon görevlisinin izin verdiği nedenler ile karşılıklı işbirliği içinde operasyon düzenlenebilir. Aşağılık güvenlik güçleri, Hizb-ut Tahrir gençlerinin evlerine baskınlar düzenleyerek arama ve tutuklamalar yaptılar.

Ne tesadüftür ki bu baskınlar, Hizb-ut Tahrir gençlerinin, ahalinin ve ileri gelenlerin 08 Mart 2014 Cumartesi günü bir aktivite için okula bir düzine genç kız getiren, kız erkek karışık bir ortamda zehrini kusmak isteyen bir kurumun Husan erkek lisesinde yürüttüğü ifsat edici etkinliğe itiraz etmelerinin ardından geldi. Bu operasyonlar, ümmetin kültürüne yabancı Batı destekli kurum ve kuruluşların yürüttükleri yozlaştırıcı faaliyetlerin, takip ve denetiminin Filistin yönetimi ve Beytüllahim valisi Abdülfettah Hamayel tarafından yürütüldüğünü gösterir.

Güvenlik güçleri, bir Hizb-ut Tahrir üyesini ve Husan büyüklerinden yaklaşık 60 yaşındaki Sayın Ali Hamamira'yı ve iki oğlunu tutukladılar. Bazı akrabalarına saldırarak darp ettiler. Güvenlik güçlerinin barbarlığını ve evlerin mahremiyetinin ihlal edilmesini kınamak için eve gelen komşu ve yoldan geçenleri de darp ettiler. Köyden çıkarken araçlardan biri, 13 yaşındaki bir çocuğu ezdi. Yaralanan çocuğu halk derhal hastaneye götürdü. Bu iğrenç sahne, şehrin girişinde konuşlandırılmış ve aşağılık Filistin yönetiminin barbar güçlerinin Beytüllahim'e geri dönmesini bekleyen işgalci Yahudi ordu güçlerinin yöntemlerini andırmaktadır.

Yönetimin uyguladığı yöntemler ve yetkililerin ilahi zata ettiği küfürler, Husan halkı arasında büyük öfkeye neden oldu. İşgalci Yahudilerin baskınlarına karşı koydukları gibi otoriteye de karşı koydular, baskın yapmak için gelenlere anlamlı sözler sarf ettiler.

Yönetim bir kez daha ümmete ve kültürüne yabancı olduğunu, çocuklarımızın kafalarını kurcalamaya çalışan yozlaştırıcı kurum ile ahenk içinde ümmet düşmanlarının safında yer aldığını kanıtladı. Bu uygulama yönetime garip değildir. Çünkü güvenlik güçlerinin temel hedef ve ana uğraşı, işgalci Yahudi'nin güvenliğini sağlamaktır. Yönetimden dökülen pis kokular burunlarını sızlatıyor. Medya sayfaları yönetime yönelik komplo ve suikast suçlamaları ile doludur.

Yönetim ve arkasındaki güçler, bu tür barbarca eylemlerin yönetimin çöküşünü hızlandıracağını ve pisliğini artıracağını bilmiyorlar mı? Bu barbarca uygulamalar, başlarında Hizb-ut Tahrir gençleri olmak üzere Filistin halkının, iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek konusundaki kararlılıklarını, Müslüman çocuklarımızın akıllarını iğfal girişimi karşısındaki sebatlarını artıracaktır.

إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُولَئِكَ فِي الْأَذَلِّينَ، كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ

"Allah'a ve Rasûlü'ne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, "Şüphesiz ben ve Rasullerim galip geleceğiz" diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir." ^{[Mücadele 20-21]}