Filistin lideri Mahmud Abbas, "işgali sona erdirmek" için hazırlanan Filistin tasarısını Güvenlik Konseyi'nin reddetmesine bir yanıt olarak bu geceden itibaren önemli adımlar atmakla tehdit etti. Abbas, Fetih hareketinin kuruluşu yıl dönümü vesilesiyle Filistin yönetim merkezinden yaptığı konuşmada "Bize hakkımızı vermek istemiyorlar, ancak mutlaka alacağız. Bizim de bugünden itibaren söyleyeceklerimiz ve yapacaklarımız var" diye konuştu. Birleşmiş Milletler, 1948 sınırları üzerinde kurulan işgalci varlığı tanıyan tasarıyı reddederek Filistin yönetimi ve Arap liderlerini hayal kırıklığına uğrattı. Sunulan tasarıya göre Kudüs, mülteciler ve sınırlar konusunda eşi benzeri görülmemiş tavizler veriliyor, 1967 yılında işgal edilen topraklarda kurulacak kâğıt üzerinde kartondan bir devlete karşılık Filistin'in çoğundan vazgeçiliyordu. Ayrıca Birleşmiş Milletler'e sunulan tasarı, Filistin toprakları üzerinde üçüncü bir tarafın varlığını ön görüyordu. Tasarı, işgalci Yahudi yanı sıra hem de Filistin halkının liderleri olarak atanan sahtekârların talebiyle gelecekte Filistin toprakları üzerinde uluslararası güçlerin konuşlandırılmasına olanak sağlıyordu. Birleşmiş Milletler ve ona bağlı uluslararası kurumlar, meşum Balfour deklarasyonundan beri Filistin'e kumpas kuruyorlar. Filistin halkı ve mukaddesatı pahasına Filistin toprakları üzerinde işgalci Yahudileri yerleştirmek için cansiperane çalışıyorlar. Filistin halkı ve mukaddesatına karşı işgalci Yahudilerin işledikleri ve bugüne kadar devam eden cürümlerine hep göz yumdular. Ne gariptir ki Filistin yönetimi ve onun lideri, onların ifadelerine göre haklarını geri almak için Birleşmiş Milletler ve ona bağlı kurumlara müracaat ederek azgınlıklarından hiç geri adım atmıyorlar. Hâlbuki şerli yöneticilerin oy birliğiyle, zafer sloganları, kahramanlık ve hayali savaşlar ile çevrili Filistin yönetiminin her adımı, işgalci yararına sürekli taviz ve ödünlere dayalı adımlardır. Ama Güvenlik Konseyi ve Yahudi varlığına egemen güçler, Filistin yönetiminin liderinden daha fazla taviz vermesini istiyorlar. Filistin yönetimi, Amerika'nın tasarıya onay vermeyeceğini bildiği halde hâlâ ısrarla Güvenlik Konseyi'ne tasarı sunuyor. Bununla Amerika, gelecekte işgalci Yahudileri ve onu destekleyen ülkeleri razı edecek ödünleri kabul etmeleri için Filistin halkını uysallaştırmak istiyor. Filistin otoritesi, hakların nasıl alınacağını herhalde unutmuş gözüküyor. Filistin toprakları, işgali var eden ve onu destekleyen ülkeler ve kurumlara yalvararak geri alınmaz. Ancak ümmetin ve orduların cihadı ile geri alınır. Bu ise ne Filistin yönetimi ne de Arap yöneticiler tarafından istenmiyor. Çünkü onların görevi, işgalci varlığı korumak ve ona bölgede meşruiyet sağlamaktır. Filistin yönetiminin Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşların kapısına koşması, aslında serap peşinde koşmak gibidir. Kâfirlerin vaatlerine tutunmak, örümcek ağına tutunmaya benzer.

مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا وَإِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ لَوْ كَانُوا ‏يَعْلَمُونَ‏  "Allah'tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!" ^{[Ankebut 41]}

Filistin halkı ve İslam ümmeti, Birleşmiş Milletler'den ve ona egemen devletlerden, Yahudi varlığından Filistin halkına karşı işlenen cürümlere karşılık intikam alacaktır. Filistin lideri ve yöneticilerin Filistin halkını ve mukaddesatını yüz üstü bırakmalarını, zayi etmelerini ve satmalarını asla affetmeyecektir. Filistin en kısa zamanda Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında İslam ümmetinin orduları ile işgalci Yahudilerden kurtarılacak, onun varlığını ortadan kaldıracak, Filistin halkına ihanet eden, komplo kuran yöneticiler ve Filistin liderini cezalandıracaktır. Allah'ın ahiret azabı ise daha çetin ve daha şiddetlidir. Keşke akletselerdi.

الَّذِينَ آمَنُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُواْ أَوْلِيَاء الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ ‏كَانَ ضَعِيفا "İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tağut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır." ^{[Nisa 76]}