12 Mart 2016 Cumartesi günü, Dayton anlaşmasının büyütüp beslediği önleyici güvenlik güçleri, Cuma hutbesi sonrasında Zahiriye kasabasındaki evinin yakınında Şeyh Yunus Rubai’ye pusu kurarak düşmanlara boyun eğdiler, İslam’a ve Müslümanlara savaş açtılar. Şeyh Yunus, el-Halil kentinde Temim ed-Dari vakfına ait bir araziyi kindar Ruslara peşkeş çeken Filistin yönetimi ve bakanlar kurulunun kararını deşifre ederek hakkı haykırıyordu.

Filistin yönetiminin haydutları, İslam ile güçlü ve aziz, Allah Subhânehu ve Teâlâ konusunda kınayıcının kınamasından korkmayan yaşlı bir adam karşısında adeta cüce kesildiklerinin bilincindeler. Zira savaşa gider gibi hazırlık yaptılar, ayak takımı serserilerini topladılar, sonra da Şeyhe saldırarak zorla onu arabaya bindirdiler. En sefilleri hatta en korkak olanı, Şeyhin Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetine uymak amacıyla uzattığı sakalından tutarak onu sürükledi. Haydutların eline kelepçeli olan Şeyhin sakalından bir parça kopararak onu ayaklarının altına attı.

Sonra haydutlar, Şeyhi El-Halil’deki karakolun nezaretine attılar ve zorla elbisesini çıkarmaya çalıştılar. Ama ne yazık ki başarılı olamadılar ve olamayacaklar da. Soruşturmada şunu gördüler ki biz, sarsılmaz bir dağ gibiyiz, onlar ise rüzgârlı bir günde savrulan bir kül gibiler. 

Filistin yönetimi, Filistin’den vazgeçmesinin, Yahudi varlığı ile güvenlik koordinasyonuna girmesinin, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bağışladığı bir vakfı, ümmetin düşmanları Ruslara peşkeş çekmesinin –ki asla böyle bir şey olmayacak- ardından şimdi de İslam ve Müslümanlara kin ve düşmanlık besleyen efendileri Amerikalılar ile at başı yarışıyor. Yetkililerin bu eylemleri bize Ebu Gurayb ve Guantanamo’da yapılan işkenceleri, Kuran’ın yırtılmasını ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakareti anımsatıyor. Yine bize ümmeti Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e olan kinlerinden ötürü Müslümanları aşağılamak için canhıraş çalışanları hatırlatıyor.

Yetkililer bilmiyorlar mı ki davet taşıyıcılarının inandığı İslam izzeti, hakkı açıkça haykırmayı onlara emrediyor. Filistin yönetimi ve onun haydutları, şekil ve şemailleri değişecek kadar zillet suyundan içmişlerdir. Zillet, Allah Subhânehu ve Teâlâ ile izzetli olana asla galebe çalamaz.

Filistin yönetimi ve Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e karşı cüretkâr olan mücrimler şunu iyi bilmelidir ki, hesap günü çok yakındır. Müslümanlar onların işlediği suçları asla unutmayacak. Göstergeleri ufukta beliren Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin Mekke özgürleri gibi özgürleri olacak. Ama o gün Kâbe’nin örtüsüne tutunsalar bile bazı eller ve başlar kesilecek. O gün ne Yahudiler ne Amerikalılar ne de Rusların onlara faydası olmayacak. Son pişmanlık fayda etmez.

إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُولَئِكَ فِي الْأَذَلِّينَ كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ“Allah’a ve Rasûlü’ne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, “Şüphesiz ben ve Rasullerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Mücadele 20-21]}