Kudüslülerin ve Filistin halkının yoğun protestosu üzerine iki gün önce metal detektörleri kaldıran işgal güçleri, Çarşamba akşamı da kurdukları akıllı kamera ve demir köprüleri kaldırdılar. Filistin halkı, Mescidi Aksa içinde namaz kılmak isteyenlere karşı alınan önlemleri şiddetle reddetmişlerdi.

Savunmasız bedenleri, eşsiz kararlılıkları, Mescidi Aksa’nın kurtuluşu için İslam ümmeti ve ordusuna yönelik haykırışları ile Kudüslülerin işgal güçleri karşısında sergilediği büyük direniş, Yahudi varlığının kalbine korku saldı. Bu yüzden Yahudi varlığı aldığı önlemlerden geri adım atmak zorunda kaldı.

Kudüslülerden beklemediği veya hesapta olmayan bir direniş ile karşılaşan Yahudi varlığı, alelacele krizi bertaraf etmeyi yeğledi. Çünkü duyarlılık giderek artmış, İslam ümmeti ve ordulara haykıran sesler çığ gibi büyümüştü. Mescidi Aksa’nın kurtuluşu ve zaferi için orduların hemen seferber edilmesi isteniyor, ajan yöneticiler ve liderlere güvenilmemesi gerektiği belirtiliyordu. Zira Kudüslüler, Mescidi Aksa ve Filistin’i peşkeş çekenlerin, Allah’a, Rasûlü’ne ve müminlere ihanet edenlerin bu yöneticiler olduğunu biliyorlardı. Beklenmedik direniş nedeniyle işgal kuvvetleri aklını kaybettiler. Damarlarında korku kanları dolaşmaya başladı. Çünkü sorunun aslına yani İslam ümmetine rücu ettiğinin farkındalar. Sorun aslına rücu ettiği zaman kutsal topraklarda barınan Yahudi varlığı sona erecektir. Dahası bu mücrim yöneticiler, halkları karşısında rezil rüsva bir duruma düştüler. Yaptıkları ihanet karşısında Müslümanların seferber olmasından tırstılar. Bu yüzden uzak yakın herkes, sükûnet çağrısında bulundu. Olayları kontrol altına almak ve daha da kötüleşmesini önlemek için çağrılar yaptılar.

İslam ümmeti ve ordulardan yardım istenmesi, sorunu cüceleştirmek, İslam ve İslam ümmetinden koparmak, Kudüs ve Filistin halkının meşru temsilcisi olduğunu iddia eden paralı askerlere teslim etmek için onlarca yıldır sarf edilen çabaların zayi olması nedeniyle kâfir ve ajanların kalbine korku salmıştı.  

Mescidi Aksa olayları, Kudüslüler ve Filistin halkının sergilediği üstün direniş ve kararlılığının akidesinden ve İsra’ya olan sevdasından geldiğini göstermiştir. Yöneticiler, ajanlar, kurum ve kuruluşların emaresi okunmamıştır. Hatta bu kesimler, murabıt Kudüs halkının ne söyleyeceğini, hareket tarzı ve davranışının nasıl olacağını beklemeye koyulmuşlardır. Kudüs halkı taş olup Yahudi varlığı ve kutsal Mescidi Aksa için tuzak kuran, plan hazırlayan ajan yöneticilerin umutlarını ezip geçmiştir. Yahudi varlığı, Filistin yönetimi ya da Ürdün yöneticileri ve Müslümanların diğer yöneticilerinde değil her şeyin Kudüs halkında bittiğini fark etmiştir. Filistin halkı, ajan yöneticilerin alçak olduklarını, onlara umut ve bel bağlanmaması gerektiğini anlamıştır.

Kudüs olayları, Mescidi Aksa ve Filistin sorunu için yegâne çözümün sorunu gerçek cihete İslam ve İslam ümmetine döndürmek, Filistin ve esir Mescidi Aksa’nın kurtuluşu için orduları seferber etmek olduğunu göstermiştir. İslam dünyasında homurdanan sesler ve giderek artan çağrılar nedeniyle akıllarını kaybeden Yahudi liderleri, vakit geç olmadan krizi bertaraf etmenin yollarını aramışlardır.

Biz, Kudüs halkının kahraman duruşunu takdire şayan buluyoruz. İşgal güçleri karşısındaki üstün duruşunuz nedeniyle sizi kutluyoruz. Yahudi varlığını hezimete uğrattınız, geri adım atmak zorunda bıraktınız. Gözünüz aydın olsun. Sevinsek de daha fazla sebat etmeliyiz. Mescidi Aksa’nın kurtuluşu ve işgal pençelerinden özgürleşmesi için İslam ümmeti ve ordularına yönelik daha fazla çağrılar yapmalıyız. Büyük ve gerçek sevinç, Mescidi Aksa Yahudilerden temizlendiği ve İslam’a iade edildiği zaman olacaktır...

فَإِذَا جَاء وَعْدُ الآخِرَةِ لِيَسُوؤُواْ وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُواْ الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوْاْ تَتْبِيراً “İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)”^{[İsra 7]}